26 Ocak 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee D cD0ŞONÜŞLER MAHKEMELERDE , Devlet hava yolları Tiyatro kültürü İstanbul Şehir Tiyatrosunun (Eski Darülbedayi), uzun senelerden- beri şehir çerçevesinde yaptığı hizmetin kıymeti ne olursa olsun, mem- leket ölçüsünde tiyatro kültürünü yaymak işine daha yeni başlamak va- ziyetinde bulunduğumuz reddedilemez bir hakikattir. Bir yandan tiyatro mektebiyle, yarmki temaşa sanatkârlarımızı ye- tiştirme işine ehemiyetverirken, bir yandan da, tiyatro Hakkında, şim- diye kadar halkımız arasında yayılmış yanlış kanaatleri kökünden kazı- yarak, bu sanat şubesinin, en âsil soydan bir kültür vasıtası olduğu ima- nını her türkün kalbine yerleştirmek den çalışmaya koyulmalıyız. için bütün gayretimizle ve şimdi- Fransız sahnesinin, bundan otuz yıl öncesine kadar, - ve belki daha daralmış bir ölçüde bugün de- idame ettiği tiyatro telâkkisi bile, bu- gün, bizim istediğimiz ve beklediği kültür tiyatrosu için bir esas ve istinadgâh olamaz. Dünyanın her tarafında tiyatro ve piyoniyelerinin yanlış ve kokmuş telâkkileri yıkmak için sarfetmiş oldukları gayret ve bu sayede elde edilen muvaffakiyetler sahne telâkkisinde, gözümüzün önündedir. Türk sanat ve kültür kıymeti, en başta rol oynamak mev- kiindedir. Eglenceden başka bir faydası olmryan bir sahne mefhumu inkilâb Türkiyesinde elbette ki yer bulamıyacaktır. Aradaki ibtidai devresini geniş bir adımla atlıyarak, türk tiyatrosunu kurmaya, klâsiklerle başlıyacak ve modern anlayışlı sahne eserleriyle devam edeceğiz. Şekspir, Molyer, Şiller bize ilk atacağımız adımlarda en emin desteği teşkil edecek ve bunların ışığında yeni türk müellifle- rini sahnede konuşturacağız. F akat bu faaliyetin bir de propaganda safhası vardır ki ona şimdiden girişmeli, klâsikleri halkımıza tanıtacak ve sevdirecek eserleri aramızda geniş ölçüde yaymalıyız. Dostumuz dilimize çevirdiği Charles Lamb'ın * Nureddin Artam'ın ingilizceden e 'Şekspirden hikâyeler” isimli eseri ' bu neviden bir propaganda ve vülgarizasyon kitabıdır ki, klâsikler lehi- ne mücadelemizde bu gibi kitablarım oynıyacağı rolü mübalağalandır- maya imkân yoktur. — YAŞAR NABİ Adliye sarayının inşaatına hazırlık İstanbul, 25 (Teleonla) — Yeni ya- pılacak adliye sarayının istimlâk işi tamamile bitirilmiş, milli emlâk mü- dürlüğü yıkma işini bir müteahhide i- hale etmiştir. Yakında mahkümlar tev- kifhaneye nakledilecek ve binanın yı- kılmasına başlanacaktır. Müftilerin maaşları kesilmiyecek Bazı mahallerde 65 yaşını doldu- ran müftülerin tekaüde sevkedilme- leri icab eder mülâhazasiyle maaşları verilmediği Maliye Vekâletinin na. zarı dikkatini celbetmiştir. Vekâlet alâkadarlara müftülerin yaş haddine tâbi tutulmadığını, ancak müftülerin vazifelerini yapamıyacak — derecede alil ve mariz oldukları fennen sabit olmadıkça veya kendi arzusiyle teka- üdlük istemedikçe bunların maaş- larının kesilmemesini — alâkadarlara bildirmiştir. Üniversite - rektörlerinin şehrimizdeki tetkikleri Birkaç gündür şehrimizde bulu- nan üniversite rektörü B. Cemil Bil- sel üniversiteye aid muhtelif işler hakkında kültür Bakanlığı ile temas- larıma devam etmektedir. B, Cemil Bilsel hafta sonlarına doğru İstanbu- la dönecektir. Kızılayın Kültür bakanlığına teşekkürü Türkiye Kızılay Kurumunun alt- anışıncı yıldönümü dolayısiyle 25 bi- rinci kânun 1937 tarihinde yurdun her tarafında yapılan tören ve teza- hürat bilhassa okullardaki gençlik Kızılay teşkilâtının iştirakiyle, arzu edildiği şekilde çok parlak ve danlı geçtiğinden Kızılay Kurumu “Kültür Bakanlığına teşekkürlerini bildirmiş- tir. H A V A Hava kapalı geçti Dün şehrimizde hava öğleye kadar bülutlu, öğleden sonra kapalı ve hafif rüzgârlı geçmiş, ısr gece sıfırın al- tında 7, gündüz sıfırın üstünde 1 de- Etin ucuzlaması içih İstanbulda bir komisyon kuruldu İstanbulr 25 (Telefonla) — Etin 1 marttan itibaren ucuzlaması kararını tahakkuk ettirmek üzere belediyede hayvan borsası komiseri, belediye ik - tisad müdürü, celep ve kasablardan se- çilmiş ikişer delege ile şehir meclisin- den seçilecek üç âzadan müteşekkil bir komisyon kurulacak ve komisyon ilk toplantısını 10 şubatta yapacaktır. Fener idaresi tazminatı az görüyormuş ! İstanbul, 25 (Telefonla) — Fener- ler idaresi şirketinin alacağı tazmina- t az görerek Fransa hükümeti vasıta- sile Lahey adalet divanına müracaat edeceği burada haber verilmektedi Şirket Yunanistandaki fenerleri de beş sene evel hükümete devrettiği za- man verilen tazminatı az bulmuş ve Lahey adalet divanına müracaat et mişti, Bu davâ hâlâ devam etmektedir. Eminönü meydanının müs- takbel harita ve plânları İstanbul, 25 (Telefonla) — Eminö- nü meydanının haritaları ve müstakbel istimlâk plânlarını hazırlamak üzere İstanbul belediyesi harita müdürü mü- Bekirin haftalığının başına neler gelmiş ? Hancı Bekiri çalıştırmış çalıştirmiş fakat sonra da parasını vermemiş ! Peki Beki. rakı parasını nereden bulmuş ? Haymanalı İlyas oğlu Bekir, askerliğini yeni bitirmiş ve Anka- raya iş bulmaya gelerek hemşehrilerinin sağlık verdiği itfaiye meydanındaki hanlardan birisine yerleşmiş. Müşterilerinin çoğu civar kazalı olan bu hancı, yabancılara iş bulmakla meşhurmuş. Şimdi Bekirin başına gelenle- ri, kendi ağzından dinleyiniz: “— Aradan iki gün geçti. Yanım- daki harçlık bitmeye başladı. Hancı- yı sıkıştırdım: “— Dayı, davran da bana bir iş bul..,, dedim. Üçüncü gün sabaherkenden beni uyandırdı. Yanı- ma bir adam kattı. Şöyle ayağında çizme olan kafası kasketli bir adam... hanın kapısı önünde benim gibi se- kiz on kişi daha vardı. Hep beraber yola koyulduk. Keçiören taraflarında bir yere gittik. Bir arsadan kırmızı renkli bir toprağı kazarak orada bek- leyen arabalara dolduracaktık. Akşama kadar çalıştık. Karanlık basmaya başladığı zaman “artık dağı- lın,, dediler. Ben, parayı hancıdan a. lacağımı umarak hiç seslenmedim. Akşam hana geldim. Tenha bir za- manda hancıdan gündeliği istedim. “— Ne gündelik istiyorsun? dedi. “— Canım akşama kadar çalıştım ya.. gündeliği istiyorum.,, Şöyle biraz düşündü: g “— Ha! dedi. Senin çalıştığın yer- den haftalık verirler. Acelen ne?..,, Hemşehrilerden borç ekmek para- sı alarak hafta sonunu ettim. Yedin- ci günü akşamı hancıya tekrar baş vurdum: hendis Galib bugün Ankaraya hareket etti. #*— Dayı, dedim. Hafta başı oldu. Şu bizim paraları versen iyi olur.,, Hancının birdenbire suratı değiş- ti: “— Şuna bak! Seni ben mi çalış- tırdım... kim çalıştırdı ise ondan pa- ranr al... hem yatıp kalk, hem de üste- lik para iste...,, Yalvardım, yakardım olmadı. Be- ni ilk gün işe götüren ayağı çizmeli adamı aradım onu da bulamadım...,, İşin asıl garib tarafı, hancı, kira ile tuttuğu hanı başkasına devretmiş- ti. Bekire parayı verdiğini iddia etti: “— Garibti, kimsesi yoktu, bir iyilik yaptım. İşe koydum. Gündeliği 40 kuruştan İşe gitti. 10 kuruşunu han parası olarak ayırdım, Otuz kuruş he- sabiyle haftalığını avcuna saydım. O akşam hemşerileriyle birleşip rakı içmişler. Param yok diyordu rakıya pa- rayı nereden bulmuş?,, Hancı, Bekire haftalığını üç kişi- nin yanında verdiğini söyliyordu. Şimdi, hem onlar; hem de hancının, Bekirin rakı içtiğini söylediği dük- kânm sahibi dinlenecektir. Çünkü hancının iddiasına göre, Bekir, haftanın son günü gidip bir liralık rakı içmiş. Kendisi de mahke- mede parası olmadığını söyliyor. Haf talığını almadığını söylediğine göre, bu bir lirayr'nereden ele geçirdiğini acaba nasıl anlatacak dersiniz? Usta marangoz neler yapar ? Hâdise arab saçına benziyordu: Beraberce kahveye gitmişler, otur- muşlar, tavla oynamışlar, sıra biraz yarenliğe gelince aralarında bir “fi- kir anlaşmazlığı,, başgöstermiş. Nuh, Süleymana kahvedeki bilardo masası- nr göstererek: “— Sanki bunu neden Avrupadan getirtiyorlar, Bunu, ben de yaparım!,, demiş. Arkadaşı gibi marangoz olan Sü- leyman: “— Yapma, Nuh, demiş... o ince iş, Öyle bir tesviye ister ki...,, Arkadaşları arasında iddiacılıkla tanman Nuh, birdenbire kızmış: “— Haydi oradan sersem, demiş, Ben senin gibi doğramacı çırağı de- ğilim. Ben İstanbul sanayi mektebin- de okudum. O masa gibi işler, bana çocuk oyuncağı gelir.,, Arkadaşının huyunu bilen Süley- man ses çıkarmamış, yalnız hafifçe gülmüş. Vay senmisin gülen... “— Ne gülüyorsun inanamadın mı? Süleyman işi şakaya dökmek iste- miş: “— Yok canım, yalnız bilardo ma- sası senin elini burar gibi geldi de...,, Kafası biraz tütsülü olan Nuh bir- denbire yerinden fırlamış, tabancası- nı çekerek: |- “— BSen zaten beni adam yerine köymazsın. Benim elim bana İüzim ama, seninki mısır koçanına benzer,, diyerek arkadaşına üç el ateş etmiş. Kurşunlardan- birisi Süleymanın kolunu sıyırmış, birisi baş parma- ğına gelmiş, üçüncüsü de boşa gitmiş.. BL oi Nuh, mahkemede müdafaasını şöy- le yapıyordu: “— Elime küfür etti. Kendimi tu- tamadım, Zanaat sahibi adamın eli sermayesidir. Bir daha kimsenin eliy- le alay etmesin diye eline ateş ettim.., “— Kurşun ya başka yerine, kafa- sına, kalbine gelseydi? “— Nasıl olur Bay hâkim.. karşım- da oturan adamın dilediğim yerini vuracak kadar nişancıyımdır. —— Nuhun attığı kurşunlarla Süley- man; üç hafta “işinden olacak,, kadar yaralanmıştı. Söz sırası Süleymana için yeni bir kanun Bu kanunla idarenin vazife ve teşkilâtı tayin ediliyor Bayındırlık Bakanlığı, Devlet Hava Yolları Genel Direktörlü- ğünün bugünkü teşkilâtı yerine kaim olmak üzere yeni bir kanun projesi hazırlamıştır. Projeye göre Devlet Hava Yolları, Türkiye hududları içinde ve dışında hava yolları tesis edecek ve yollar üzerinde tayyarelerle yolcu, eşya ve posta nakliyatı yapacaktır. Genel direktörlük Bayındır- lık Bakanlığına bağlı, hükmi şah- siyeti haiz mülhak büdce ile ida- re olunur bir devlet müessesesi olacaktır, Genel direktörlükte çalışan memur- ların maaşları azamt olup icabında daha aşağı derecelere memur tayin o- lunabilecektir. Hava yolları memurla- rı, devlet memurlarının istifade ettik leri bütün haklardan istifade edecek- ler ve tekaütlükleri tekaüd kanu- nuna göre yapılacaktır. Devlet hava yolları müstahdemlerinin ve maaşlı kadrolarda ücretle çalışanların teka. üdlükleri hakkında devlet demiryol- larr memurları ve tekaüdlüğü kanun- ları tatbik ol ktır. Müstahdeml rin aylıklarından kesilen yüzde beş- ler devlet hava yolları büdcesinden bu paranın bir senelik baliğine mua- dil tahsis edilecek meblağ ve yüzde yarım malüliyet tazminatı karşılığı, devlet hava yolları sandığına yatırıla- caktır. Devlet demiryollarında loko- motif üzerinde çalışan memur ve müstahdemlerin her hizmet senesinin bir buçuk sene filt hizmete tekabül edeceği hakkındaki hüküm hava yol- ları tayyareleri üzerinde çalışan uçuş Personeli hakkında da tatbik oluna- caktır. Şehid ailelerine tazminat Vazife uçuşu esnasında, bir kaza neticesinde her ne suretle olursa ol- sun ölen pilot, pilot muavini, maki- nist ve telsizcilerle idare mensubla.' rının maaşa müstahak aileleri efradı- na tahsis olunacak dul ve yetim ay- Irklarından başka olarak kanüuni mi- râsçılarına birer defaya mahsüs olmak üzere beş bin lira nakdi tazminat ve- rilecektir. Hava yolları memur ve müstah- demlerinin ve idare encümeni ile in- zibat komisyonunun vazife ve salâhi- yetleri; tayin, tebdil ve idare muame- lâtmın tedviri, nakliyat usulü ve şart ları, idareyi alâkalandıran diğer hu- suslar Bayındırlık Bakanlığınca bir talimatname ile tesbit olunacaktır. Hava yollarının menkul ve gayri menkulleri ve varidat fazlası devlete aid olduğu gibi büdce açığı da dev- letçe kapatılacaktır. İdarenin sarfi- yat ve hesabları muhasebel iye kanununa göre icra ve tesis oluna. caktır. Divant muhasebatın muraka- besi sarfiyatın vukuundan sonra iyfa olunacaktır. Hava yolları idaresinin yolcu, eş- ya, meydan, hangar tarifeleri ve pos- ta, telgraf idaresiyle beraber tesbit edecekleri posta tarifeleri bayındır- lık Bakanlığınca tasdik olunduktan sonra yürürlüğe girecektir. Meccani seyahat yapılmıyacak Tayyarelerde her ne şekil ve su- rette olursa olsun meccani seyahat yapılamıyacaktır. İdarenin memurla- rı bu hükümden istisna edilebilecek- tir. Hava yolları idaresinin bütün te- sisatı ve vesaiti askeri ve sivil fabri- kalarda maliyet fiatına tamir ve ıslâh olunacak, yük eşya ve malzemede dev- let depo ve antrepolarından maliyet fiatımna alınabilecektir. Hava yolları tayyareleri, askert ve hava kürumu meydan ve yardım- c meydanlarından, askeri ve hava kuürumu tayyareleri de hava yolları meydan ve yardımcı meydanlarından ücretsiz istifade edebileceklerdir. Rasat raporları Meteoroloji genel direktörlüğü, hava yollarınım lüzum göreceği za. l göre hava pürüzsüzlükle ve duralamadan dedi ki: “— Bay hâkim, bu Nuh benim es- ki bir arkadaşımdır. İyi çocuktur am- ma biraz deli bozuktur. Kendini pek beğenir, O akşam biraz başı da hoş- tu. Bü işi yaptıktan sonra kendi ha- piste olduğu için evime adam gönder- di. Hatırımı sordurdu, bu işi yaptı- ğından pişman olduğunu anlattı. Biz, çoluk çocuk sahibi insanlarız. Nuh yeni evlenmiştir. Ben hakkımdan vaz geçiyorum.., Sonra fedakâr bir kahraman gibi yerine oturdu. Nuh önüne bakıyordu. Müddeiumumi; — vakayı “âdiyen cerh,, mahiyetinde gördüğünü söyle- di. Nuhun vekili müdafaa için müh- let istedi, Ve bu mühlet kendisine ve- rildi. Hayvanlarda ieolojî, meteoroloji ve lokal anestezi Son larda uzak lerin coğrafyasını, ancak oralarda harb patlak verdiği ve iki taraflı bir- birini yalanlar tebliğler çıktığı za- man öğrenmeğe alıştığımız İçiti, â- yıb değil ya, ben Montaua'nın nere- de bulunduğunu bilemiyorum. Fakat Montaua'da bir takım ma- den ocakları bulunduğunu biliyo- rum. Gazetede okudum, Hattâ bu maden ocaklarının başka yerlerdeki- lerden farkı şudur: Bunların içinde amele ile birlikte bir çok fareler de bulunur. Dahasını ister misiniz? Buradaki fareler, meşhur fare Miki kadar da itibardadırlar: Maden ida- releri, hiç birnin kuyruğuna hatâ gelmesine müsaade etmez. Sebebi? Sebebi tamamile fennidir. Bu M denil aa 5Kt maden ocaklarında sık sık çöküntü- ler olmakta ve bu yüzden, bazan, maden işçileri toprak altında kal- Yalr rece kaydedilmiştir. Dün yurdun şark ve bu şarkt Anadoluda hava iyetle yağışlı, Karadeniz ve or- ta Anadolunun — şark kısımlariyle Trakyada yer yer yağışlı, Ege ve ce. nub Anadolusu mıntakalarında bulut- lu geçmiştir. Yağışların karemetreye bıraktıkları su mikdarları Dörtyol- da 20, Sinob ve Trabzonda 12, Kay- seride 8, Diyarbakırda 6 kilogram- dır. Dün en düşük 1sr Karsta sıfırın altında 16, en yüksek ısı da sıfırın dırlar. Buralarda bir çok fa- reler bulunduğu halde çöken top- rak altında hiç bir fare görülmeme- si oradaki fen adamlarının gözüne çarpmış. Sebebini araştırmışlar. Me- ğer böyle bir çöküntüyü çok önce- den sezinleyen fareler, felâketten önce sürü sürü oradan kaçar, selâme- te çıkarlarmış. Şimdi Montaua ma- denlerinde farelere gösterilen itibar bu yüzden imiş. üstünde İzmirde 9, Bodrumda 10, A- danada 12, Antalyada 13 derecedir. Yani hayvancıklar orada bir nevi jeoloji mütehassısı gibi ikram görü- UoaurMular VOKUUKUKUKUNUUUUM KUK AKUK UKU KUDK AA AAA KA KA OA AM OK AA AAA AN UKUK AAA AAA AAA A AUK OKUN AK UK AAA AA OU KUKOK UKUK AA KA KA KA KA KUKOK AĞA AAA U AUA N OKU AAA KUKU KA AAA AUAKA NUK AA A AU KA KA KA KA Bundan başka ağaçtan şeker, Aayvan yiyeceği, suni ipek ve da- ha nice maddeler yapılıyor. Son zamanlarda odunlar, yep- yeni bir sahada kullanılmağa baş- lanmıştır: Bunlar, un haline geti- rilerek kadınlar tarafından pud- râ yerine kullanılmaktadır. Şeker, suni ipek, lif ve saire ne yıp gene hava yolları idaresinin tâdm Vvin erderadi miülAdatlar ininda h meydanlarına verecektir, - Posta 1da- resi de idareye aid hava rasat Trapor- ları hakkındaki telgrafları ve seyri- sefer emniyetine aid muhaberatı tak- dimen ve tesrian çekilmesini temin e- decektir. Hava yollarr ve meteorolo- ji genel direktörlükleri biribirlerinin telsiz istasyonlarından karşılıklı is- tifade edeceklerdir. Yolcuların sigortası Yolcular 1.000 lirası mecburf ol« mak üzere 10.000 liraya kadar sigor- ta edileceklerdir. Sigorta primi Ba. yındırlık Bakanlığınca sigorta şirket leriyle anlaşılarak bilet üzerine ilâve edilerek al l Kaza icesi de malüliyet veya vefat vukuunda si« gorta edilen mikdar yolculara veya kanunf mirasçılarına ödenecektir. Hava yolları idaresinin getirteceği tayyare, telsiz ve diğer alât ve cihaz- lar gümrük ve diğer resimlerden mu- af olacaktır. Projenin muvakkat — maddelerine göre, bu kanunun yürürlüğe girme- sinden önce vazife uçuşu esnasında şehid düşmüş olan pilot Ekrem Ermek ve makinist Sami Demirer'in yetim ve eramiline bu kanun hükümleri daire- sinde dul ve yetim aylıkları tahsis o lunacaktır. — * Hava yolları idaresinde müstah. ın bir defaya mahsus ol- yorlar demek. dan düşer gibi bahsetmedik. Te- — - : eli a Euclardar Ka Ördekler de havayı 48 saat önce- — kirdağı vilâyetinde 18 ile B0 ara- :;';â:_f Püe e y ; |dem olani sinden anlamazlar mı ? sında herkes 15 şubat 1938 tarihi- ketik ormanların Bilkünli sübheya Bu kadar terakkilere,bu kadar â- — ne kadar birer karga öldürmeğe giriyor. demektir. letlere rağmen insanı farenin jeolo- — mecbur olmuşlar da, o yüzden bu Kuyrukdu bir yala! jide, ördeğin metorolojide geri bı- — karga edebiyatı h geldi. a ö rakmasına ne dersiniz ? Sade lakırdı kıtlığında asma- Ona bak, lokal iyi, İepanya heykeli! lar budanmaz; bazan havadis kıt- lardan asırlarca ö inden be- G lerde resmini gördünüz lığında kuyruklu yalanlar da uy- ri tatbik eden kimlerdi biliyor musu- nuz ? Eşek arıları. — T. İ. < Karga edebiyatı! Eskiden beri çiftçi bir millet ol- duğumuzdan ve bu kara kuşun e- kinlere musallat bulunmasından mıdır, nedir, karga, bizim idiom- larımıza, ata sözlerimize, hattâ divan edebiyatımıza ve halk şar- kılarımıza girmiştir. Karganım kı- lavuzluğundan bahseden ata söz- lsrini bilirsiniz. Mirasına konabilmek için bir kimsenin ölümünü dört gözle bek- leyenlere de “leş kargası,, denir. “Karga burunlu” , “karga,, ge- ne türkçenin tabirlerindendi. Divan edebiyatının en ağdalı bir mısramda gene karganın fars cası vardır: Taklidi zâg kebki hiramanı ıuıdu_ıuı- 1 Hele şöyle başlayan türkü : Karga da seni tutarım aman ! Kargadan durup dururken, dam- mü? Karşı tarafı tarassud etmek için silâhı ve dürbini ile bir ağacın üzerine çıkan bir ispanyol neferi, durulur. Bir Avrupa dergisinde çıkan şu satırları okuyunuz da sözüm doğ- y orada dalların da d katılakalmış. Ben eğer, bir heykeltıraş olsay- dım ve eğer bana — içinde bütün avrupalı ihtirasların barut ve kan- la konuştuğu — İspanyanın bu günkü halini tasvir edecek bir â- bide ısmarlasalardı, bu ağacı ve üzerinde katılakalan bu zavallı neferin heykelini yapardım. Odundan pudra İngilterede bir hsulle- r , değil midir, anlarsınız : “Atinada küfürbazlıklar hak- kında müzakerede bulunmak ü- zere enternasyonal bir kongre top- lanmıştır. Bu kongrenin maksadı, dünyadan küfürbazlığı kaldırmak- tar, Müzakereler sırasında burada bul bir türk delegesi, İtalya- nın, en fena küfürlerin edildiği memleket olduğunu söylemiş, bu- nun üzerine müzakere hararet- ri sergisi açılması dolayısile neş- riyat yapan bir dergi, artık odun tihlâk ediliyor, diyor. Meselâ bu- gün yün sarfiyatının, pamuk sar- fiyatmın yüzde kırkı eksilmiş, bunlarm yerine ağaç lifleri kaim olmuştur. I iş, bir takım delegeler küfür- ler savurmuş ve nihayet kongre dağılmıştır.,, Küfürbazlık hakkında uydurul- muş olan bu haberi okuduktan sonra insanın, meşhur hikâyeyi hatırlıyarak : N — Hacı Mehmed, çıkar ağzın- dan baklayı ! Diyeceği geliyor . mak üzere cedvelde yazılr memuri- yetlere karşılarında gösterilen maaş- larla tayinlerine Bayındırlık Bakanı salâhiyetli olacaktır. İdare kadrosu Projeye bağlı cedvele göre idare kadrosu 100 lira aslf maaşlı bir genel direktör, 90 lira maaşlı bir genel di. rektör muavini, 45 lira maaşlı bir hu- sust kalem şefi, 20 lira maaşlı bir kâ- tib, 80 lira maaşlı bir fen heyeti şefi, maaşlı bir kâtib, 90 lira maaşlı bir iş« letme direktörü, 45 lira maaşlı bir şef, 30 lira maaşlr bir memur, 20 lira ma- aşlı iki kâtib, 30 lira maaşlı üç srhiye memuru, 25 lira maaşlı 2 sıhiye me- muru, 55 lira maaşlı bir muamelât di- rektörü, 45 lira maaşlı bir muamelât direktör muavini, otuz lira maaşlı iki, yirmi beş lira maaşlr iki memur, yir- mi lira maaşlı iki kâtib, 55 lira maaş- lt bir levazım direktörü, 40 lira maaş- lr bir ayniyat muhasibi, otuzar lira maaşlı üç mutemed, yirmi beşer lira maaşlı iki anbar memuru, yirmi lira maaşlı bir kâtib, 55 lira maaşlr bir müuhasebe direktörü, 40 lira maaşlı bir muhasebe şefi, 30 lira maaşlı bir, 25 lira maaşlı bir muhasebe memuru, 30 lira maaşlı bir veznedar ve'20 lira maaşlı iki kâtibten mürekkebtir. toplar ; —| 70 lira maaşlı*iki mühendis, 20 lira ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: