3 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

3 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den haberler Mutlu nişanlılar Ankara bulvarlarının, restoran ve kahvelerinin en mutlu çifti Zeynep Ergüder ile Akın Balkan. Genç nişan- lılar her yerde elele dolaşıyorlar. Onla- rı seyredenler de bu evliliğin yorumunu yapıyorlar. Mutluluğu kimi Samsuna gideceğini duyanlar biraz ya- dırgamışlar. "Sofyaya, Londraya git- medi, Samsuna nasıl gider?" diyorlar. Gönül severse, samanlığa bile gidilir! Yardımseverlik yarışı İstanbullu Yardımseverler, Yıldız Par- kmdaki Malta Köşkünde bir yemek tertiplediler. Güzel bir dekor, nefis bir büfe, birbirinden şık hanımlarla bu, sos yetenin kolay kolay unutamıyacağı bir gece oldu. Büfe evde hazırlanmış, der- nek üyeleri yardım konusundaki bütün imkânları seferber etmişlerdi. Misafir- ler de bu yarıştan geri kalmadılar. Her kes marifetini döktü ortaya. Böyle par tilerde bir köşeye çekilip kasılan Sefa Kılıçlıoğlu bile çiftetelli oynadı. Sosye- te, o akşam, oyun bakımından folklor ekiplerini yaya bıraktı. Belma Simavı de çok güzel çiftetelli oynuyor. Gece- nin başarısında büyük emeği olan Kadriye Dicleli halay çekti. Eski DP li. yeni milyoner Adnan Tüfekçi ve eşi de Karadeniz oyunlarıyla misafirleri coş- turdular. Sanayi Kalkınma Bankası mum Müdürü Reşit Egeli ise gecenin zeybeğiydi. Reşit Egeli alaturkacı ban kacılardan biridir, dost toplantıların- da şarkılar söyleyip, harmandalı oyna- maktan çok hoşlanır! Fakat o ge- ceki oyun bir sürprizle sonuçlardı: Re şit Egeli bir kalp krizi geçirerek her- kesi heyecanlandırdı. Malta Köşkü, geceyarısından sonra Amerikan Has- Zeynep Ergüder ile Akın Balkanın nişan töreni Mutlu nişanlılar tahanesine taşındı. Reşit Egeli iyileşip Bostancıdaki evine gitti ama, gece de kuşa döndü. Mermer ve diplomasi AP'nin Kıbrıs meselesinde akıl ho- calığını yapan, bu yüzden de Dış- işleri Bakanı olacağı söylenen eski Bonn elçisi Settar İkset, İstanbulda mermercilik yapıyor. o Mermercilikle diplomatlık arasında hiç bir münase- bet yok ama. maksat vakit geçirmek. Yoksa, seki Büyük Elçinin gönlündeki aslan ölmüş değil, seçimleri bekliyor... Biraz da kadın Muammer Karaca, Ankaradaki kadın dostlarına telefon ediyor, "Ayol gö- rüşeliim, ben biraz da kadın sayılırım!" diyor. Karacayı Prenses Hazretleri ro- lünde seyretmeyenler bu espri karşısın da şaşırıyorlar. Görenler ise kahkahayı basıp, "Biraz m1?" diy soruyorlar. Pren ses Hazretleri, Gençlik Parkındaki son oyununda emperyalizmin canına oku- yor! Sanatçılar adası Güzel balerin Meriç Sumen, Temmu- zun ikinci haftasında annesi ve ba- üzerinde çıplak ayaklarla dansedecek. Avşa, son yıllarda çok moda olan, Marmaranın yanında küçük ve şara- bıyla meşhur bir adadır. Sanatçılar bu adalardan çok hoşlanıyorlar. İstanbul ve Ankara sosyetesini giydiren Faize Kuhar ve Sevim Baban kardeşler her yaz burada soyunuyorlar. Hilmi Gir- gankoç balıklara aryalar söylüyor. Cü- neyt Gökçer tiyatrodaki cadı kazanını burada unutuyor; Ayten Kaçmaz, bu adada, güzel bikinilerle bir deniz kızı lar ve kendisine geceleri, yıldızlara kar şı balıkların hikâyesini anlatıyorlar. Meriç Sumen, tatil dönüşü, son za- manlarda sık sık beraber göründüğü genç ve yakışıklı mühendisle nişanla- nacak. Bu haberi duyanlar "Baleyi bı- rakacak mı?" diye soruyorlar. Genç balerinin dansetmekten vazgeçmesi ko- lay değildir. O, dans için yaşayan, dansettikçe güzelleşen, canlanan bir gençkızdır. Şimdi, iki karpuzu bir kol- tuğa sığdıracaktır. Devlet balesinde bu 3 Temmuz 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: