12 Şubat 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

12 Şubat 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yemişler ve içmeğe başlamışlardır, içki faslı geç vakte, hattâ temsil zamanı- nın yaklaştığı saatlere kadar devam miş ve Fikret Tartan bu durumda, rolünü, oynamak üzere Tiyatrodaki va- zifesine gitmiştir. Aynı gün, öğleye doğru, Melek Tar tan Küçük Tiyatroya telefon ederek kocasını osormuş ve telefona çıkan müşterek arkadaşlarına Fikret Tarta nın eve gelmediğinden, ertesi gün bay- ram olduğu halde evinin bazı zaruri ihtiyaçlarıyla olmadığından şikâyet etmiştir. Melek Tartan o ak- şam, aynı oyundaki rolünü oynamıya gittiği zaman. Yeni Sahnede vekâlet eden Coşkun Karaya da, ko- casıyla ilgili olarak, buna benzer şikâ- yetlerde bulunmuş ve üzgün bir ifa- deyle "Mühim kararlar alabilirim" de- miştir. Temsil sırasında... Karrıkoca Tartanların da rol aldıkla- rı "Yaslı Hanım.." temsili, arefe akşamı, bu durumda başlamış, 1. Ka dın'ı oynıyan Melek Tartanın titrek bir sesle konuştuğu o farkedilmişse de dördüncü tabloya kadar normal bir şe- kilde devam etmiştir. Dördüncü tablo- da, oyunun başrolünü oynamakta olan Mediha Gökçerin "Adalet istiyorum" dediği sırada Fikret Tartanın "Adalet gazetesi mi?" diye metin dışı sözler söylemesi üzerine Mediha Gökçer şa- şırmış, daha sonra bir başka repliği miş, sinirlerini de hayli bozmuştur. Mediha Gökçer sahnede işi bitip kulise çıktığı zaman, durumu, reji- söre vekalet eden Coşkun Karaya bil- dirmiş. Fikret Tartanın sahnedeki hallerinden şikâyet etmiş, oyun huzu- runu bozan metin dışı konuşmalarına bir son vermesinin sağlanmasını iste- miştir. Bu sırada yanlarına gelen Fik- ret Tartanla Mediha Gökçer arasında yüksek sesle tartışmalar olmuş ve iki sanatçı birbirlerine ileri-geri, hoş ol- mıyan şeyler e İntihar teşebbüs İşte bu sırada, çok daha başka se- beplerden, asabı zaten bozuk olduğu, sahnede kocasıyla Mediha Gökçer a- rasında meydana gelen olaydan da büyük üzüntü duyduğu anlaşılan Me- lek Tartan, makyaj kalemlerini açmak için kullandığı bir jiletle bilek damar, larını kesmeğe başlamış, genç kadının bileklerinden akmıya başlıyan kanlar, bir anda, kuliste büyük heyecan yarat- mıştır. Artık Fikret Tartan - Mediha Gökçer tartışması unutulmuş ve bütün sanatçılar yaralı (arkadaşlarının yar- dımına koşmuşlardır. Fakat akan kanı durdurmak kolay olmadığı için, rejisör vekili Coşkun Kafa perdenin önüne çıkarak, salonda, seyirciler arasında AKİS, 12 ŞUBAT 1965 bir doktor varsa kendilerine yardıma Piyesi gördüm Oyun: ME b 4 perde. Yazan: Reşat ri Güntekin. Tiyatro: Di Tiyatrosu (Altındağ). Sahneye koyan: Salih Canar Dekor, Kostüm: Hüseyin Mumcu. Konu: Rahmetli Reşat Nuri Güntekinin otuz yıl önce "sırf halkı biraz güldürmek, eğlendirmek için" yazdığını, söylediği "Hülleci" otuz yıl sonra, Atatürk heykellerinin kırıldığını -hattâ imam nikâhının ihyası tekliflerinin B.M. Meclisine kadar götürüldüğünü- gazetelerde okuduğumuz bir sırada, Atatürk devrimlerini, kadın haklarını ve Medeni Kanunu savunuyor. "Hül- leci", dini- küçük çıkarlarına âlet edenlerin, şeriatçılığın hakim olduğu de- virlerde, aile müessesesini nasıl oyuncak haline getirdiklerini, "kendi keyif- lerine göre nasıl yapıp yıktıklarını" gösteriyor. Bu bakımdan "Hülleci"de, insanlığını yitirmemiş ve istemediği halde şeytana uyup bir hırsıza arka- daşlık etmiş, temiz yürekli bir insanın ve tesadüfün- o kurtardığı zavallı Melek Hanımın macerası, genç ye devrimci kuşaklar tarafından ibretle sey- redilmelidir. "Hülleci" bu konuda, yakın geçmişimizin gülünecek -ve ağla- nacak, gerçeklerini ortaya koyuyor, -türk kadınının yüzyıllar boyu çektiği çileyi anlatıyor. Oynıyanlar: Coşkun Orhon (Hilmi Efendi), Erol Amaç (Şerif), Hâşim Hekimoğlu (Hafiz), Tekin Akmansoy (Mahalle İmamı), Adnan Başer (Salâ- h Molla), Turgut Sarıgöl (Parnak), İnci Pars (Melek), Nihâl Türkmen (Ru- kiye), İlkay Saran (Adile Dudu), Meral Üner (Zehra). Beğendiğim: Salih Canarın tarihi realitesi içinde yakın geçmişin ren- gini, özelliklerini koruyan, Reşat Nuri Güntekinin güldürü yoluyla duyur- mak istediği nükte ve hicvi, farsa kaymadan, belirten ölçülü, dengeli sahne düzeni. Hüseyin Mumcunun, havayı veren, güzel dekoru. Hâşim Hekimoğ- lunun -yer yer Vasfi Rıza Zobuyu hatırlatmağa çalışan tonlarına ve edası- na rağmen. Hafizda: Tekin Akmansoy un da - kaçınamadığı bazı aşırı jest ve hareketlere rağmen- Mahalle İmamı'nda çizdikleri çok inandırıcı tipler. Coşkun Orhonun Hilmi Efendi'ye sevimli bir yüz kazandıran rahat oyunu. Adnan Başerin Salâhi Molla'da, Nihal Türkmenin Rukiye'de, ölçülülüğü içinde etkili, tabii oyunları. İlkay Saranın Adile Dududa e pittoresk kompozisyon. İnci Parsın Melek'e kazandırdığı duygulu ve zeki yü Beğenemediğim: oCoşkun Orhonun hırsızlık ederken yakalandığını unutmuş gibi göründüğü sahnelerde - "pişkinliğe" varan- fazla rahat oyunu. Turgut Sarıgöl'ün Parnak'taki ermeni taklidinin yetersizliği. Sonuç: Bütüniyle başarılı, etkili bir oyun. Genç kadınlarımızın, annele- rinin, büyükannelerinin çektikleri çileyi anlamak ve eyi eek e isteyenlerin kendilerine vâdettikleri aile hayatının bir örn ek, -sonra da Atatürk devrimlerine sımsıkı sarılmak- için ietlkk Teyimelei gereken bir oyun. Naciye FEVZİ ara verildiği yerden gelmesini rica etmiş, seyirciler arasın- da bulunan Sağlık Bakanı ile Gülhane Tıp Akademisi mütehassıs hekimlerin- den Dr. Yıldırım Ussan derhal sahneye koşarak Melek Tartana ilk tıbbi yardı- mı yapmışlar ve bileklerini sarmışlar- dır. Daha sonra Dr. Ussan Melek Tar- tanı bir arabaya koydurarak Gülhane hastahanesine götürmüş ve orada ge- rekli müdahale ve tedaviyi yaptırmış- tır. Oyun devam ediyor Bu olaylar sırasında yarım saatten fazla kapalı duran perde açılmış. "Yaşlı Hanımın o Ziyareti" temsiline başlanılma ve temsil tamamlanmıştır. Olay sırasında, bir reji yapmak ü- zere gittiği (Prag'da bulunan Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gök- zat kendisi Tartanı oyundaki rolünden almış, ye- rine Halük Kurdoğluyu vermiş, üzü- toplanarak, temsil sırasında böyle bir hâdisenin çıkması- na Sebebolanlar hakkında bir karar vermesi beklenmektedir. 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: