YURTTA OLUP BİTENLER Enerji Bakanı Deriner makamında Bıyık ve sakal meselesi iresi Başkanlığı, tarafları uzlaşma toplantısına çağırdı. 25 Eylülde Pet- rol Dairesinde, zamanın Enerji Ba- kanlığı Müsteşarı İbrahim Derine- rin başkanlığında yapılan toplantı- ya yabancı şirket (temsilcileri ile Türkiye Petrolleri A.O.'nı temsilen Petrol Ofisi Genel Müdür Yardımcı- sı Özer Derbil, Türkiye Petrolleri Hukuk Müşaviri Muammer Aksoy ve Rafineri Tesis Şubesi Müdürü Hasan Çil katıldılar. Geç saatlere kadar süren toplantıda uzlaşmaya varılamadı. Mesele bir süre daha sürünceme- de kaldıktan sonra Petrol Dairesi Başkanlığı (o İstanbul (Üniversitesi profesörlerinden OoMemduh Yaşayı komiser olarak tâyin etli. Şimdi Ya- şa, Türkiye Petrolleri A.O.'nın mil- Mi bir rafineri kurup kuramıyacağı yolunda hazırlayacağı rapora Ener- ji Bakanına sunacaktır. Kanuna gö- re Bakan, komiserin raporundaki hükmü-değiştirmeğe yetkilidir. Ta- rafların bundan sonraki müracaat mercii ise Danıştaydın Bakanın ka- rarı Türkiye Petrolleri A.O. yönün- den müspet olur, yabancı şirket temsilcilerinin Danıştaya açacakla- rı iptal dâvası reddedilirse, ortada bir mesele kalmayacak ve rafineri kurulması için çalışmalara başlana- caktır. 14 Aksi halde, Türkiye Petrolleri A.O., kararın iptali için Danıştayda dâva açacaktır. Ancak bu durumda ME iptaldâvasını Petrol Ka- ükümlerine göre inceleye- celi Danıştay kararın iptaline mahal olmadığı yolunda, bir hükme varırsa, bir milli rafineriden, diğer ürünler yanında, yılda istihsal edi- lecek 93 bin ton madeni, yağ gene yabancı petrol şirketlerinden satın alınmağa devam edilecektir. Sadece bu durum ve doğan yeni hadise, Türkiyenin bir milli rafine- riye sahip olmasına yabancı şirket- lerin "kanun gereğince" engel ola- bilmeleri Petrol Kanununun niçin mutlaka yeniden gözden geçirilme- si gerektiğini ispatlamaktadır. C.H.P. İmtihan kapısı CHP Genel Sekreteri Dr. Kemal Satır, haftanın başında Pazartesi günü, Parti Meclisi toplantısından sonra kendisiyle görüşen bir AKİS muhabirine şöyle dedi: — Parti Programımızın bugüne kadarki tatbikatı ortanın sokanda- dır. Bunun için CHP, modern an- lamda ortanın solunda olan bir si- yasi teşekküldür. Biz de bu progra- AKİS mın savunucularıyız. Prensiplerimiz hiçbir mesul arkadaşımız tarafın- dan reddedilmemiştir." Satırın bu sözleri, Genel Başkan İnönünün seçimlerden önce ortaya attığı "Ortanın Solu" sloganı üze- rinde, geride obıraktığımız o hafta Cuma günü Parti Meclisinde başla- yan görüşmelerle ilgilidir. Aslında Parti Meclisi özel olarak "Ortanın Solu" sloganını görüşmek ve bu ko- nuda bir karara varmak için top- lanmış değildir. Ancak, bazı CHP'- lilerin, seçimi kaybetmenin yarattı- ğı ümitsizlikle bütün suçu "Ortanın Solu" programına yüklemeleri, bu konunun artık açıklığa kavuşturul- ması zamanının geldiği (kanaatini uyandırmıştır. Gündemin 1. maddesini ia görüşmeler" teşkil ediyordu. Seç lerden sonra Teşkilât yetkilileriyle yapılan temaslar sonucu elde edilen bilgiler Parti Meclisi üyelerine anla- tlacak, bu konuda onların da gö- rüşleri alınacak, partiiçi meselele- rin çözümü yoluna gidilecekti. Geride bıraktığımız hafta Çar- şamba gecesi -Parti Meclisi çalışma- larına başlamadan iki gün önce-, Bulvar Palasın alt katındaki bir sa- lonu, sazlı-sözlü bir toplantıya sah- ne oldu. Uzunca bir masanın etra- fında bir takım iyi giyimli, hoş soh- bet kimseler toplanmışlardı. Kimi- nin elinde tambur, okimininkinde bağlama vardı. Kendilerini şahsen tanımayanlar, bu sazlı-sözlü toplan- tının amacını önce kavrayamadılar. Fakat kafalar dumanlanmağa baş- layınca, toplantının CHP'nin kade- rini tâyin etmek amacıyla düzenlen- diği anlaşıldı. Rakı ve viskinin su gibi içildiği toplantıda vakit ilerle- dikçe niyetler de açığa vurulmağa başlandı. Alkolün tesiriyle gevşeyen eski CHP'li milletvekilleri, parti yö- neticilerini sert bir dille tenkit edi- yorlar, partiyi ele geçirmenin zama- nı geldiğini söylüyorlardı. Bir ara Fahir Giritlioğlu, masadakilere şöy- le hitap etti: "— Ne lüzum vardı ortanın solu- na moluna? Ortaya bir sol kelimesi atıldı. Adalet Partililer de bunu bir güzel istismar ettiler. Tabii, bunun neticesi olarak da seçimleri kazan- dılar. Biz seçilemedik. Halbuki, or- tanın solu meselesi ortaya atılma- dan gül gibi geçinip gidiyorduk." Giritlioğlunun heyecan içinde söylediği bu sözlere Zeynel Gündoğ- du şöyle.karşılık verdi: 27 Kasım 1965