22 Ekim 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

22 Ekim 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER çen A.P. li birkaç milletvekili oldu. A.P. liler birbirlerinin yüzüne bakıp aralarında: "— İyi ama, neden Alicana soru- yorlar? Onun bu işle ilgisi nedir? Ta- yini İsmet Paşa yapmıyacak mı?" dediler A.P. li milletvekilleri, o grubun yanından o uzaklaşırken o Başbakan durumu i- Yardımcısı gazetecilere zah ediy ordu: — İnönü, Koalisyon ortağı ola- rak bize iki isim verdi. Dr. İbrahim Öktem ile Hıfzı Oğuz Bekata! Biz kendisine iki şahıs için de bir eki zımla olmadığını belirttik. Y.T.P. Ökteme de, Bekataya da bir © ete 8i yoktur. Her ikisi de bu işi yapa- bilecek, idare edebilecek o ehliyette- dirler C.H.P, çevrelerinde ise Feyzioğ- lu ve etrafındakiler Öktemi, Genel Merkeze karşı olanlar Bekatayı tuttu- lar. A.P. liler de İçişleri Bakanlığı için Ankara Senatörünü -Bekata- Bursa milletvekiline -Öktem- naza- ran daha az partizan bulduklarını bil- dirdiler. Bütün bunların birleşmesi, Başbakan nezdinde kefeyi teklifi yap- tığı ilk aday lehine eğdi. Haftanın ortasında, oBekatanın tayini bu suretle çıktı. Bekatadan açı- lan yere, teselli mükâfatı olarak İb- rahim Öktemin de gelmesi kabildir, bir "genç adam'"ın da.. İkinci ihtima- lin gerçekleşmesi halinde bu daha esaslı mevkiler için bir deneme ma- hiyeti taşıyacaktır. Politikacılar Dırdırdan gına B” gün, haşmetli CHP.nin resmi organı Ulusun telefonu çaldı. Te- lefona gazetenin emektar musahhihi Hakkı Hoca cevap verdi. Hattın ö- teki tarafında, Başyazar Yakup Kad- ri Karaosmanoğlu vardı. Karaosman- oğlu: — Hakkı Hoca, ben kaç gündür evden çıkamadım. Senin kulağın de- variyet ne? Başmakalemi yacazağım da.." dedi. İyi yürekli Hakkı Hoca, her sa- tın partiyi ilzam eden yazının yaza- rına C.H.P. nin politikasını izah etti. Ama hadise duyulduğunda, o küçük çapta bir kıyamet koptu. Ulus Allah- lıktı ama, yok bu kadarı da fazlay- dı. Bir başka gün, bir şoför Başya- zarın yazısını getirdi, yazı işleri mü- dürüne verdi. Sonra, taksinin fatura- sını uzattı. Yazı işleri müdürü rakka- 12/AKİS ma baktı. Rakam fazla kabarık ge eldi. — Oğlum, sen buraya nereden geldin? Yakup Kadri bey Özdemir Caddesinde GENEL, Oradan burası bu kadar tutar mı Şoför Gr şüphe edildiği ze- habı iinde sinirli, itiraz etti: Doğrudan doğruya ogelmiş değilim, abi! Evvela kolacıya uğra- dım. Oradan gömlekleri aldım. Göm- lekleri götürüp MAS otobüslerine bı- raktım. Kayseriye, Burhan Belgeye gidiyor. Buraya, ondan sonra gel- dim." Yazı işleri müdürü gülümseye- rek adamın ücretini verdi. Ama bu hadise de, hayli şiddetli tepkileri yol açtı. Ulus çiftlikti ama, yok bu kada- rı da fazlaydı. Gına getiren adam Yyekır Kadri Karaosmanoğlu Ulu- sun oBaşyazarlığını ounutulmaz in Cahit Yalçından tevarüs et- i. Ama daha işin başında, bir hay- rülkalef olmadığını belli etti. Türki- yenin en iyi romancısıydı. Ama en iyi romancıların mutlaka en iyi baş- yazar olmaları diye bir okaidenin bulunmadığını kısa zamanda ispat etti. Hiç kimseyle temasta değildi, hadiseleri günlerle geriden takip e- diyordu, partinin politikası hakkında hiç bir fikri yoktu. Fakat C.H.P. de kimsenin kim- seye yüzü tutmaz. O bakımdan bü- Burhan Belge Karakedi yük romancıya başyazarlıktan vaz- geçmesini söyleyebilecek tek kul çıkmadı. Görevi Genel Başkan Ge- nel Sekretere, Genel Sekreter Genel Başkana attı, Karaosmanoğlu da ta- nesi 100 liradan -ayda 3 bin lira e- der- yazmakta devam etti. Ama vak- ta ki potlar kırılmaya, parti müşkil durumda kalmaya, Hakkı Hoca ve hemen her gün tekrarlanan şoför hikâyeleri kulaktan kulağa yayılma- ya başlandı bütün cesaret ele alındı ve üstada "Şey! Acaba siz iç sayfa- lara zaman zaman hatıralar yazsa- nız olmaz mı? Hani, bizim okuyucu- lar sizin kaleminizden onu tercih e- deceklerdir de.." diye çıtlatıldı. Büyük üstad bir süre o işi yap- tı. Bu arada başyazıları konmuyor, başka ve imzasız makaleler yayın- lanıyordu. Yakup Kadri oKaraosmanoğlu- nun bütün bu devrede bir derdi da- Belgenin kardeşiydi. kalemşörü 15 yıla mahküm edilmiş- ti.. Leman Karaosmanoğlu onun mut- laka tahliyesini istiyordu. Ağlıyor- du, sızlıyordu, baş eti yiyordu. Tabii elinin altında daimi olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu bulunduğun- dan azabı o çekti. Kısmi af çıkınca, büyük mancı için durum dayanılmaz aldı. Bir yandan evin içi, taraftan evin dışı. Nihayet kalemi yakaladı ve istifayı bastı. C.H.P. Atatürk ilkelerinden ta- viz verdiği için partisini terkediyor- du! Ama bir tek gaf yaptı. Başken- tin açıkgöz muhabirlerinin sıkıştır- masına maruz kalınca büyük dev- rimci af konusundaki görüşünü a- çıkladı: Toptan af istiyordu. Her halde talihsiz C.H.P. bunu çıkartmamakla -yani Burhan Belge- yi çıkartmamakla- Atatürk ilkeleri- ne ihanet etmişti! Vergiler Altın yumurta Mi Bakanı Ferit Melen güle- rek: "— Nerelerden, ne kadar vergi alınacağına dair bir şey söylemem. İlerde polemik konusu oluyor. Zara- rı bize dokunuyor bunların. Üstelik Vergi Reform Komisyonuna tesir et- mek gibi bir durum da hasıl olabi- lir. Müsaade edin, Hükümetin tasa- rıları kabulünden sonra bunu açık- lıyayım" dedi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: