25 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

25 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

C E M Son buhranın tehlikeli günlerinden biri. Kırmızı plâkaya doymamış Bakanların birincisi -Bakan tâyin e- dilmesinden bir kaç gün sonra Kabine istifa etmiştir- Hıfzı Oğuz Bekata, Tabii Senatörlerden Ahmet Yıldıza Mecliste rastladı. Yıldızın elinde bir büyük paket.. Bakan soru: "— Neo, yahu?" "— Kumanya, kumanya.. Eve gi- demiyoruz ki!" Sonra, Tabii Senatör Bakanı da- vet etti: "— Buyur! Sen de katıl.." Hıfzı Oğuz Bekata güldü. Ii Y E T Sakın, kibarlık numunesi Fransa- nın başkentteki o temsilcisi, oMarie Bell'in temsiline değil de, kendini ço- çuk bahçesine gidiyor sanmış olma- sın? Bir adama bugünlerde bir şeyler ol- mazsa, bir daha olmaz. Bahis ko- nusu olan zat, Safa Kılıçlıoğlu. Ki- min Önünde diz çökse, elin tersiyle reddediliveriyor. İhtilâlden son a Ko- mitecilere yanaşmak istedi, "Haydi, ordan!. Başka kapıya.." cevabını aldı. Daha sonra askerlere kur yaptı. Kim- se metelik vermedi. Geçenlerde, İs- met Paşanın nezdinde bir daha şan- Ahmet Yıldız - Temelli Senatör - Emin yere, İsmet İnönüye gidiyor- Bizden biri yapsa, "Şuna bak! Hiç â- dap bilmiyor.." deriz. Fransız Bü- yük elçisi ve eşi izinli olarak mem- leketlerinde bulunduklarından Marie Bell'in temsillerinde ev sahipliği göre- vini maslahatgüzar Hure, eşi... ve ye- di, sekiz yaşlarındaki kızları yaptı. Hatta baba - kız Hure'ler işi ikinci akşam -"Berenice" oynuyordu- o ka- dar ileri götürdüler ki antrakta sa- lerin arasında sıçradı, hopladı Hıfzı Oğuz Bekata Doymamış Bakan sını denedi, "Tek çare, onun işbaşına geçmesidir. Meclis, ona yetki verme- lidir. Rejim böyle kurtulur..." diye şa- tafatlı teklifler yaptı, başyazılar dök- türdü. Değil, 0003 numaralı arabanın kapısının açılması yazdıklarının bir ufak alâka çektiğini dahi ogörmedi. Şimdi, Komitecilerden ve askerlerden sonra, aynı İsmet Paşanın da aleyhi- ne veryansın ediyor. Zavallıcık, nasıl aramasın o İdeal Arkadaşını ? 92 Şubatçıların aslarından oODündar Seyhan ve bir arkadaşı bir öğle yemeği için Yenişehirdeki Piknikte buluşmuşlardı. Mermer masalardan birine yerleştiler, yemeklerini ve bira- larını söylediler, sonra sohbete koyul- dular; Tam bu sırada ürkek tavırlı masaya yerleşti, leyerek saçları dökük emekli subayı gözlemeğe koyuldu. Seyhan da du- rumu farketmiş olacak ki arkadaşına eğildi ve : "— Böcek gene faaliyette. Şuna bir oyun edelim" dedi. Gülüştüler ve sonra yemeklerini iştiha ile yediler. Saat 14'de Mamakta bir başka arka- daşlarıyla randevuları olduğu için he- men hesabı istediler. Seyhan kendisi- ni büyük bir dikkatle takip etmeğe memur sivil polise ilk sürprizi o an- da yaptı. Sivil memurun bir bardak bira ve cipsten ibaret hesabım kendi hesap pusulasına ekletti ve sonra he- sabı ödedi. İki arkadaş kalkarken, "böcek" de hesabı istiyordu. Pikniğin garsonu Lefter, sivil memura hesabı- nın' ödendiğini bildirdiğinde iri yapılı, mühmel giyinişli polisin hali görüle- cek şeydi. Seyhan ve arkadaşı ise gül- mekten katılıyorlardı. İlk sürprizi bir başka sürpriz takip etti. Kapının tam önünde Seyhan birden geri döndü ve burun buruna geldiği sivil memura ağır bir sesle; "— Bana bak arkadaş, anlıyorum ki senin işin bizi takip etmek. Fakat biz şimdi Mamağa gitmek mecburiye- tindeyiz. Sanırım, senin araban da yoktur. İstersen bizim arabayla seni de götürelim." Memur pek şaşırdı ve kıpkırmızı oldu. Sonra başını iki tarafa sallayıp: "— Dündar bey, kusura bakmayın ne yapalım vazife" dedi.» Marie Bell'in başkentteki Gm bazı Bakanlar için "Kuğun n Şar. kısı" oldu. Bilhassa A. P. li Ballar, öndeki protokol sıralarına son defa o- benziyorlardı. akşam arka arkaya gelerek devlet ik- balinin tadını son yudumuna kadar çıkardı. Sonra da, kırmızı plâkalı OPTİ Ulus İşhanı 0/5 Ani Tel: 111529 Als — 302 AKİS, 25 HAZİRAN 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: