14 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

14 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA maz aynı çevrede bir komedi filmi vermeğe çalışıyordu. Gerçi "Gelinin muradı" sonunda tir komediden çok bir vodvile dönüyorsa da, yine de bütünüyle sevimli bir havaya bürü- nüyordu. Şimdi Kurtuluş Savaşının sinemamızda yeni bir salgın olarak belirdiği bir sırada, —Atıf Yılmaz da aynı temaya el atıyor, fakat tutu- muyla yine öbürlerinden ayrılıyor. Başkalarının yaptığı, yakın tarihimi- zin en heyecan verici, en iftihar edi- lecek bir sayfasını ticari bir zihniyet- ten zerre kadar sıyrılmaksızın sömür mekten ibaret. Bunun için de, sağ- lam birer "ticari- unsur" saydıkları İri lâfları, kahramanlık sahnelerini gerçek vatanseverlikle — hiçbir ilgisi olmıyan en korkunç şovenizmi, İlko- kul öğrencilerinin tahrir vazifeleri- ne taş çıkaracak bir anlayışla "se- naryo” diye hazırladıkları metne dol- duruyorlar. Aynı zamanda büyük bir zevk düşkünlüğüne — bulanarak ortaya çıkarılan bu filmlerin faydası şöyle dursun, büyü zararları var. Âtıf Yılmaz ise "Bu vatanın çocuk- ları"na tamamiyle aksi yönden giriş- miş. Ne büyük kahramanlık sahnele- ri, ne iri Jlâflar, ne de insan-üstü kahramanlıklar var. — Atıf Yılmasın baş kahramanları biri erkek, öbürü kız iki küçük çocuk, yaptıkları işin önemini anlıyamıyacak kadar küçük İki çocuk. Hatta yaşça daha küçük olan kız, Gaziantepten — Ankaraya kadar uzanması gereken yolculuğa oyun olsun diye katılıyor. Nitekim daha ilk güçlüklerde de . mızıkçılık yapıyor. Öbürü, 911 onbir yaşlarında olan erkek çocuk ise, iyi birşey yap- tığını "hayal eyal" sezinliyor; ba- basına verilen vazifeyi, Yani Gazian- tepteki milli cephenin kuruluşuna ait evrakı, Ankaraya götürmek işini, babası olurken tenbihlediği için üze- rine alıyor. İki padişah taraflısının -Talât Gözbak ile Bilge Zobu- peşle- rine takılması, iki küçüğü daha çok korku zoruyla Ankara istikametinde yol almıya zorluyor. Böylelikle Atıf Yılmazın filmi, bir istismar mevzuu olması gereken 'vatan", "millet" lâf- larından geçilmiyen, her sahnesine bir kahramanlık hâdisesi yamanan, alkış toplamak için sık sık kurtuluş savaşı büyüklerinin veya Türk bayra- ğının kullanıldığı diğer filmlerin ak- sine, son derece sade, iddiasız ye tabii bir tutumla işe girişiyor. Film men hepsi, iki küçük çocuğun Attıla Engin ile Nesrin Gökkaya- kaçmala- rı, iki kötü adamın bunları kovala- maları Ölen adamın vazifesi kendine devredilen diğer bir milliyetçinin İSTANBUL KİTABEVİ Tagilimca, FRANSIZCA, AL- 'MANCA, TÜRARCE Haki kitan ve Romanları yalnız KİTABE- VİMİZDE BULABİLİRESİNİZ Bulvar Pasajı — Yonlgehir 32 Sophia Loren Bir yeni Karmen -Yılmaz Güney de çocukları bulmağa çalışması ile geçmektedır Görüldüğü gibi, film oldukça Ford'vari bir ku- ruluştadır ve böyle bir temanın al- tından da an ıca ak "Three Godfatherâ - Çöl yavrusu veya "The Searchhers - Çöl aslanı"nı çeviren Ford hakkıyla kalkabilir. Zira bu yapıdaki filmler- de rejisör daima yeni durumlar bul- mak, bu durumların birbirinden ilgi çekici Ve değişik olmasını sağlamak zorundadır. Atıf ılmaz ile Yılmaz Güneyin hazırladıkları çekim senar- yosu bunu ancak bir dereceye kadar yapabiliyor. Kendilerini saklıyan Ço- banın — öldürülmesiyle yalnız kalan kuzuyu yanlarına alan çocukların, biraz sonra aynı kuzunun kendilerini kovalıyanlar tarafından kızartılması- nı Seyrettikleri Sahne, bataklık ve sazlık yerdeki takip sahnesı cuğun düşman tarafından den kaçan kafileler arasına saklan- sı, peşlerine düşenlerin yine aynı kafilelerde çocukları araması, — ku- lakları ağır işiten kadınla geçen ko- nuşma bu başarının sağlandığı kısım- lardır. Fakat bunun dışında kalan yerler dümdüz bir kovalamacadan ileriye geçemiyor, hatta birçok im- kânlar sağlıyabilecek olan Göreme- deki peribacaları sahnesi sıkıcı bir saklambaç oyununa dönüyo Yetersiz çıkış <<Bu vatanın çocukları"nda aksı- yan taraf, senaryonun bu boş- luklarına, iki kahramanın çocuk ol- masından doğan — güçlüklerin katıl- masıyla artıyor. Sinemada çocuklar kadar birbirine zıt-oyun çıkaran var- lığa rastlanmaz. Ya son derece tabii oynarlar, ya da her davranışlarında bir sunilik vardır. Sinemada çocuk psikolojisini verebilmek ve küçük o- yunculardan tabii bir oyun alabilmek için rejisörün — onlarla - tamamiyle aynaşması, onların güvenini kazan- ması» çocukları çok iyi tanıması, ay- nı zamanda, senaryonun tabıılıkten uzaklaşmaması gerekir. "Bu v çocukları"nda bu duruma erışıldıgı söylenemez. “Bu vatanın çocukları" bütün de- ğerini, herşeyden önce hikâyesi ile bu hikâyenin bütün yükünü taşıyan iki küçük kahramanından alabilecek yapıda bir filmdir. Bundan dolayı, rejisörün bütün gücünü herşeyden önce bu iki nokta üzerine teksif et- , bir vandan hikâyenin işlenme- sine gayret sarfetmesi, değişik du- rumlar, devamlı buluşlarla bu hikâ- yeyi zengınleştırmesı bir yandan da iki küçük kahramanın bütün bu de- ğişik durumlarda tabii bir oyun çı- karabilmelerini sağlamağa çalışması gerekirdi. Halbuki hikâyenin dikkate değer buluşları, yukarıda sayılan bir- kaç sahnenin dışında aynı başarıya erişemiyor. İki küçük kahramanın ü- zerlerine aldıkları vazifenin ağırlığı, karşılaştıkları güç şartlar, atlattık- ları tehlıkeler ıle yaptıkları isi her- angi bir "oyun" olarak görmeleri, bütün bu şartlar altında çocukça dav- ranışlarım devam ettirmelerinden doğacak ve rejisörün tutumuna göre ya çok acı ya da oldukça mizahi ve- ya ikisinin karışmasıyla seyirciye duyurulması gereken tezat, "Bu va- tanın çocukları" nda lâyıkiyle belire- miyor. "Bu vatanın çocukları" kendisini ayakta tutabilecek en sağlam temel- leri çürük olarak kurmuş. Atıf Yıl- maz, aynı temayı ele alan filmlerin en zayıf noktalarına doğru cephe- den bir çıkış yapıyor, ama bu cesur çıkışın, hikâyede ve oyundaki başa- rılarla sonuna kadar destekleneme- mesi yazık olmuş. EŞSİZ SANATKAR MUALLA MERCAN GÖL GAZİNOBUNDA TEL: Müği MEVLÜT YEDİTEPRE TÜRK Büleymüan ÖCelebi'nin tlu elari Çİlkveli ve damhılı Utlinat baalti) , Üç genkdli ka kapak içinde P, K. V7, İSTANBUL AKİS, 14 MART 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: