27 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

27 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO Grevler Maksut bile değişik! Herkes o ciddiydi. e Çağlayangil de ciddiydi. Süleyman Demirel ise Çok ciddiydi. Halük Kurdoğlu kaş- larını çatmış, hanımı Muazzez Kurd- oğlu. suratını asmış, Cüneyt Gök- çer "en haklı" yüz ifadesini takın- . Dekor, bir Başbakanın ma- kam odasına tamamen uyuyordu. Demirel Başbakan rolüne yakışmış- -- Etrafını çevreleyen ve Devlet Ti- yatrolarında yapılan grevin kanun- suz olduğunu söyleyen sanatçıları sükünete davet ederek: "— Başbakanın emriyle perde a- çılsın, Başbakanın emriyle perde kapansın devri bu memlekette çok- tan geçmiştir. Geçmiş midir? Geç- miştir.." diyor Bu sırada Çağlayangil usulca, ama çok usulca kalabalığın arasın- dan sıyrıldı ve arka tarafa geçti. Ar- tık bu tabloya Demirelin yüzünü gö- recek şekilde karşıdan bakanlar, Çağlayangilin ciddi yüzünü göremi- yorlardı. Ama bu tabloya Demirelin ensesini görecek şekilde arka plân- dan bakanlar, Dışişleri Bakanını, bir sanatçı gençkızın elini tutmuş olarak gördüler. Yüzünde pederâne bir şefkatin bütün mimikleri belir- miş olan Çağlayangil, gençkıza şöy- le diyor rdu: — Sen, amcanın bavullarım ha zırlamasına yardıma niye gelmez- sin? Amcan bekâr, amcan seyahate çıkacak!.." Çağlayangil durumu isleyenler olduğunu farkedince, aile saadeti manzarası bozuldu.. Sanatçılar Başbakanın makam odasına geldiklerinde orada bulu- nan ve ciddiyet tablosunu bir süre süsleyen İzmir Belediye Başkam Osman Kibar da bir ara arkalara geçiverdi. Arka taraftaki sanatçıla- ra» istifa etmekten bahsettiklerini duymuştu. Derhal onların yanına gitti ve memnuniyetten kızararak: "— Edin, edin!" dedi. Sonra, duyan var mı diye kont- rol için iki yanına baktı ve hızlı hız- lı ekledi: "— Hepiniz istifa edin, İzmire gelin, orada tiyatro kuralım. Hepi- nizi o tiyatroya alacağım!" Bu sırada Demirel: Meselenin üzerinde miyiz? Üzerindeyiz. O halde meraklanma- yın" diyerek, Başbakan açısından durumu tahlil ediyordu. ". 27 Kasım 1965 Olay, rollerin ve dekorun ola- ganüstü uygunluğuna rağmen, bir sahnede değil, gerçekten Başba- kanlıkta, geçen hafta Perşembe gü- nü cereyan etti. Mesele, Devlet Ti- yatrosu o sahnelerinin iki gece ka- panmasına yol açan grevin çözüm- lenmesi idi. Mesele bir tane olduğu halde, buna karışan herkesin ayrı bir maksadı olduğundan, bir çözüm yolu, bu derginin çıktığı sırada da- hi bulunabilmiş değildir. Nitekim kapı kapı odolaşmalar devam etti. Grevi tasvip etmeyen sanatçılar bu arada Cumhurbaşka- nı Gürseli de ziyaretle lehlerine bir hava yaratmağa çalıştılar. Ara ki sanat bulasın! Gazeteleri renkli fotoğraflar, tuhaf olaylar ve eğlenceli (odemeçlerle epey meşgul eden bu olayın bu ka- Anlaşmazlığın başlıca sebebi, pazar- lığın, Tiyatro yönetiminin yeniden düzenlenmesi mahiyetini- kazanma- sı dır. Sendikacı sanatçılar bir içtü- zükten mahrum bulunan ve keyfi idare edilen Tiyatroyu âdeta yeni- den düzenlercesine teferruatlı istek- lerde bulunmuşlar, Gökçer ise bun- ların tümünü reddetme yolunu tut- muştur. 27 Eylülde Gökçer, işvere- nin kendisi değil, Milli Eğitim Ba- kanlığı olduğu gerekçesiyle masayı terketmiştir. İş uzlaştırma safhası- na girdiğinde ise, toplu sözleşme görüşmeleri devam ederken kabul edilen Personel Kanununun, hi e personeli memur sayan muğ- hükümleri Gökçerin dikkatini çekmiş ve bu defa gerekçe değişti- rerek, sanatçıların işçi değil me- mur olduğunu söylemeye başlamış Gökçer ve taraftarları Demireli dinliyorlar "Meselenin o üzerindeyiz dar dallanıp budaklanmasının ve tu- haf mecralara girmesinin başlıca sebebi, çok karışık bir müessesede patlak vermesidir. Cüneyt Gökçerin yönetimindeki Devlet Tiyatrosu u- zun süredenberi dalgalanmalar için- dedir. Durum böyleyken, Tiyatro bün- yesinde bir sendika kurulmuş ve ö- zellikle Gökçere karşı olan sanatçı- lar bu sendikanın yönetimini ele al- mışlardır. Sendika ile işveren, gö- rüşme yerinin tayininde epey becel- leştikten sonra, 30 Nisan 1965'te Kü- çük Tiyatro binasında toplu söz- leşmeye (ooturmuşlardır. o Taraflar toplu sözleşme için Eylül ayına ka- dar tam 24 toplantı yapmışlar, fakat komik denecek kadar az hususta -sadece üç madde üzerinde- anlaş- maya varabilmişlerdir. Oysa Sendi- kanın istekleri 50 maddeyi aşkındır. didik mi? Didik.." tır. Sendika ise I Kasımda grev yap mak kararını vermiş ve bunu Çalış- ma Müdürlüğüne bildirmiştir. Grev afişleri asıldığında (Gökçer, karşı tedbir olarak, o Savcılığa müracaat etmiş ve sanatçıların memur olduk- larını, bu sebeple greve mâni olun- masını istemiştir. Savcılığın afişle- rin indirilmesi yolundaki kararı Gökçer ve taraftarları tarafından "gerv kanunsuzdur" iddiasına mes- net alınmış ve mücadele bu defa bu yöne kaymıştır. Ancak Sendika geçen hafta Çarşamba gecesi fiilen greve gitmiş ve Devlet o Tiyatrosu- nun perdeleri, tarihinde ilk defa o- larak, açılmamıştır. Azrailin cinsiyeti meselesi Bu safhada, başka başka sebeplerle Türk-İş ve Hükümet de işe karış- mışlardır. o Personel Kanununun, kendisine üye çok sayıdaki işçiyi memur haline getirmesinden endişe 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: