27 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

27 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TÜLİDEN HABERLER Milletlerarası bir gece Geçirdiğimiz hafta ( istanbullular, milletlerarası bir gece yaşadılar. Taksim Belediye Gazinosunda Ço- cuk Sağlığı Derneği yararına tertip edilen yemek çok güzel geçti. Bu ye- mek için İstanbuldaki bütün konso- losluklar seferber oldu, hepsi mem- leketlerinin mutfağı, milli içkileriy- le Çocuk Sağlığı Derneğini destek- lediler. Ankaradan da birçok Büyük Elçi -Fransa, Almanya, Pakistan, İs- viçre, İspanya..- içki gönderdiler. Derneğin yöneticilerini kutlamak lâzım. Yaz aylarındanberi ode- vam eden toplantılarla hayli yorul- dular, fakat emeklerinin karşılığını da aldılar. İstanbullular ise uzun zamandanberi ilk defa güzel, göste- rişten uzak bir gece geçirdiler. Ka- dınlar gecenin en şık kadım olmak derdine düşmediler, rahat ve eğlen- celi saatler yaşadılar. Lady Hülya Kocyiğit Faize Moda salonunun defilesinde "My Fair Lady" adını taşıyan elbiseyi Devlet Tiyatroları Umum Müdürünün eşi Ayten Kaçmaz giy- mişti. Elbise güzel mankene çok ya- kıştığı için herkes merak ediyor, "Tiyatronun önümüzdeki sahneye koyacağı 'My Fai müzikli komedisinde de bu elbiseyi Ayten Kaçmaz mı giyecek?" diye So- ruyordu. Sonra da.tartışmağa baş- ladılar : Ayten Kaçmaz bu rolü ba- şarabilir mi, başaramaz mı? Cüneyt Gökçer bu rolü karısına verir mi, vermez mi? Müzikal komedideki şar- kıların "Kiss Me Kate" oyunundaki şarkılardan daha güç olduğunu, an- cak bir opera sanatkârının başara- bileceğini iddia edenler çoktu. Onlar bu işin teknik sebeplerini tartışadursunlar, "My Fair Lady" adlı tuvaleti film yıldızlarımızdan, 'Susuz Yaz"ın yaratıcısı Hülya Koç- yiğit alıp sırtına geçirdi bile. Hülya Kocyiğit, geçen gece doğum günü- nü 'kutlamak için verdiği (partide misafirlerini bir "Lady" olarak kar- şılamak istemiş... (Elbisenin genç Gülten Açıkalın - Devres Bir imtihan da birkaç ay sonra.. yıldıza çok yakıştığı söyleniyor. En büyük eser İ Geçtiğimiz hafta içinde İstanbul- da, Türk - Alman Kültür Merke- zinde, son günlerin en ilgi çekici heykel sergisi açıldı. Serginin sahi- bi, Gülten Açıkalın - Devresti. Eski Büyük Elçilerden Cevat Açıkalının kızı ve genç iş adamı Mehmet Dev- resin eşi olan heykeltraş, Romada- ki yıllarını boşa geçirmemiş bulun- duğunu eserleriyle ispat ediyordu. Ama Gülten Açıkalın - Devres, en kıymetli eserini birkaç ay sonra | Kocası ve ailesi bu eseri yük bir heyecanla bekliyorlar. Eski alışkanlık Opera ve Tiyatro sanatkârlarının vardı. karalılar, bir şeyi çok garip bulmuş- lm ayni 100 TL TAKSİTLE ELEKTRİK MAĞAZADA SÜPÜRGESİ (AKİS — 652) AKİS lar: Sanatkârların Süleyman Demi- rele kadar gitmesine bir mâna ve- remiyorlar. Halbuki bu gidişte şaşı- lacak bir taraf yok. Sanatkârlarımız eski alışkanlıklardan kolay k kurtulamıyorlar. Başbakanlar opera ile çok ilgiliydi- ler. Birçok sanat meselesi onların aracılığı ile çözülürdü. Şimdi orta- da, eski yıllara yeniden dönülmüş bir durum var. Sopranolar, tenorlar, yahut aktrisler o politikacılarla ah- baplıktan çok hoşlanıyorlar. Ope- ranın yahut Tiyatronun politikasını onların dostluğuyla yürütmeye çalı- şıyorlar. Bu maksatla aktris Tom- ris Oğuzalpın evinde de bazı entere- :san toplantılar yapılıyor. Danslı eğitim Tandoğan meydanında, eski güzel- lik kraliçelerinden, Ankara sos- yetesinin çok tanınmış güzellerin- den Suna Azakın açtığı Diskotek Klübünde akşamları dans eğitimi yapılıyor: AP-milletvekillerinden Ö- mer Eken, seçimi kaybeden CHP milletvekillerinden Melih Kemal Küçüktepepınar ve dekoratör Tarık Leventoğlu sık sık burayı ziyaret e- diyorlar. Bir zamanların dans krali- çesi Güngör Hanım da Türk - Ame- rikan dostluğunu (desteklemekten vazgeçmiş görünüyor; amerikalı ko- casını bırakıp Ankaraya gelmiş, po- litikacıları dansa alıştırmağa uğra- şıyor. Doğrusu Suna Azakın klübün- dekilere güzen dans dersi veriyor!.. Politikacılarımızı bir-iki yalpa vur- duktan sonra "Hali Gali"ler, "Bos- sa nova"lar yaparken seyretmek hayli zevkli oluyor. Suna Azak da fazla kilolarını iyi- ce eritmiş, eski güzelliğine yeniden kavuşmuş... Klübün meal ilgiden tabii son derece memnu Mankenlikten sefireliğe Ankaranın en eski mankeni Tülin Okanın, eşi Orhan Tezgörenden ayrıldıktan sonra sefireliğe yöneldi- ği söyleniyor. Tanınmış manken, CENTO'dan Adnan Bolak ile çok dolaştığı için dostları böyle bir ya- kıştırma yapıyorlar. o Böylece türk diplomatları da batılı arkadaşlarına benzeyecekler. Malüm ya, İngiltere- de filân, eşlerini güzel mankenler arasından seçen diplomatlar vardır. Türkler niçin bu usülden geri kalsın- lar? Üstelik Tülin Okânın, manken- liği yanında pek çok meziyeti de var. Meselâ güzel resimler yapıyor ve arasıra da sergiler açıyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: