14 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

14 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

veya tamamiyle yakasız düz hatlı truvakar kollu mantolar. Bunlardan yakasız olanlar ekseriya iki taraflı gıyılebılen hafif mantolardır; Bele tam oturmayan fakat onu gosteren redingotlar; 3 emerle sıkılmış bol man- tolar; 4 — Vücuda dümdüz intibak eden dar boru paltolar. Bunlar ekseri ay- nı. kumaştan yapılmış etek veya el- biseden biraz daha kısadır ve yan yırtmaçlardan bu iç kıyafeti — gös- termektedir Sokak elbiseleri T ayyör modası, — elbise ile takım teşkil eden palto modası ne ka- dar rağbet görürse görsün sade, Za- rif, cazip sokak elbiselerinden vaz- geçmek gene de mümkün değildir. Budun için yumuşak, hafif tüylü ku- maşları tercih etmek, daima kemer- li sade bir biçim seçmek lâzımdır. Kollar truvakar veya daha kısadır. Etek boyu yerden 44 santimdir -bü- yük terzilerin yeni mevsim için ide- al boy olarak ilân ettikleri ölçü- Sokak elbiselerinin —etekleri — tabii hiç bir zaman fazla bol değildir ve yuvarlak bir manzara arzetmekte- dir. Yani kalça üzerinde pensler ve- ya birkaç pli ile icap eden bolluğu kazanmıştır. Sokak elbıselerı l'ııçbır zaman fazla teferruatlı olm: Bu daha ziyade bir rob - man to 'edası taşımalı, kıvrak olmalı ve bilhassa ilkbaharda göze hoş gelecek renk- lere iltifat edilmelidir. Yaz elbiseleri M evsımın en pratik elbiseleri zen- ömizye elbiseler olacaktır. Bunları bilhassa plilerle süslemek yoluna gidilmiş böylece hafif bir el- biseye ağır bir hava verilmiştir. Ge- ne bu şömizye elbiseleri geniş, gü- zel kemerlerle ve çiçekle çok cazip bir hale getirmek mümkündür. Gün- delik elbiseler, yani bütün yaz giyi- lecek elbiseler için yıkanır cazip ku- maşlar mevcutur. — Geniş bir kayık dekolte, kabartılmış zengin bir etek, bu elbiselere şıklık kazandıracaktır. ğır — elbiseler için emprimeler ve dans için de, bilhassa gençler için beyaz organzalar, beyaz fistolar çok revaçtadır Renkler evsimin rengi pembeden başlı- yarak mora kadar griden bütün tonlardır. Gri pek çoktur. Sarı ge- ne mevcuttur. Beyaz her yerde hiç olmazsa garnitür olarak göze çarp- maktadır. Siyah pek azdır. Elma ye- şili, gök mavisi kısaca baharı ve ta- hatırlatan her renk bu sene Atılgan Ailezi HARİKA ÇOCUKLAR Elâsik Dana Yıldım Matmaza! ELİZABET K İ TÜRKÇEMİZ (Yazan: Nüvit Özdoğru, İstanbul, Gün Matbaası 1958. 232 sayfa, büyük boy. 12,5 a) B u yılın başlarında satışa çıkarılan "Türkçemiz"in ka ğında şu a- çıklama yer alıyor: Bu kıtap testler- le Türkçe bilginizi ölçecek, kelime dağarcığınızı zengınleştırecek hoşça vakit geçirmenizi sağlıyacaktır. "Ya- zar, kitabının önsözünde de Türkçe— nin yapısındaki sağlamlığı övü buna karşılık kelime dagarcıgındakı kısırlıktan — yakınıyor. "Türkçemiz" işte bu kısırlığı önlemek, kelime da- ğarcığını genişletmek için — yazılmış. Yazar kitabını haftalık bölümlere a- yırmış. Yedi bölümün her birinde ye- di günlük ikinci bir bölünme var. A- merikalıların testlerle kelime dağar- cığım yoklamak, bu ağarcığı zen- ginleştirmek işlemini Türkçeye uy- guluyor Böylelikle okuyucu bir ders- "yakma, yıkama, yok olmayla 1lgılı kelimeler"i, bir derste etmek' li fiiller"i, başk bir derste "derin duygular yankılıyan kelımelerı Öğ- renıyor Görüldüğü gibi "Türkçe- miz", adının uyandırdığı geniş anla- mın aksine, Türkçenin yalnız kelıme— leri ile ugraşmaktadır Bu yanılm o kadar önemli değil, hele kıtabın adının uyandırdığı ikinci — yanılma gözönüne alınırsa hiç onemlı degıl Asıl yanıltıcı taraf şu: rkç emiz adını taşıyan kitap "Türkçe"yi degıl "Osmanlıca"yı, daha doğrusu "Os- manlıca"mn kelime dağarcığım ince- liyor. Nüvit Özdoğru'nun kitabındaki testlerden hangisini ele alsanız, san- ki bundan yarım yüzyıl önce yazılmış bir kitap gibi, Osmanlıca kelimelerin baş köşeye yerleştirildiğini, Türkçe kelimelere ancak yüzde on kadar ya- şama hakkı tanındıgım görüyorsu- nuz. Kitabın "İlk Test" başlığını ta- şıyan ilk dersini açın. Burada 15 er kelimelik dört testteki kelimelere bakın, 60 kelimeden ancak yedisinin Türkçe olduğunu göreceksiniz. Batı dillerinden alınma kelimeler bir ya- na, geri kalanlar, "hassaten, meşkük i. tazallüm, ırtışa istitrat, dehrı ehzıl mahra, tahzir, mâsivâ, mum. gibi yakası açılmadık" Os— manlıcadır. Nüvit Özdoğrunun kita- bındaki testlerin hemen hiçbirinde Türkçe kelimelerle yabancı kayn lı kelimeler arasındaki bu ölçü hıçbır vakit bozulmuyor Yazar, önsözün bir yerinde "Kelimeleri gelışı güzel seçmedım Onları Halıt Ziya Uşaklı- gilin "Aşk-i Memnu dan alma- dım. Abdürrahim Gıyaseddın Kitabi- nin Mecelleye gore iktisabi mürü- ru zaman" gibi muayyen bir zümre- yi ilgilendiren ihtisas kitaplarından da almadım. Bütün kelimeleri gün- delik gazetelerden, yani sizin, benim gibi bütün okumuş insanları ılgılen— direcek şekilde yazılan makale, ye ve romanlardan veya iktibas edıl— miş nutuklardan, demeçlerden aldım" iyor. Biraz aşagıda da aldığı örnek- lerin yüzde yetmişinin 1958-57, yüzde TAPLAR yirmi beşinin 1956-54, — yüzde dör- dünün 1953-52, yüzde birinin de ön- ceki yıllarda yayımlanmış gazete ve dergilerden tarandığım — bildiriyor. üvit —Özdoğrunun bu sözlerle be- lirtmek istediği açık: — Kitaptaki kelimelerin yüzde doksandan çoğu Osmanlıca ise bunda benim suçum yok demek istiyor. Özdoğru bu yola başvurduktan sonra aynı azete ve — dergilerden tarayacağı batı kaynaklı kelimelerle, okuyucularının karşısına "Tür miz" diye İngiliz- Fransız- ltalyan— İspanyol kırması bir dil de çıkarabi- lırdı İşin dogrusu şu: Nüvit Özdoğru "Türkçemiz"de, okuyucusuna "Os- manlıcanın üstünlüğü"nü aşılamağa çalışıyor. Kitabına "Türkçemiz" adım koymasa kimsenin bir diyeceği ol- mazdı. Fakat yazarın, daha baştan, yanlış olan tutumu, başka noktalarda da kendini gösteriyor. Bir kere, "Türkçemiz" diye "Osmanlıca"yı ka- bul ettikten sonra bu Türkçenin keli- me dağarcığı bakımından kısır oldu- ğunu söylemek yersız degıl mi? A- çarsınız. Redhouse'un "Türkçe-İngi- lizce lügat kitabı nı, — 100.000 keli- meyi oradan ahrsrnız, bunlara, yaza- rin kullanmak alçakgönüllülüğünü gösterdiği Türkçe kelimelerle batı kaynaklı — kelimeleri de — ekleyince 150 bine yakın bir kelime dağarcığı çıkar. Eh, İngilizlerin kelime dağar- cığı kadar bol olmasa da, çok fakir de sayılmaz. Nüvit Özdoğrunun an- lıyamadığı bir başka nokta da imlâ- dakı düzensizlik. Bir örnek olarak vaat kelımesını alıyor ve "vâdet- de İ ? cümlesinin 288 şekılde yazılabıllecegını söylü- yor -örnek olarak bunlardan altı dü- zinesini — sıralamış-. Nüvit Özdoğru, Türkçedeki imlâ duzensızlıgının he- men bütünüyle Osmanlıcadan akta- rıldığını, arap ve fars asıllı kelimeler- yüzünden ortaya çıktığını görmemiş bile. Bunun gibi "Siz bir Malaprop musunuz?" diye bütün bir bölüm a- yırdığı konunun, merakından ileri gelen yanlışlıkların da yine hep Osmanlıcadan ka hastalık olduğunu da i. Aziz Nesinin adlı hikâyesinde bu "lügat hastalıgıyla alay edişini bile, "musafaha" kelimesini dirilt- mek, böylelikle hikâyedeki güllükle- ri sürdürmek için kullanmağa çalı- şıyor. "Türkçemiz", iyi bir — araştırma yolunun yanlış bir anlayışa nasıl kur- - ban gittiğini gösteren canlı bir ör- nektir. Nüvit Ozdogrunun bu kitabı, üzerinde öğrenci dikkatiyle duranla- melerine, "her üç Tisanda ifade-i merama muk- tedir" olduklarım sanarak boş bir sanıya kapılmalarına yel açmaktan, dikkatsiz okuyucularını ıse sayıları zaten bol olan "Maloprop ların ara- sına katmaktan başkaca bir faydası olmayacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: