27 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

27 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS basınında böyle yorumların çıkma- sı, herhalde yunanlıların ve Kıbrıs ramlarının dâvasına (o fazla hizmet edecek bir davranış olmasa gerek- tir. Papaz yahnisi Buna karşılık, Sovyetler Birliğinin bilmeden oynadığı bir oyun da, Türkiyeyi güç durumda bırakmış bulunuyor. Bunda, bizim Allahlık diplomasi temsilcilerimizin büyük gaflet payı bulunduğunu saklamaya da imkân yoktur. Birleşmiş Millet- ler Genel Kurulu, Sovyet temsilci- lerinin isteği üzerine, gündemine devletlerin iç işlerine (o karışmazlık ilkesinin görüşülmesini almış bulun maktadır. Sovyetlerin, bu teklifi ya- parken, akıllarında herşeyden çok Vietnam durumunu tuttukları anla- şılıyor. Eğer Genel Kuruldan hiçbir devletin iç işlerine (o karışılmaması ilkesini (o geçirebilirlerde, o zaman Birleşik Amerikadan Vietnam işle- rine karışmamasını isteyeceklerdir. Fakat Kıbrıs meselesinden önce bu yolda alınacak her karar, Makari- osun eline verilmiş pek güzel bir koz olacaktır. Eğer bizim Allahlık temsilciler -ki maaşallah pek kala- balıktırlar- gözlerini açıp, karışmaz- lık ilkesini Kıbrıstan sonraya koy- durtabilselerdi, herhalde orada bu- lunmalarını haklı gösterecek tek gü- zel davranışı yapmış olurlardı. Yunanlıları türk kamuoyu önün- de güç duruma düşüren olay ise, Hristosmos hikâyesidir. gibi, bu sayın papaz, yunan işgali sırasında özellikle İzmir ve çevre- lerinde türklere yaptığı zulümle ta- nınan eski İzmir metropolitidir ve İzmirin kurtuluşunda lâyık olduğu cevabı almıştır. Şimdi, o sıralarda İzmirden kaçan bazı yunanlılar bu zatı yeniden hatırlamışlar ve Atina- a "Yeni İzmir" diye adlandırdıkla- rı bir heykelini dikmiş- lerdir İşte bu olay, geçen hafta türk- yunan münasebetlerinde yeni bir gerginlik daha doğurmuş bulunu- yor. Çünkü, Hristosmosun heykeli- ni diken baylar, kaideye koydukları ibarelerde, kendi vatanlarını kurtar maktan başka suçu olmayanları "cellâtlar" diye isimlendirmektedir- ler. Üstelik, heykelin açılışında ya- pılan konuşmalarda "Küçük Asya- daki gerçek yunan topraklarından bahsedilmiş ve bol bol Megalo Idea 7 Kasım 1965 Makarios Gemi azıya aldı nutku çekilmiştir. Fakat buna kar- şılık Anadolu macerasından alınan dersleri bir tek hatırlayan bile çık- mamıştır. Petrol Bir teşebbüs... Enerji Bakanı İbrahim Deriner, haftanın başında Salı günü bir AKİS'çiye: "— Hükümet, bir milli rafineri kurulması için teşebbüse geçecek- tir. Türkiye Petrollerinin İzmirde bir rafineri kurulması için giriştiği teşebbüs komisere intikal etmiştir. Komiser raporu benim imzamla ni- hai: şeklini alacağı için, şimdiden birşey söylemek mümkün değildir. Komiserin görüşüne tesir etmek is- temem”" dedi. AKİS çinin: — Hükümetin kurmayı tasar- ladığı milli rafineri, Türkiye Petrol- leri Anonim Ortaklığının giriştiği bu teşebbüs olabilir mi?" şeklinde- ki şorusuna Se Deriner: "— Bu teşebbüs de Hükümetin kuracağı milli rafineri olabilir. An- cak, mesele komisere intikal ettiği sırada kesin birşey söylemem doğ- ru olmaz" karşılığını verdi. , Bakanın sözleri, TPAO'nın İz- mirde bir milli rafineri kurulması YURTTA OLUP BİTENLER için giriştiği, fakat şimdiye kadar müspet bir sonuç vermeyen teşeb- büsüyle ilgilidir. Teşebbüse engel o- lanlar, yürürlükteki Petrol Kanunu- nun tanıdığı imtiyazlara sığınan ya- bancı petrol şirketleridir. Zira kanu- nun 28, 29 ve 89. maddeleri, bir milli rafineri kurulması teşebbüsü halin- de, Mersindeki ATAŞ Rafinerisinin ortakları olan Mobil, Shell ve BP -British Petroleum- şirketlerine iti- raz hakkı tanımaktadır. Nitekim, uzun araştırmalar sonunda, İzmir- de milli bir rafineri kurulması için Türkiye Petrolleri A. O. yetkilileri bundan dört ay kadar önce, Ağus- tosun ilk haftasında, bir yazı ile Petrol Dairesi Başkanlığına başvur- dular. Maksat açıktı: Petrol Dairesi Başkanlığından ruhsat isteniyordu. Ancak, Petrol Kanunu hükümlerine göre, Petrol Dairesinin, ATAŞ'ın or- takları olan yabancı şirket temsil- cilerinin görüşlerini almadan ruh- sat vermiyeceği de biliniyordu. Petrol Dairesi Başkanlığı, bu müracaattan sonra, Türkiye Petrol- leri A.O.'nın İzmirde, yılda 3 mil- yon ton kapasiteli bir rafineri kur- mak istediğini yabancı şirket tem- silcilerine bildirdi. Bu, ATAŞ'ın or- taklarını önce kara kara düşündür- düyse de, kısa bir süre sonra rahat- lattı. Çünkü ATAŞ'ın, rafinerisinin kapasitesini yılda I milyon ton da- ha genişletme isteği Türkiye Petrol- leri A.O. yetkililerince kabul edilme- mişti. Şimdi, bir misillemenin tam zamanıydı. Aslında, kendi istekleri kabul e- dilseydi bile Türkiye Petrolleri A.O. nın- bir rafineri kurmasına itiraz e- dilecek, böylece, yılda 93 bin ton madeni yağın yabancı şirketlerden alınması osağlanacaktı. 93 bin ton madeni yağın bedeli ise 100 milyon liraydı. Rafineri okurdurtmamakla, aslında, maliyeti çok düşük olan madeni yağın Türkiyede istihsaline engel olunacaktı. Nitekim, ATAŞ'ın ortaklan, Petrol Dairesi Başkanlığı- na gerekli mütalâayı bildirmekte gecikmediler. ve Sonucu Yabancı şirket temsilcileri, Petrol airesine gönderdikleri yazıda, Türkiye Petrolleri A.O.'nın kurmay tasarladığı rafinerinin rantabl olma- yacağını ileri sürüyor, bu bakımdan ruhsat verilmesine taraftar olma- dıklarını bildiriyorlardı. Durum böyle olunca, Petrol Da- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: