28 Eylül 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

28 Eylül 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RADYO yosundaki program kıtlığına bir takım dış faktörler sebep olmuştur, fakat u- nutmamak gerekir ki. daha ortada bu şartlar mecvüt değilken Başkent Rad- yosu kendi isteğiyle birçok programı- nı kaldırmış ve yazın dinleyiciye yal- nız müzik vermeyi (o kararlaştırmıştır. Bunun gerekçesi de, "yazın dinleyici- nin ciddi program dinlemeye taham- mül edemiyeceği bütün dünya radyo- larında yas aylarında (o programların kaldırıldığı" olmuştur. Bu düşüncenin ne kadar sakat olduğunu yabancı rad- yoların basılı programlarını inceleyen- ler bilirler. Ayrıca, Türkiye dinleyici- sine yazın dahi öğretici, eğitici bir-iki program vermek zorunda olduğunu Radyo idaresinin düşünmesi gerekir. Bunu düşünemeyenler için "memleke- tin içinde bulunduğu şartlar"ı mazeret olarak ileri sürmek boşunadır. Bu şe- kilde düşünen bir Radyonun radyocu- luk hakkında çok kıt bilgisi olduğu ve- ya Radyoda program yapmaktan da- ha çok radyoculukla ilgisi olmayan işlerle meşgul olunduğu anlaşılmakta- dır. Gerçekten de, Radyoda "kendi asıl işinden başka bir takım işlerle meşgul olanlara rastlamak gayet (kolaydır. Aslında bu gibi şahıslar kendi saha- larında birer kiymet oldukları halde, görgülerinden ve tecrübelerinden Rad- yonun da İstifade etmesini hiç dü- şünmezler ve bütün güçlerini ve çalış- malarını söz sahibi (oldukları başka işler üzerinde teksif ederler. (Bunun sıkıntısını çeken, ilerici bir hamle ya- pamayan ve her geçen gün gittikçe gerileyen de Radyo olur. Radyo değil, oyuncak.. Başkent Radyosunda radyoculuk an- layışına göre değil de şahısların ça- lışma şartlarına, keyiflerine göre bir çalışma düzeni kurulmuştur. Bu dü- zenin mesleki görgüden daha çok şa- hısların kaprisine dayanması da Rad- yoyu bugünkü şikâyet edilen duruma getirmiştir. Evvelâ. Ankara Radyosun- a aylardanberi iyi bir program yapıl- madığı, dinleyicinin Radyodan istifade edemediği ortadadır. Halen yapılmakta olan programlarda ise kalite söz ko- nusu değildir ve hiç bir yayının da dinleyici düşünülerek hazırlandığı ile- ri sürülemez. İşin tuhaf tarafı, Ankara Radyosunun bir duruma düşmesinden, Radyodaki sayısı son derece az olan programcıların sorumlu olmamasıdır' Yaz dolayısiyle programların azaltıl- ması ileri sürüldüğü zaman, ya bu AKİS/22 programcılardan bazıları yukarda söz konusu edilen kararın alındığı toplan- tılara (okatılamamışlardır, yahut da toplantıya katılıp, karara itiraz edan programcıları Okimse dinlememiştir. Bu hatalı kararın ortaya çıkardığı menfi neticeyi gören Radyo idaresi ö- nümüzdeki Ekim ayının sonunda yeni programlar hazırlamaya mistir. Fakat bugüne kadar geçen za- man içindeki programların ücretleri önceden hesap edilemediği ve bir ta- kım kimselere hesapsızca para öden- diği için Ankara Radyosu şimdi pa- rasızlıkla karşıkarşıya gelmiştir. Haklı olarak programcılar bir takım prog- ramlar yapmaya o çalışmaktadırlar ve bu programların sayısını da mümkün olduğu kadar yüksek tutmayı istemek- tedirler. Fakat idaresizlikten ve he- sapsızlıktan doğan durum buna engel olmaktadır. Üstelik, Ankara Radyo- su hiç bir zaman mâli yılın sonundan bu kadar önce parasız kalmamıştır. Paranın azalması sonucunda bugün Radyoda yayınlanan programların ha- zırlayıcılarına verilen ücretler kesil- miş, haber servisinde çalışan kimsele- rin aylıkları azaltılmıştır. Bu durumun ilgililer üzerinde yarattığı Üzüntüden ve birçok kimsenin kafasında beliren suallerden elbette Radyo idaresi so- rumludur ve bu durumun "memleke- tin içinde bulunduğu şârtlar"la hiç mi hiç ilgisi yoktur. Ah bu şarklılık'.. Radyonun bugünkü durumu için, kanun çıkmadan önce, bir takım mazeretler bulmaya çalışanlar ve eski idareciler için "şanslı" kelimesini kul- lananlar elbette Başkent Radyosunu haklı çıkaramıyacaklardır. Daha kanun çıkmadan, ona buna, hem de kusurları gözönünde tutulma- dan, bir takım yüksek pozisyonlar ha- zırlamak, ilerisi için pek ümit verici değildir. Kaldı ki, Radyo ve Televizyon Kanun Tasarısı oldukça iyi de hazır- lanmıştır. Fakat kanun ne kadar iyi bir durumda çıkarsa çıksın, Türkiye Radyoları yine aynı düşüncelerle ve menfaat kayguları ile idare edilecekse, o zaman bu kanunun da hükmü kal- mıyacaktır. Radyonun idaresini elinde tutanların, onun bunun tesiri altında kalmadan işlerini yürütmeleri, mev- karar ver- . cut teşkilâtın son günlerinde; kendi- leri için herhalde faydalı olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: