14 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

14 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nın serbest bırakılması döviz kaçak- çılığını ve ihraç mallarımızın reeks- portasyonunu son derece kolaylaş- tırmaktadır. Yani yağmurdan kaçar- ken doluya tutulmak tehlikesi mev- cuttur Diğer taraftan ithalât sisteminde müracaat müddetine, teminat mikta rına tealluk eden ufak tefek degışık— liklerin yanında, büyük bir yapılmıştır. Bu yenilik haklı ilk üç aylık ithalât kotalarının dışın- da tutulan, anlaşmalı memleketler- den yapılacak ithalâtın kotalara dahil edilmesidir. Bu elma ile ile armudun cem edilmeye kalkışılması — gibi bir yeniliktir ve kâğıt üzerinde yapılan toplama ameliyesinin imkânsızlığı hiç şüphe yok tatbikatta ortaya çıka- caktır. Zira anlaşmalı memleketler- den yapılan ithalât, serbest dövizle yapılan ithalâttan tamamiyle farklı bir mekanizmaya dayanmaktadır. Bu anlaşmaların yürümesi iki — tarafın sattığı kadar mal almasına bağlıdır. u yüzden anlaşmalı memleketlerle yapılan ticaret — aşağı bir seviyede kalmaktadır. Diğer taraftan bu şe- kilde ticaret, her iki tarafın kalite- si düşük, fiyatı yüksek mal mübade- le etmeleri suretiyle yapılmaktadır. Şimdi anlaşmalı memleketlerden ya- pılacak ithalât, ithalât kotaları içine alınırsa, bu sistemle istenilen mem- leketten mal getirmek mümkün ol- duğuna göre bir ithalâtçı an- laşmalı memleketlerin fiyatı yüksek, kalitesi düşük mallarına iltifat et- miyecektir. —Neticede de anlaşmalı memleketlerden yapılacak ithalâtın, kotalara dahil edilmesi kâğıt üzerin- de kalacak, elma ile armutu cem et- mek mümkün olmıyacaktır. Bu basit aritmetik kaidesini ikin- ci üç aylık kotaları hatırlıyanlar da çok iyi bilmektedirler. Çok iyi bildik- leri içindir ki, anlaşmalı memleket- leri ilk üç aylık ithalât programının dışında tutmuşlardır. Yanlız ikinci sefer de bu yolda ısrar etselerdi, ko- taların 150 milyon dolara eriştiğini söylemek mümkün olmayacaktı. Zira 150 milyon dolarlık ithalâtı karşılıya- cak döviz halen elde mevcut değildir. Ama kotaların 150 milyon dolar ola- cağı evvelce ilân edilmiştir. Işte bu taahhüdü yerine getirmek için, an- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Rasyonel çalışmayı temin eden Bakanlık Aman, laşmalı memleketlerden olan ithalât kotalara dahil edilmiş ve üç aylık ithalât programının 151 milyona e- riştiğini söylemek mükün olmuştur. Sanayi Rasyonel çalışma Geçen haftanın sonunda Zafer ga- zetesinde — ilgililerin çok hoşuna giden bir beyanat vardı. Beyanatın sahibi Koordinasyon Bakanı ve Sa- nayi Bakan Vekili Sebati Ataman- dı. Bakan, Türkiye Kömür İşletme- leri ve Kuzey Batı Elektrik İstihsal ve Tevzi müesseseleri istisna edilir- se, Sanayi Bakanlığına bağlı teşek- küllerin Merkez Bankasına müracaat etmeden kendi kendilerini idare ede- cek bir hale geldiğini müjdeliyordu. Demek ki bu teşekküllerin - büyük bir kısmının iki yakası bir araya gelmişti. Hem de iki yakanın bir a- "Temı Fopluyorsunuz ByiTAD T k PULnıııde nmkııı G pas;:â _Ku.t. t AKİS. 14 MART 1959 yerinde dursun!.. raya gelmesi personel sayısı azaltıl- -adığı, satılan malların kalitasi ve ucretler yükseldiği halde vuku bul- muştu. Böyle bir şey, hakikaten mu- cizenin ta kendisiydi. Atamana gö- re, mucizenin sebebi, bu teşekkülle- rin rasyonel çalışmagıy Merkez Bankası kapılarının ka- panması üzerine, bu teşekküller is- raftan vazgeçmişler, larını ıslah etmişler ve kendi larıyla kavrulur bir hale gelmişler- di. Demek ki rasyonel çalışma, bir iki ayda böyle mucizeler — yaratan bir şeydi. Doğrusu yıllardan beri ne diye rasyonel çalışılmadığını, bu yüz- den gittikçe artan miktarlarla Mer- kez Bankasına borçlanıldığını üzün- tüyle sormamak imkânsızdı. Rasyo- nel çalışmayı hatırlamakta çok geç kalınmıştı. Ama geç te olsa bu yola girilmiş — ve manın — tabiriyle, “müsbet neticeler" alınmıştı. Sanayi Bakan vekilinin söyleme- yi unuttuğu sadece pek ufak bir nok- ta vardı. son zamanlarda ik- tisadi devlet teşekkülleri mamul ve hizmetlerine yapılan büyük zam idi. ncak Z kiye Kömü İşletmeleri ve Kuzey. Batı Elektrık İstihsal ve Tevzi mü- essesesi hariç, diğer teşekküller iki yakalarını bir araya -o da bin güç- lükle, getirebilmişlerdi. Şimdi, Sebati Atamanın beyana- tından sonra, büyük bir tehlike ken- disini göstermiştir. Bu teşekküller, Bakanın sözlerine bakarak rasyonel çalışmanın zam yapmak olduğu ka- naatına kapılırlar ve onumuzdekı günlerde birkaç — rasyonel — çalışma tecrübesine daha girişirlerse, — hali- miz ne olur? 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: