27 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

27 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BiTENLER Millet "İşletme Bakanı" Bundan sadece bir hafta önce, De- mirelci yayın organları Muhte- şem Süleymanın İstanbula kuraca- ğı, bir de değil, iki köprünün kroki- leriyle dolup taşarken, bu derginin geçen sayısında, başyazı şöyle biti- yordu: "Git be kardeşim, işletme adamı!" Aradan yedi gün geçmeden, bu- nun bir "işletme" olduğu resmen anlaşıldı. Yüksek Plânlama Kurulu görüşmelerinde böyle bir saçmalı- ğın üzerinde bile durulmadı, Başba- kan Demirel "Canım, bu yıl olmaz- sa gelecek yıl yaparız. Nasıl olsa daha dört yıl iktidardayız" diye işi geçiştirdi, Demirelci yayın organla- rı da methedici büyük başlıklarıyla kaldılar. - Halbuki mesele basit bir hesap işiydi ve Türkiyenin bu halinde bu çeşit bir tasavvura, 300 milyon lira- lık istimlâk bedeli değil, üç kuruş ek ödenek ayırmaya imkân olma- dığı belliydi. Ama İktidar, balon bir haftada patlasa da, Menderesvari bu gösterişi yapmayı akıllılık saydı. Belki de sahiden şimdi bir çok mu- hitte Demirel, "İstanbula köprü ya- pacak adam" diye okonuşulmakta- dır. Bir takım kimseler sahte efsa- nelerini böyle * yaratmaktadırlar. Nasıl İstanbula asma köprüler yapmak 1965 Türkiyesinde sadece bir tatlı hayalse, Muhteşem Süley- manın bütün çalımlı lâflarına rağ- men -"Ben ne dedim? Kaldırılacak dedim. Öyleyse kaldırılacak?"- Ser- vet Beyannamesi de kalkmayacak- tır, vergilerin açıklanması da de- vam edecektir. AP İktidarı, yapıl- mış olanların hiç birine el süreme- yecektir. Türkiyenin kaybı, bu ikti- dar devam ettiği süre, ileriye gidi- şin durması olacaktır. Madalyonun tehlikeli yüzü Ancak, bu kadar sorumsuz bir ik- tidar, işbaşında kaldığı süre, milleti işletmekte olduğu böylesine açık bulunduğu halde, ihtiyatsız söz- leri ve davranışlarıyla tarifsiz karı- şıklıklara ve (huzursuzluğa yol aç- mak istidadındadır. Nitekim, bir Demirel Bakanının uçurduğu balon üzerine İzmirde varlıksız kütlelerin 10 sahipli bir araziyi işgal edip parsel- leyivermeleri. üzerinde ibretle du- rulup düşünülecek bir hadisedir. Bu AP, varlıklı zümrelere dönüp mül- kiyet hakkını kendisinin garanti al- tında, tuttuğunu, bu hakkın CHP e- linde yaralanacağını söyleyen AP” dir. Buna mukabil aynı partinin, varlıksız ozümreleri avlamak için mavi boncuk dağıtması, bu şekilde daha çok çelişmeye yol açacak ve varlık sahipleri servet düşmanlığı- nın, tıpkı DP devri gibi, AP devrinde geliştiğini göreceklerdir. Zira hak- sız servet imkânının "bulunduğu dü- şüncesi bir toplumda ne kadar yay- Süleyman Demirel ".umurunda mı dünya?" gın olursa, servetler ve kazançlar üzerine örtü örtülmeye ne derece kalkışılırsa, varlıksız sınıfların tep- kisinin o derece şiddetli olması eş- yar tabiatı icabıdır. undan dolayıdır ki bu hafta, . İstanbulun AP'ye oy ver- miş varlıklı çevreleri İzmirdeki ha- disenin kulaklarında çaldığı tehlike canıyla tedirgin olmuş haldeydiler. "Zayıf Devlet" kolay yolu tercih e- denlerin iktisap konusundaki idea- liyse de, bunun koruma konusunda tam aksi bir hükme yol açması za- ten beklenilmeyecek bir husus de- -ildi. Gecekondular Çağları atlayan Başbakan Türkiye şu günlerde, Başbakan Sü- leyman Demirelin dâhiyane bir buluşu ile, rekor sayılacak kısa bir zamanda tarım çağından sanayi ça- ğına atlayıverecektir. Bu şâhâne fi- kir, Demirelin aklına, gecekondu meselesi tartışılırken gelmiş ve he- men tatbike konulmuştur. Bilindiği gibi, bugünün ileri sa- nayi ülkeleri bir zamanlar tarımla uğraşırlar ve nüfuslarının çoğunlu- gu şehirlerde değil, köylerde oturur- du. Bu ülkelerde, uzun seneler için- de, şehirlerde çok sayıda fabrika kurulup iş imkânları açılınca, köy- lerde yaşıyanlar şehirlere akın et- mişler ve o ülkelerde bir gecekon- du problemi doğmuştur. Bugün sanayie geçememiş bazı tarım ülkelerinde -ve oçoktanberi Türkiyede de tarımda geçimini cağ- lıyamıyan fakir milyonlar, iş imkâ- nı olmamasına rağmen, şehirlere akmakta ve bir problem yaratmak- tadırlar. Bu ülkeler ve Demirele kadar Türkiye- bu problemi hemen- cecik sanayi kurup bu insanlara iş imkânı bulunamıyacağı için, köy- lerden şehre akımı önlemek, nüfus artışını kontrol etmek, toprak re- formu yaparak köylerde de yaşa- ma şartlarım sağlamak gibi usüller- le halletmeye çalışırlardı. Ama bu usüller Demirel için gayrikaabili tatbiktir. Çünkü Baş- bakan hem nüfusun kontrolüne ve hem de toprak reformuna karşıdır. Başbakan, herhalde bu usülleri de- mode de saydığından olacak, şöyle birkaç dakika düşünmüş ve hârika keşfim türk halkoyuna geçen hafta- nın sonunda açıklayıvermiştir: — Köyden şehire akımın durdu- rulmasına lüzum yoktur. Ekonomi- ler geliştikçe bu akımlar devam e- decektir. Biz de farazi düşünc eler yerine pratik çarelere yöneleceğiz.." Demirel, bu arada türk gecekon- dularının Ortadoğu ve Balkanlarda, hattâ bütün dünyada en kullanılışlı ve temiz gecekondular olduğunu vukufla m Vatandaşın bir gecede ev ya- pabilme kudretini önlemek yerine, bu gücü kanalize etmeliyiz!" demiş- ir. Buluşun püf noktası burada- dır. Demirelin vazettiği prensibe gö- re, köyden şehre akımı engelleme- yip, gecekondu yapımım teşvik e- dince ekonomi hemen gelişecek, e- 27 Kasım 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: