22 Ekim 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

22 Ekim 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ta olan ihtiyacı ve fikir partisi ol- maktan çıkısının mahzurları Kasım ayında toplanacak Kurultayda Genç- ler Grubunun başlıca teması olacak- tır. C.H.P., şimdi, vaktiyle (o mutfa- ğında pişirdiği yemeği sofrada yi- yen adama benzemektedir Mutfakta kimse kalmamıştır. Herkes sofrada- dır. Hatta, mutfaktaki ateş sönmüş- tür. Ama sofradaki yemek bittiğinde herkes aç kalacaktır. 27 Mayıstan sonra bir takım C.H.P. li düşman başı yemek, bir diğer takım da müs- takbel iktidarda yer almak için kol- ları sıvamıştır. Başka işlere tenez- zül kalmamıştır. C.H.P. den çıkıp gidince, tabii ideal ve ruhlardaki alev de o- nu takip etti. Onların yerine politi- ka esnaflığı bütün haşmetiyle kol- tuklara kuruldu. Bu hafta Araştırma Bürosunun hali kendisine o anlatılan bir yüksek C.H.P. li başını esefle salladı ve "Biliyorum! Biliyorum!" . Sonra ilâve etti: " Halbuki C.H.P. yi kuruldu- gu günden 27 Mayısa, fikriyatı a- yakta tutmuştur. Biz, kütlenin tema- yüllerini pusulamız yaparsak, her şeyi kaybederiz. Zira o konuda bizim ne de olsa yapamayacağımız o çok şey vardır. Halbuki karşımızdakiler fütursuzdurlar. Ama biz fikriyatımı- zı ne kadar geniş kütlelere aşılar- sak, o kadar kuvvetleniriz. Bundan konusu değildi. Bugün böyle bir mil- let parçası prensiplerimizi benimse- miş halde, bizim yanımızdadır. Ya- rın bunlar, biz fikirle ortaya çıkar- sak çoğalır. Aksi halde ufalanır. Bu, partinin de ölümü olur." aribi, bu sözlerin sahibi- nin ziyadesiyle yetkili bir kimse ol- masıdır. C.H.P. de hiç bir şeyin ya- pılamaması sebebi, budur- Dertlerin teşhisinde herkes müttefiktir. Par- ti ileri gelenlerine şikâyet söyleyen- ler, onlardan daha da çok dert din- lemektedirler. Ama kadı davacı rolü- nü de benimserse, dosyayı ele alıp bir neticeye kim varacaktır? EB hafta Cumartesi günü o yapıla- cak İstanbul C.H.P. il kongresi, Parti içindeki fikirsizlik mücadelesi- nin yeni ve tipik bir örneğini daha vermeğe namzettir. Bu kongrede de bir takım hizip çarpışmaları olacak ve neticede bir başkanla 15 kişilik bir İl İdare Kuru- lu seçilecektir. Fakat gene de görü- lecektir ki, zevat şu veya bu fikrin mücadelesini yaptıklarından dolayı Hıfzı Oğuz Bekata Koçeroya selâm değil, kulis çalışmalarında daha iyi fısıldaştıkları ve daha çok adam av- ladıkları için seçileceklerdir. Haftanın sonuna doğru, Sultan- ahmetteki koyu gri ve eski olması- na rağmen oldukça gösterişli C.H.P. İl Merkezi binasındaki ışıklar saba- ha kadar yandı. Telâşlı adamlar bi- nanın dar koridorlarında ( ellerinde kâğıtlarla odadan odaya koştular, telefonlar sabahın ilk saatlerine ka- dar işledi. Haftanın başında Genel Başkan İnönünün de katılacağını bildirmesi üzerine Kongre, yeni bir renk ka- zandı ve çalışmalar büsbütün landı. Spor ve Sergi Sarayında ya- pılacak olan Kongreye, diğer parti- ler temsilcileriyle Bağımsız Millet- vekillerinin de davet edilmiş olması bir hususiyet teşkil etmektedir. afta, İstanbuldaki çeşitli | hi- ziplerin kulis çalışmaları ile geçti. Bu arada Ekrem Özdenin Başkanlık adaylığını koymamağa karar verme- sinin yayılması parti çevrelerinde bir lecekleri bir aday aramağa koyuldu- lar. Ama şansları pek yaver gitme- di. Zira teklifte bulundukları o "İlk sosyalist" Cemil Sait Barlas ve E- rimci Vedat Dicleli ne kendilerinde, ne kendilerini ileri düklerinden bütün ısrarlara rağmen teklifleri reddettiler. Böylece Sohto- rikin istifasıyla boş kalan başkanlık koltuğunda, seçimlerde rakipsiz ka- lan Fehmi Atançın rahatlıkla otura- YURTTA OLUP BİTENLER cağından hiç kimsenin şüphesi kal- madı. çok geçmeden anlaşıldı ki bu, Ekrem Özdenin rakipleri tarafın- dan uçurulmuş bir balondur. Buna mukabil Ekrem Özden de bir İdare Kurulu listesi yaptı ve içine başlıca rakibi Fehmi Atançı yerleştirdi. Kongrenin arefesinde kuvvetli görü- nen, iki adaydan birincisidir. Türkiyenin en büyük partisi, C. H.P.! Türkiyenin en büyük şehri İs- mi e bu partinin o şehir için bu- labilip, çıkardığı ilimler! Hükümet Bir adam bulundu H> Oğuz Bekatanın İçişleri Ba- kanlığının cazibesine mukaveme- ti bir hafta sürdü. Bu bir hafta bo- yunca Bekata, bir Molotof Kokteyli kadar tehlikeli görevi almamak için nefsine baskı yaptı, Başbakan İnö- nü bunu yükleyecek adamı aradı. Ne Bekata, ne İnönü gayretlerinde ba- şarı kazandılar. Salı günü, öğleden sonra Sena- to toplantısını takip eden Bekatanın Başbakan tarafından çağırıldığı ken- disine haber verildi. İnönü Meclis- teki Başbakana ayrılan odasında, Be- katayla bir hayli konuştu. İnönü Be- kataya İçişleri Bakanlığını son de- fa teklif etti. Bekata artık tereddü- dünü A Madem ki vazifeye çağırılı- yorum, karar sizindir Paşam" diye cevap verdi. Böylece vazifeyi kabul ettiğim belirtti. İnönü Bekatadan ev- vel C.H.P. Meclis Grup Başkan Vekili İbrahim Öktemle de temas etmiş ve bu görev için Öktemin de düşünüldü- günü belirtmişti. Öktem (Bakanlığı kabul etmeye hazır olduğunu ve ni- hai kararın Başbakana ait bulundu- gunu ifade etti. Bu görüşmelerden sonra İnönü, Koalisyon ortaklarına durumu bildir- di. Evvela Alicanla, sonra da Hasan Dincerle konuştu, Partisinin adayla- rını söyledi. Dincer de Alican da her iki adayın kendileri için muvafık olduğunu, her ikisinin de partilerin- ce sempati ile karşılanacağını ifade ettiler. Meclis koridorlarında k sinden İçişleri Bakanının kim olaca- ğını sordular. Alican her zamanki so- gukkanlılığıyla basın mensuplarına cevap vermek için hazırlandı. Şaşıran, o sırada Alican ve gazetecilerin mey- dana getirdiği kümenin yanından ge- 11/AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: