14 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

14 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ Döviz tasarrufu âdesi gelmiş veya gelmek üzere bulunan borçların ödenmesini ge- ri bırakmak için, alacaklı memleket- lerle Paris'te müzakerelerde — bulu- nan. Türk heyetinin başkanı — Oğuz Gokmenın geçen haftanın — sonuna yaptığı basın toplantısı, tatlı bir Sürpriz oldu. Gerçi Dışişleri Ba- kânlığının Ticaret ve Ticari Anlaş- malar Dairesi Umum Müdürü, şim- diye kadar bilinenlere yenı bir şey katmadı; söylediklerinin çoğu Dışiş- leri Bakanlıgının Şubat ında ya- yınladığı tebliğde mevcuttu am "esrarı — devlet'ten sayılan borçların ilânına lüzum duyulması birçok kim- se tarafından bir yenilik olarak kar- şılandı. Hattâ bazıları bu çok de- mokratik basın toplantısının Paris anlaşmalarının icabatıdan olup ol- madıkını düşünmekten kendilerini alamadılar. Ama açıklamaya lüzum uyulmasının asıl sebebi, — borçların tecilinde bile bir zafer kokusunun se- zılmesıydı Yeni zaferin parıltısı kar- lısında yarım milyar dolar borcu- uz var” itirafının gölgede kalaca- gı zannediliyor olmalıydı. Umum Müdür konuşmasına borç- ların tadadım yaparak başladı: Şim- diye kadar vâdesi geldiği halde ö- denememiş 240 milyon dolar -yeni kura göre 2 milyar 160 milyon lira- ariyere borç vardı. Bunun yanında ithalât fiilen yapıldığı halde. 1964 e kadar vâdesi gelecek 183,9 milyon dolar borç mevcuttu. Ayrıca muka- veleleri imzalandığı halde ıthalatı yapılmamış 115 milyon doları da he- saba katmak lâzımdı Pariste yapılan — müzakerelerin mevzuunu ariyereler ve 1964 e kadar vâdesi gelecek borçlar -424 milyon dolar- teşkil etmektedir. — Bununla beraber ithalâtı henüz yapılmama- sına rağmen mukaveleye bağlanmış 115 milyon dolarlık taahhüdün kıs- men tasfiyesine ve tediye şekilleri- nin değiştirilmesine gayret edilmek- edir. Konsolidasyon anlaşması Mart sonunda imzalanacaktır. Ama esas- lı meselelerde şimdiden — anlaşmaya varılmıştır. Bu haftanın başında Pa- riste yapılacak olan toplantıda daha çok teknik meseleler üzerinde duru- lacaktır. Portekiz v.s. gibi memle- ketlere olan küçük borçların tasfi- yesinin Ön plâna alınması, yıllık te- diyelerin ne şekilde tevzi i i bu meseleler arasındadır. Asıl him mesele -yani ariyerelerin ve çok yakın bir zamanda vâdesi borçların bir ödeme plânına bağlan- ması meselesi- halledilmiştir. Buna göre 1959 da 15, 1960 da 20, 25, 1962 de 90, 1963 de 35 milyon dolar borç ödenecektir. Gerıye ka- lan 800 milyon dolar ye müsavi taksitte itfa edilecektir. Borçlar için yıllık faiz, yüzde, 3 tür. Yani ilk yıl 18 VE MALİ 12 milyon dolar da faiz ödemek lâ- zımdır. Bunun dışında 240 milyon dolar tutan ariyerelerin birikmiş fa- izleri vardır. Bu faiz işinin — nasıl halledileceği meçhuldür. Oğuz Gök- zuda bir şey söyleme- miştir. Ama borçların - ödenmesinin birkaç yıl geriye bırakılmasının "bü- yük ferahlık" yarattığını belirtmek- te kusur etmemiştir. Hattâ —yarım mılyar dolar borç lâfının uyandıra- cağı kötü intibaı silmek için, ancak politikacıların icat edebileceği cazip izahlarda bulmuştur. Mesela Ogu Gökmene göre anlaş yum değil, borçların talıkı dır kı bu doğrudur Ancak borçların taliki hu- susunda bir anlatmaya varmak için, 6 aylık b;r moratoryum devresinden, yani bere Öödemenin durdurulduğu br devreden geçmek — gerekmiştir. Konsolidasyon anlaşması, Türkiye borçlarını ödeyemez bir hale geldıgı için yapılmıştır. Diğer güzel bir izah kariyere borçlarının tamamen ilga olunduğu- nun" ilânıdır. Aslında yanlış olmı- n bu cümle ile bu borcun borç- luktan çıktığı intibaının yaratılma— ya çalışıldığı aşikârdır. Halbuki vâ- desi gelip gecen bu borçların öden- mesinde bir mühlet tanınmıştır. Bu sayede ilk beş yıl zarfında, ilk yıl 113, ikinci yıl 78, üçüncü yıl 58, dör- düncü yıl 33, beşıncı yıl 16 mılyon dolar olmak üzere ödenmesi gere- ken 298 milyon dolar borç. daha son- raki yıllarda itfa edilecektir. - Mes- lekten yetişme diplomat olan Oğuz Gökmen bunu "298 milyon dolar dö- viz tasarruf ettik" gibi —zarif — bir cümleyle anlatmaktadır. Oğuz Gökmen Politikacı — diplomat SAHADA Diğer borçlar 9 yıldan beri yürütülmekte olan “borçlanabildiğin kadar — borçlan" politikasının tabii bir neticesi olan dış borçlar, elbette Paris anlaşması- nın sahasına giren borçlardan ibaret degıldır AKİS'in evvelce bildirdiği (Bak: Sayı 240, İktisadi ve Ma- 11 Sahada) dış borçların yekünu 1958 yılı başında | milyar doları aşmak- taydı. Son borçlanmalardan sonra, halen borç miktarı asgari bir he- sapla 1 milyar 200 milyon — doları -yeni kurla 10 milyar Turk Lirası- geçmektadir. Bu borçların 117 mil- yon dolarlık kısmı Para Fonu, İtha- lât - İhracat Bankası, Dünya Ban- kası gibi teşekküllere aittir ki her halükârda yıldan yıla ödenmektedir. Acaba önümüzdeki yıllarda her se- e ne kadar dış borç ödemek gere- kecektir? Asıl mühim olan mesele udur. Ancak o zaman mahdut dö- viz imkânlarımızın ne kadar kısmı- nın önümüzdeki yıllarda — mazideki baroların tasfiyesine gittiğini toplu bir şekilde görmek mümkün olacak- tır. Gelgelelim muazzam borç yükü- nün apaçık ortaya konması -ki 8 yıl- lık iktisadi politikanın — iflâsının en inkâr edilmez delilini teşkil edecek- tir- beklenmemelidir. Her şeyi toz pembesi göstermek itiyadından kur- tulamıyan İktidar, böyle hazin bir itiraftan kaçınacaktır Ama — haki- katler ne kadar gızlenırse gizlensin, olan ihracat deki yıllarda büyük ölçüde artmaz- sa, ağır borç yükünün karşılanması ve en zaruri ithalâtın — yapılması mümkün olmıyacaktır. İhracatın bü- yük ölçüde arttırılması da — sahici bir mucize teşkil edecektir. Önümüzdeki yılların en hayati ik- tisadi meselesi budur. Dış Ticaret Elmalar ve armutlar I stikrar politikasıyla birlikte sah- neye konulan yeni dış ticaret re- jiminin — hükümleri, son haftalarda biribirini takip eden sayısız karar- larla değiştirildi. Hattâ kota usülün- den vazgeçileceğine dair şayialar bi- le ortaya çıktı. Şayiaların aslı yok- tur. Yalnız hâdiselerin seyrine tabi olarak, ithalât ve ihracata müteal- lik hükümlerin sık sık değiştirilme- si, işlerin pek iyi gitmediğinin deli- lidir. Meselâ ihracatta, ihracatçı bir- likleri tarafından yapılan asgari fi- yat tesbitinden vazgeçilmiştir. Bun- dan böyle ihracatçı, istediği — fiyata mal satabilecektir. Fiyat kontrolun- dan vazgeçilmesinin sebebi, ihraca- tın durgun gitmesidir. Yabancı it- halâtçılar, ihracatçı birliklerinin tes- bit ettiği fiyatlarla mallarımızı al- maya pek istekli görünmemektedir- ler. Fiyatları kırmaktan başka ça- re yoktur. Yalnız ihracat fiyatları- AKİS, 14 MART 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: