25 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

25 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Teşkilât kuruluyor Güneyle alâkalı teşkilâtın kanuni adı "Cassa per Opere Straordina- rie di Pubblico Interesse nell' Italia Meridionale — Güney İtalyada kamu yararına fevkalâde icraat için teş- kilât "dır. İtalyan hükümeti, kanunda "fevkalâde" kelimesinin bulunmasına bilhassa dikkat etti. Ancak bu suret- ledir ki tutarı, cinsi ve tatbik zamanı amme müesseselerinin o selahiyetinin üstünde icraata girişmek imkânı elde edildi. Güney İtalyada yeni teşkilât, öteki amme müesseselerinin yerini almayacak, onlara eklenecekti. Ka- nunda icraat için "kamu" denilmek- le yetinilmeyip "kamu yararına" de- nilmek suretiyle de bir elastikiyet, hareket ve inisyatif serbestliği sağla- nıyordu. Teşkilât, sâdece devlet pa- rasıyla finanse edilen icraat peşinde değildi. "Kamu yararına" gördüğü özel teşebbüslere de yardım edecek, ona kolaylıklar sağlayacak, hatta o- nu finanse edebilecekti. Gaye, devle- tin ele aldığı Güneye özel teşebbüsü de götürmek, Güneyin kalkınmasını elbirliğiyle başarmak, Güneyi de yatı- rımlar için elverişli bir saha haline sokmaktı. İtalyanlar, kurulan teşkilâ- tn klasik devlet dairelerinden oda- ha az kırtasiyeci, daha fazla dinamik olması lüzumunu baştan anladılar. Bugün Batıda, pek çok kimsenin sandığı veya sanmak istediği gi- bi liberal ekonomi, serbest rekabet memleketlerin * hayatının esasını teşkil etmiyor. Bir plân fikri oher yerde doğmuş ve bu fikrin adeta mucizeyi hatırlatan neticeler mesi bütün devlet adamlarını o yo- la itmiştir. İtalyanın topyekün kal- kınmasını içine alan meşhur Vano- ni Plânı, Güneyle ilgili teşkilâtın başarısı osonunda hazırlanmıştır Vanoni Plânının esası şudur: Bir i- lerlemeyi gerçekleştirmek için Dev- letin çeşitli sahalara müdahale et- mesi ve koordinasyonu temin eder- ken o sahalardaki mevcut gücü de arttırması şarttır. Ancak, Batıdaki Plân mefhumu ile Doğudaki Plân mefhumunu bir- birine karıştırmamak lâzımdır. Ba- tıda Plân, teknisyenlerin hazırlayıp tatbik ettikleri, fakat kararını siya- si mercilerin verdikleri bir sistem- dir. Plân, Ur ferman değildir. Umu- mi politika, teşrii organın müraka- besindeki icra organı tarafından çi- zilmektedir. Ama Plân, denilebilir ki, devlet adamını politikacının ta- AKİS, 25 HAZİRAN 1962 KALKINMA Napolinin güneyinde faaliyet Akıl Buna rağmen, aradan geçen oniki yı- lın sonunda teşkilâtın kırtasiyeciliği başlıca tenkit konusudur. Bu, ziyade- * Para — İş Para — 19 siyle geri kalmış bölgelerin kalkınma- sında en ufak gecikmeye tahammül kalmadığının en güzel delilidir, Zira Kilit Taşı salludundan korumaktadır. Demir Perdenin gerisinde mem- leketin bütün kaynakları ve varlığı Devletin elindedir. Bu yüzden, bir plânın tatbiki sâdece Devletin o- muzlarındadır. Batıda durum deği- şiktir. Kanaviçenin gergefi odoğru- dan doğruya Devletindir. Devlet, ör- günün bir kısım el emeğini ve ipli- ğini de deruhte etmektedir. bunların yanında özel sektör ken- disine istifadeli bir saha bulmak- tadır. Plân dairesinde özel teşebbü- sü teşvik! İşte, Batılı (manasıyla plân budur. Düşünmek lâzımdır ki Güneyle ilgili Teşkilât kendi bölge- sinde mer'i muazzam vergi muafi- yeti tanımak imkânına sahiptir. Sı- nai tesisler, on yıl müddetle kâr ü- zerinden vergi vermemektedirler. Buna, "Ricchezza mobile" deniliyor. Şirketler; kârlarından yüzde elliye kadar bir nisbetini yeni yatırımla- ra ayırdıkları takdirde vergi mua- fiyeti kazanmaktadırlar. Çeşitli be- lediyeler, çeşitli işletmelerden vergi almamaktadırlar. Bu, zengin Ku- zeyde kazanılmış servetlerin serma- ye şeklinde Güneye gelmesini ve o- rada yatılım halinde işletilmesini sağlamaktadır. Bu, özel teşebbüse gösterilen kolaylıktır. Devletin ida- resindeki milli teşekküllerin de bir yıl,içinde kuracakları yeni tesisler- den yüzde 60'ının Güneyde yapılma- si mecburiyeti vardır. Görülüyor ki Plân bir yandan ka- yıtlar koymakta, ama diğer taraf- tan kolaylıklar sağlamaktadır. Bun- ların ikisi de bölük pörçük olmayın- ca, herkes ne kadar süre, nerede, ne yapılacağını bilince hesabını ki- tabını ona göre ayarlamaktadır ve uzun vadeli işlere girişebilmektedir. Güneydeki vergi muafiyeti, bol ka- zançlı ve gelişmiş Kuzeydeki oçok yüksek vergilemeyle kıyaslanınca iş adamlarının Güneyin o kalkınması dâvasına en koyu birer güneyli gibi dört elle sarılmalarındaki hikmeti anlamak kolay hale gelmektedir. Kadı kızında kusur olduktan son ra, Batılı mânada da olsa Plânda dır? Ama mesele, bir varlığın kıy- meti biçilirken faydası ile zararı arasında denge kurmak ve hükmü ona göre vermektir. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: