26 Ocak 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bi ğ Vd HAYAT ve SIHHAT S ysurannaf” K?7 dif kisi x i ve Bu zamanda bayanların kürk man- ersi toyu niçin giydikleri düşünülecek bir Meseledir. Büyük anneleri de ipek maşla kaplı kürk giyerlerdi ama, © Zamanda kürkün tüyleri içeride kalır. Jpekli kumaştan kabı da dışarda bulu- hurdu. Bir taraftan da kürkün yakası Ve kolları kapalı, önü de düğmeli oldu. - ndan bayanların kürkü ısınmak için | &iydiklerine inanmak kolay olurdu. Kürkler öyle, tüyleri içeriye doğ- Tu giyildiği zamanda bir de hikâye an- atırlardı: Bir gün Nasrettin Hoca, kürkünü tüyleri dışarıya giymiş de, 'una gülenlere: — Siz onun sahibinden iyi mi bili - Yorsunuz?... Demiş. Şimdiki bayanların da kürk Mantolarını tüyleri dışarıya olarak giy- diklerini görenlerden, feministliğe düş- Man olanlara sorarsanız, Nasrettin Hocanın mütaleasından bir derece ilerde: — Kadınların fikri daima geride kal- A, $ V| Kürk manto için diyemezsiniz. '. Ya- kası ve göğsü açık, önü düğıııı_ııı. de- kolte kollar üzerine giyilen, .ıoguk ha- vanın kürkün ipekten astariyle gene onun gibi nazik bir deri ırımıdı îerıh ferah dönmesine müsaid bir kurkı.ıu - sınmak için giyildiğine kimse inan- maz. Vakıa, kürkün içindeki vü.ı:ı_ıd 1ısi- nırsa da üzerinde kürk olquğu için de- ğil, içinde hava dönerek vücudı_ın için - deki tabii ısınma cihazını tenbih ettiği için. p N Kürk, şüphesiz, ısıtacak bir elbise- dir. Tüylerin arasına hava sıkışınca, bu hava tabakası insanı gerçel_ıl'en ısıtır. Fakat tüyleri içeri, doğru giyilerek ha- va tabakası tüylerin arasında sıkışıp kalırsa. Onun içindir ki kürkle gerçek_- ten ısınmak istiyen şimal yoll_m gemi- cileri kürklerinin tüylerini daima içeri- ye doğru giyerler. İ Nasrettin Hoca'nın, hıyva.nlçn dü- şünerek ileri sürdüğü fikir ınnıîlar'a_ tatbik edilemez. Çünkü onların kürkü ücudl. yap . Kutba yakın elbette, ısınmak ibı ketı di Mıiş şeyleri e leniyetten önce, daha elbise giymeğe dul .y.n'kaviınlcrden bazıları da oldukları için onlar yerlerde yaşı ğ ü dan, uzun uzun tüylü bul ları devre acırlar da, o devri hatırla- Mak ve hatırlatmak üzere, kürklerini tüyleri dışarıya doğru giyerler... Diye cevah verirler. Bu suretle dü- Ş$ünüşü, sizin de, benim de, doğru bul « Mıyacağımız şüphesizdir. Çünkü böyle düşünmek bir kere, bayanlara karşı ğ lduğ nazik- liğe aykırıdır. Bundan dolayı da mutla- ka haksızdır. Zâten bu mütaleanım hak- sızlığına tarihi delil de vardır. Otomo- bilin icad edildiği zamanı görmüş olan biraz yaşlı adamların hepsi bilir ki kürkü tüyleri dışarıya doğru giymek Modasını bayanlar değil, otomobili bir 3por diye tutan baylar çıkarmışlardı. Sonra böyle giyilen kürkün otomobilde Pek fazla yer tuttuğunu görerek, kürkten onlar büsbütün vaz geçtiler. Bugün kürk giyen erkek ıöı'ülu' b_ilı? Böst Pa b da hayvan postlarını tüyleri dışarıya doğru giyerler. Fi 'akat Eskimolar biraz daha ilerlemiş olduklarından rutubetli havalarda kürklerini içeriye çevirirler, Hava rutubetli olunca, tüyleri dışarıya doğru kürk insanı daha ziyade üşütür, İB'îfr* Akvrup'al*ı G'gz'ü ' Ka 4 l Yazan: H. Lechenperg olmamasına rağmen, adam akıllı kü bunlar şarkta,-en son Harvard'da hakikatte yalnız şarktaki kolejler kıyor. Amatör atletizm birliği hemen hemen belli başlı bütütn amatör sporlarını kontrol ediyor Mr. Don bana amerikan hafif atletizm yapısının kuru- luşunu anlatmağa çalışıyor. Temel, bundan evvel söylendiği gibi kolejdir. Nazari olarak bütün talebe- ye açık olan, sözüm ona kolej şampiyonları var-çün-. dirler. Bundan başka bir de “İntercollegiate” ko- — 23 — genç tesiri bıra- « yapıldıklarından iştirak etmekt2- lejler arası bir şampiy a var. Bu şi P yonalar yalnız elli kimsenin de, iştirâk edebileceği meydana çıkarılır. lbed ti ve tutulur. hele pek soğukta kürkün ü indeki 18- laklık donup da buz olursa, Bunu bilen, şimal gemicilerinden bazıları kürkü doğrudan doğruya deri üzerine - tabii tüyleri içeriye doğru - giymeği tecrübe etmişlerdir. O vakit de kürkün tüyleri teri çeker ve daha zararlı olur. Onun için kürkün tüylerinden yün yaparak yünlü elbise giymek hem me- deniyet eseridir, hem de sağlığa daha uygundur. Bereket versin ki, bayanlar kürk gerçel k için değil, Pek azdır, onlar da kürkl y süs olsun diye giyerler. En güzel deli- yen ananevi hafif atletizm organi: kur cemiliğind lar. kendileri mi? Bunlar dünyada a mesafelerdir. Zenci sürat ko 'neğ kararlaştı Milletler Cemiyetinin hedeflerine tevfikan milletlerin karşılıklı anlaş. Malarına medar olmak suretiyle ma- hevi silâhsızalnmağa hizmet eden ve- Ya bedeni, fikri ve ahlâki sahalarda Çok müessir terakki vasıtaları teşkil €yliyen her nevi tedris ve terbiyevi Mahiyetteki filmlerin milletler arasın da intişarını kölaylaştırmak maksa- diyle 1933 senesinde Cenevrede 24 devlet tarafından imza edilen bey- Nelmilel terbiyevi filmler mukavele- Sine hükümetimizin de iştiraki ka- Tarlaşmıştır. Arnavudköyde bulunan cese- din gömülmesine izin vel'ğ' i İstanbul, 25 (Telefonla) — İki gün #el Arnavudköyünde denizden çıka- Trlan cesedin Hasan oğlu Mehmed Ra- 8iba aid olduğu anlaşılmış ve gömül- Mesine izin verilmiştir. İçeriye doğru giyerler. O halde, bayanlar niçin kürk man- Li, ilıik havalarda bile boyunlarına boa toyu tüyleri dışarıya doğru giyerler, | sarmaları. G. A, y ON eynükayelesine | ştıraEİ=!; Hmuy yeargrir İstanbul, 25 (Telefonla) — Dün ge- ce sabaha karşı Büyükadada Sakarya sokağında bir yangın olmuş, belediye ğünü isbat edebil tahsildarı Cemalin evi ile yanındaki Panayotun evi yanmıştır. . Z Tekirdağda zelzele İstanbul, 25 (Telefonla) — Bu ge- ce saat ikiyi on dakika 56 saniye geçe İstanbul rasathanesi kuvvetlice bir zel- zele kaydetmiştir. * buld me- lar ve çekişler ile alâkadar her fazla “İnter Circle” kolejler arası birliğine aza olmuş bulunan üniversitelerin mümessilleri iştirâk edebilir. (Ya- le, Harvard, Princeton, ilâh.) Ve nihayet bir de na- zari olarak her kesin, yani talebe olmıyan bir Fevkalâde bir idare. Amerikada her hangi bir hafif atlet kabiliyetin ve her hangi bir ümidin kö- şede bucakta kalacağı farzedilemez. Ya kolejde ve yahud şampiyonalardan birinde atlet nazarı dikka- * Ve tabii, yukarda sayılı asıl teşkilâtlardan baş- ka, kulüb müsabakaları ve her şeyden evvel üniver- siteler arasında müsabakalar ve en nihayet muay- Böylece hiç bir amerikan atleti müsabakaya iştirak- ten mahrum kalmaz. Bu yüzdendir ki müsabaka a- Ve böylece Amerikanm sayısız hafif atletleri vardır. Ve bü hafif atletlerde koşuda, atlamada ve atmalarda hemen hemen sonu gelmiyen bir sürü cihan rekorlarını kırarlar.İsimleri mi? rekorların kadar herkesin ezbere bildiği isimler, zamanlar ve ni karşı karşıya koyabilece kşekilde tanzim edil- ı.ı.ıiı 'oluydı, şüphesiz, Amerikanın çok daha ezici ünlüğü ik olan — şu yukarıki Evvelâ kısa mesafeler üzerinde ve yahud Open “National Championship” milli açık şampiyona var, Amatör atletizm birliği, ilk iki şampiyonada bir dereceye kadar yalnız en yüksek kontrol makamı oynamakla beraber milli açık — şampiyonanın da organizatörüdür.. .Burada ameriken şampiyonları Bu vaziyetin eye ., Jack Medica'nım krol stili rolünü Birkaç sene evveline kadar imkânsız zanne- dilen: Amerikan yüzücüsü Medica Arne Borg'un rekorunu bir dakika31 saniyeden 19:35,8 e indirdi. Uzun atlamada gene ayni vaziyet, Owens ile * Peacock ele başı. Buna mukabil yüksek atlamada Johnson başlı başına bir sınıf teşkil ediyor. ve hâlâ da düşündürmekte olduğunu uzun boylu izaha hacet yok. Bütün mütehassıslar bu mesele etrafında kafa FERER v H e Ortada ; $ zasyonları vardır. bulunmaktadır- ve bey bir sürü teori mecvud. Lâkin hiç birisi zencilerin faikiyetini tamamen izah edemiyor. En ziyade tat- min edici görülen teori, teori me müsaade edin. Fakat isminin şimdilik zikredil- n C R kliği: Işte teori z çok sporla alâ- tan henüz uzun şucuları .İ “Zenci, beyazdan çok daha az bir zamandan beri modern hayatın yorucu ve sinir bozucu kuv- vetlerinin tesirleri altındadır. Binaenaleyh Zenci- lerin fizik reaksiyonlarının daha kuvvetli ve refle- kislerinin daha çabuk olması tabiidir, Diğer taraf- mina) ana yapısı kuvvetlenmiş değildir. Maamafih birden bire hızlanabilecek kadar yayları çabuk fesörününitüdür. , bir kolej p mesafeleri başaracak kadar (Sta- ikalıl: Al mak şartiyle, beyazlarla yaptığı daima galebe çalacaktır.” Bir teori. Bir teori ki, göreceğimiz gibi, yalnız - eıMlünbasman rekorları gösteren: — her spor nevi - ye cıkıs kabiliyeti çoak.yenindedir. Bu bünye mese- - için Âvrupanın ve Amerikanın en iyi yirmi atleti- Tesi değişinceye kadar zenci, iyi antrenman yap- müsabakalarda değil, Avrupalı- meydana çıkıyor : lara da tatbiki kabil. spor sahasında ve çekişler Fakat teoriye dalmadan evvel, Josse zencilerin üstünlüğü., Saniyen uzun ı_ııuıfelırdı* hakkında bir kaç söz.. Oteki zencilere, kazandık- Ağaçları kestiler... Ulus'un üç gün evvelki baş yazısı « n ollid xat tü barti Hayat, havasız kalmış bir balon gibi sö- ner; verimli toprak, insanları o topra- ğa bağlıyan ziraat, ziraata lüzumlu su, hepsi ve hepsi, yavaş yavaş, fakat şaş- maz bir nizamla birer birer çekilir; köyün yerini harabe, tarlanın yerini çöl kaplar. Amerikadaki misal korkunçtur. Ağaçsız tabiat neye benzer? Gölge, yeşillik, çiçek, kuş cıvıltısı olmayınca tabiatın zevki kalır mı? Ağacı seven ince ruhlu bir insanın şu hazin hikâyesini dinleyiniz: “1914 » 1918 harbında Fransa topraklarında ölen alman askerlerinin Arras civarın « da, Rümokor denilen yerde bir mezar« lığı vardır. Bu mezarlığın bekçisi Gas- ton Kot adında bir harb malülüdür. Bir bacağını oralarda çarpışırken bir gülle alıp götürmüştür. Adamcağız bir sabah içini çekerek, karısma: “ — Mezarlıktaki ağaçları kestiler. Artık yaşayamam! demiştir. * — Nasıl lâf o, insan birkaç ağaç ke- sildi diye hayattan vazgeçer mi? “. O ağaçl pesinde. y ©o yuvalarda her sene yavrulayıp ötüşen kuşlar vardı. Mezarlığı bir bahçe hali- ne getirmiştim. Tek ayağımla ora- da sabahtan akşama kadar çalı- şır, ağaçlı ltmda. yatanlarla! luni dimce konuşurdum. Ağaçlar kesi- lince onun hiç bir sevimi kalmadı. Bun- dan sonra ne ile avunacak, malüllüğün yüküne nasıl tahammül edeceğim?... “ O akşam, evin küçük mutbağında, lığa bakan pençerenin önüne ge- çip boğazma eski bir tüfeğin namlusu- nu dayayan zavallı duygulu bekçi, kor« kunç bir silâh sesinden sonra kanlar i- çinde yere yuvarlandı. “ * Bu sese koşan Gaston Kot'un karı- S1 onu ruhunu teslim ederken buldu. Bir fısıltı halinde dudaklarından çıkan son sözler: “Ağaçları kestiler...” oldu.” Bir mezarlığın ağaçları kesilince ya- ğ âsız bulan insanları anla- mak birçokl. in hakik güç- tür. Fakat tabiatı severken bu sevgiye bir sebeb izafe etmiş olanlar, o sebeb zail olunca ne yaparlar? — N. Baydar Müteahhid Abdurrahman Naci Demirağ bir hastahane , yaptırıyor Sıvas - Erzurum demiryolu müte- ahhidi Abdurrahman Naci Demirağ tarafından bu hattın geçtiği Divriği- de bütün masraflar kendine aid ol- mak üzere 30 yataklı bir hastahane yaptırılacak Plânlar h Ş tetkik edilmek üzere Sağlık Bakan- A ikalıların yaya kalışları ve Avru- Jları muvaffakiyetler dolayısiyle fevkalâde — diye- panın dan k ları ile bile yarış dıkl: bilmek ile beraber, bunu bir harika diye tavsif Evvelâ şu Zencilerin akla sığmayan fıikiyetle- etmek gerek. Fikrimce Owens, Nurmi lle beraber, rine bir bakalım : Kısa felerde (altmış met- t I hafif atletizmin cidden en yüksek len atletleri : P k, Owens, J: re, yüz yarda, yüz metre) Amerikanın en ileri ge- h Metcalfe- Merkez ü safesi 180 kilometre tahmin edilmek - tedir. Sonradan gelen haberlere göre zelzele Tekirdağda olmuştur. Yer şid- detle sarsıldığından halk heyecana düşmüştür. Hasar yoktur. Rasathane müdürü diğer bir zelzele- nin de Bolu ve civarında olduğunu şartiyle, Bütün şampiyonlukları liyor. söylemektedir. KESİKB AŞLAR Yazan: Edgar Wallace 41 Gregori Adelin kulağına işte bunla- Ti fisıldiyordu. Kapı derhal açıldı. Gregori — geniş Merdivenleri çıkarken Adel de, yüzü- 2ün bir kılı bile oynamıyarak — holde k duran uşağa bakarak bu yaban- Sidan ne gibi bir yardım görebileceğini ündü. Nihayet Gregori onu bir ka- Pinın yanında yere bırakıp kapıyı â9- & ve içeriye iterken bağırdı : — Stella, işte arkadaşnızı getirdim. a lehimde bir kaç kelimecik olsun Söyleyiniz.Kafasına biraz akıl ve man> fik sokmağa çalışınız. On dakikaya vâ gelirim, ve o zaman, genç evliler- den hiç kimseye nasib olmamış güzel T yemek yeriz ! Kapı kapandı, ve Adel odada Pl!h İr kadın olduğunu görmeğt "ğ“':il:. ü İ üğünü işit- İ Eakat Bizlik :::d'ıag':dmkhbinin sa- Tarmiş yüzünü görünce biraz sükünet du,. — Ah Miss Mendoza, dedi, Allaha Yükür, siz burada imişsiniz ! : XXXVI Firar zahiri bir soğuğ — kanlılıkla St:llı,xdi cevab verdi : . — Allaha şükür etmekte pek © kâ- iniz. Ah deli kız, ne dar acele etmey' çılğınlık ettiniz de ! — Beni zorla geti: i idim, hiç ? K mlAıg:lnl’)irdçen bire deli olacakmış gıbl: âsabileşti, fakat dudıklır.ınx ısırara Stellanın sükünetini taklid etmeğe ğı_- lıştı; ve biraz sonra, Stellaya oluş. - tenleri anlatabilecek kadar ne ıııâıe hükmedebildi. Stellanın çehresi asıldı, Ve kendi kendisine konuşuyormuş gi- bi bit, benim otomobilimi küulla- nacaktı, dedi. Söylediği gibi şoförümü de eline geçirdi. Aman allahım, nedir bu başıma gelen ! Adel, nefesi kesilerek sordu : — Şimdi ne olacak ? Stella, güzel gözleriı_ıi yirdi ve kelimeler üzerinde 1s. rarak ; — Ne yap de buraya geldiniz ? ,di.Gelmek ister genç kıza çe- rarla dü- ? ğını '| ya nihayet buldum: Briksan ne kadar di bunlara Owens de katıldı. dedi. O, hayvanın biridir... Öyle bir. hayvan ki ancak romanlarda... Yahud kapıları kilidlenmiş odalarda rastla- nır; size Bağ'dan fazla merhamet ede- ceğini hiç zannetmeyiniz - — Eğer Mişel öğrenirse onu öldürür. Stella birdenbire alâka göstererek : — Mişel dediğiniz Briksan mı? Brik san sizi seviyor mu? Bu sebeble mi hep kumpanyanın etrafında dönüp — duru- yor? Hiç bunu düşünmemiştim. Fakat bu hayvanla Mişel Briksan veya her hangi bir insan nasıl boy ölçüşebilir ? Gregori kaçar... Yatı Sutamptonda bek liyor. Sonra sonsuz serveti olan bu gi- bi hâdiselerin neticelerinden daha kur- tarır. Gregori, her hangi ciddi bir ka- dının bu gibi bir ahlâk davası ikame e- derek mahkeme huzuruna çıkmayaca- ğını da bilir. Onun oyununda her tür- lü kozlar vardır, O bir yılan, ve zehirli bir yılandır. — Ne yapmalı ? Stella kollarını göksünün üzerine ka vuşturmuş, odanın içinde dolaşıp du- rüuyordu. — Zannetmem ki bana bir fenalık et- sin. İki saat kadar oluyor, bu pencere- de bir dilenci gördüm. — Bir dilenci mi ? — Eyet, ödümü kopardı. Fakat gör- düğüm gözlerini hayalimde araya ara- iyi makyaj yapmış olsa beni gene alda- tamazdı. Dilenci kılığındaki adam o aralarında bunlar tak- - sim ediyorlar. Bütün rekorları bunlar - kırıyorlar. Beyazlardan; olsa olsa, Kaliforniyalı ile Amerikalı Italyan Maniacı bunlara yaklaşabi- İki yüz metrede de vaziyet pek başka türlü değil. 'Tolan ile Mectalfe bu sahanın hâkimi idiler. Şim- narbor da, 1935 iki saatin içinde simalarından biridir., Owensi “on iri” denilen ve ) en ön sırada gelen on büyük Universitenin karşı- dir. Bu aralık profesyonel olan Tolan dan hiç bah- Jladığı şampiyonada, Michigan hükümetinde An- yılının Mayısında gördüm. Orada başardığını insan bir kitabda ©- kusa gözlerine inanmaz. Hılkatin ara sıra yarattı- Anderson ği efsanelerden biri. Önce yüz yardayı 9.4 de koş: du ve bir dünya rekoru kırdı : Sonra da ardı ardıma üç tane yepyeni dünya rekoru kırdı. İki yüz yirmi mak suretiyle, — Mişel Buralarda mı ? — Evet, her halde bu civarda olmak lâzımdır. Sizin için selâmet ihtimalle- rinden biri budur ve diğeri de.... diye- rek cebinden küçük bir brovniğini çı- karup Adele uzattı. — Iğ;ıâ, tabanca kullandınız mı ? — tte, bir a Haa sahnede tabanca kul — Öyle ise iyi. Bu tabanca doludur. Şurası emniyet tetiğidir. Silâhı kullan maden evvel bu tetiği baş parmağınız. la kaldırırsınız. İşin en doğrusu Gre- goriyi öldürmektir, kendiniz için de, Gregori için de, zannederim ki,sen iyi hal çaresi budur.... Adel korkarak geri çekildi : — Ben nasıl adam öldürürüm ? — Zarar yok, siz cebinize koyun Şu- nu, hele. Cebiniz var mı ? Adelin mavi pelerininde bir cep var- dı. Silâhı oraya yerleştirdi. Stelsliaz açık bir ifade ile: — Sizin için yaptığım bu fedakâr- lığın ehemiyetini takdir etmelisiniz: si- Ze onuü sizi sevdiğim için göstermiyo- rum, zira Adel Limington, ben sizi pek sevmem. Ancak, bu kaba adamın sizi mücadelesiz. mağlüb etmesine de Tra- zı olursam insanlığımı unutmuş olu- rum., Ve bunları diyerek . Stella uzandı, genç kızı öptü. Ade le rakibinin he- men boynuna atıldı . İ Stella Mendoza geri çekildi. Grigo- rinin ayak sesleri işitiliyordu. idi. Adel, iztirab içinde : yardayı 20.3 de, manialı iki yüz yirmi yardayı 22.,6 da koşmak ve uzun atlamada 56 ayak 8.5 inçi bul- (Sonu var) al pijaması, onun üstünde kızıl hırka- sı vardı. Gözleri kıp kırmızı, şehvetten parlıyordu. — Haydi, gelin bakalım. Siz değil Mendoza. Siz burada kalacaksınız. Belki onu sonra... Gece yemeğinden sonra görebilirsiniz. Geri geri giden Adelin üzerine doğ- ru yürüdü: ! — Size kimse fenalık edecek değil; pelerininizi burada bırakabilirsiniz. — Hayır, pelerinim bana lâzım. velvere sarıldı. -— l_’eki, nasıl isterseniz öyle geliniz. Pelerininizden bana ne? Gregori, koluna girip aşağı kata in- dird'!ğı' Adelin mukavemet gösterme- mesine şaşıyor ve memnun oluyordu. Hole geldiler ve sonra kütüphaneye bitişik küçük salona girdiler. Gregori, kapının iki kanadını da açıp süslü sof - !(alayıp açarak örtüyü şampanya lekesi içinde bırakırken: — Şarab ve sevgi, diye bağırdı, şa- rab ve öpüşme... Adele hızla bir bardak şampanya u- zattı. 'Genç kız sesini çıkarmayıp başını salladı. Gregori bardığıxyumlıdıktın sonra ulur gibi gürledi: — İç diyorum sana, Ve o zaman Adel, farkına bile var- madan kendini Gregorinin kolları ara- Hakikaten, gelen de o idi... Sırtında sında buldu. Herifin bir hayvan sura- D Adelin eli, insiyaki bir hareketle ro- | * Tayı gösterdi; bir şampanya şişesi ya -- lığına gönderilmiştir. İnşaata bu sene Kikbakidi bavi kürür Hatteti nin maliyeti yüz bin lira tahmin olun- maktadır. Sovyetler Estonyayı protesto ettiler Moskova, 25 (A.A.) — 19 sonkâ « nunda Sovyet - Estonya sınırında çı- kan ve iki Sovyet sınır muhafızının öl- dürülmesiyle K KAMcAĞİ Sovyetler birliği elçisi Estonya hükü- ü İAti aöi İştle. Soy! devam yet mahfilleri ;ynca tahkikata etmektedirler . tına benzeyen yüzü yüzüne yaj tı. Adel kendini kunamıağ:' fm dudaklarını onun dudaklarından uzak- laştırmağa muvaffak oldu. Gregorinin sıcak dudaklarını yanağında his edi- yordu. * Gregori kızı b p sarsak la gidip bir tekmede kapıyı kapadı, tam anahtarı çevireceği esnada arka- sından şunları işitti : — Eğer kapıyı kilidlerseniz sizi öl- ürürüm. l Ait Şaşkın, döndü ve Adelin elinde ro- velveri gördü. — İndiriniz şunu, çılgın kız. Siz yaptığınızı bilmiy o ik oyuncak şakaya gelmez, — Şaka maka değil.... Beni ateş et- — meğe zorlamayınız. 'Gregori tereddüd ediyordu, fakat emniyet tetiğinin açıldığını görünce: — Ateş etmeyin ,ateş etmeyin diye bağırıp kapıyı ardına kadar açtı. Fakat budalalk edip dışarı çıkmayın; Bağ o- rada.... Şimdi üzerinize atılır. Burada, yanımda kalın, gideyim.... Fakat Adel koridora fırlamış, kaçı- yordu. Halmnın üzerinde ayağı kaydı. Fakat hemen kendini toparlayıp sokak kapısını buldu. Titreyen elleriyle sür- güleri ve kilidleri açtı. Adel bahçede idi. (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: