27 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

27 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL HAYAT Moda Pantalonlu tayyörler Geçen yıl parisli meşhur terziler- den Courreges'in ortaya attığı "her yerde pantalon" modası bir hay ü tebessüme yol açmış ve, Pariste birçok tanınmış kadının süslü pan- talonlar giyinerek gittikleri bir ga- la dışında, daha çok fantezi olarak kabul edilmişti. Ama meşhur ter- zinin pek de boşuna düşünmediği, bir mevsim sonra tutunan modası ile meydana çıktı. "Her yerde pan- talon" fikri yerine, "gereken yerde muhakkak pantalon" fikri (obugün revaçta bir fikirdir ve yepyeni bir modaya yol açmıştır. Modanın for- mülü, "pantalonlu, tayyör takımla- n"dır. Kadının araba kullandığı, sık sık seyahat ettiği, kayak yaptığı, karda-kışta alışverişini yapmak i- çin sokağa fırladığı bir devirde bu takımları fantezi olarak kabul et- mek de artık mümkün değildir. Yalnız, bazı noktalara dikkat et- mek gerekecektir. Meselâ kadın, bu pantalon takımları ile asla büroya gitmiyecektir. Bunları ancak araba- da, hafta sonu tatillerinde, kayak- tan sonra, sabahları alışveriş için veya gece, evde misafir kabul et- mek için giyinecektir. Bundan baş- ka, seçilen biçimin yaşa ve tipe uy- gun olması da şarttır. Çünkü bu pantalonlu (o tayyörlerin omuhtelif tipleri vardır. Pantalonlar dar o- lup, erkek pantalonu gibi ütülüdür. Çok genç ince kızlar, böyle klâsik bir pantalon üzerine klâsik, üç düğ- meli, cepli bir erkek ceketi giyine- bilirler. | Ceketin boyu normaldir. Kumaş çizgili kadife veya klâsik bir kumaş olabilir. Gine bir genç- kız, kruvaze düğmeli veya üstten kemerli, daha değişik bir ceketi de tercih edebilir. Ancak, bu takımla- la, topuksuz sved veya deri, üstü kapalı ayakkabılar giyilmesi şart- tır. Yaşı otuzun üstünde olan ka- dınlar ise, bu kıyafetten vazgeçme durumunda değillerdir. Aksine, bu kıyafet, oaraba kullanırken, sabah alışverişi yaparken veya kayaktan sonra onlar için daha da lüzumlu- dur. Ama bu defa, pantalon üzeri- ne giyilen ceket âdeta küçük bir palto şeklindedir. Boyu, kalçaları örtecek kadar uzun, kendisi vücu- da yakın biçilmiş ve dümdüzdür. Genel olarak bunlar çift düğmeli 27 Kasım 1965 olup, ısıtıcı bir tüylü kumaşla kap- lanmıştır. Pantalon ve küpe Kadınlar bu kıyafetleri erkekleri taklit için değil, pratik olduğu i- çin seçmişlerdir. Bir dağ evinde, danslı obir gece toplantısında da pantalon gerçekten pratiktir. o Bu- nun için, daha fantezi kumaşlardan yapılan "pantalon-ceket" takımları küpe ile de giyilmektedir. Bu defa ayakkabılar çok hafif topuklu ola- bilir veya topuksuz rugan olanları tercih edilir. Dağ evine çıkmadan, evde misafir kabul eden bir kadının da böyle değişik bir kıyafet giyin- mesi moda olmuştur. Ama bu, şe- hirdeki danslı yerlere bu kıyafetle gitmek gerektiği anlamına gelmez Prensip, kadının erkeğe benzemesi değil, bu kıyafet içinde kadının da- ha kadın görünmesinin sağlanması- dır. (AKİS — 647) Eğitim Müzikli masallar Küçük Ahmet dört kulak kesilmiş, radyoyu dinliyordu. oRadyodaki kız çocuğu, sesi titreye titreye, klâ- sik soruyu sordu: "— Peki, ya sizin dişleriniz niye böyle uzun?" Karşısındaki ohaince bir cevap verdi: "— Seni daha iyi yutmak için!.." Küçük Ahmet o anda, kalbinin duracak gibi olduğunu hissetti, Kız cevap vermemişti ama, hain kur- dun onu yuttuğu muhakkaktı. Evet, yutmuştu ve şimdi onu sindirmeğe çalışıyor, karnını doyurmuş kimse- erin mutlu rehaveti içinde orma- nın keyfini çıkarıyordu! Hikâyenin bu kısmı, kurdun Ay- şegülü yutuşu ve bunu izleyen olay- lar radyoda çoksesli müzikle ifade edilmişti. - Küçük Ahmet merakla dinledi. Az önce, Ayşegül ormanda çiçek toplayıp meşe ağacı ve serçe ile konuşurken de müziğin aranağ- melerini aynı merakla dinlemişti... Biraz sonra Ayşegül kurdun kamın- dan sağ salim çıkınca, ormandaki mutluluğu belirten müziği bu defa sevinç alkışları arasında dinliyecek- ti. Olay, bir pazar sabahı, saat 10' da, Ankara Radyosunun "Müzikli Çocuk Oyunları" programını izleyen bir küçük çocuğun evinde geçti. Ço- cukla beraber annesi ve babası da Ayşegül ile kurdun hikâyesini bü- yük bir zevkle izlemişlerdi. Avrupa ve biz A vrupada çocukları klâsik müziğe alıştırmak ve eğitmek amacıyla yıllardanberi uygulanan müzikli ço- cuk oyunları programı bu yıl Tür- kiyede, ilk defa olmak üzere, Anka- ra Radyosunda o uygulanmaktadır. Muammer Sunun müziklendirdiği "Yeşil Ülke", Metin Öğütün müzik- lendirdiği "Altını Çok Seven Kral", Hikmet Şimşeğin (omüziklendirdiği "Ayşegül ile Kurt" ve İlhan Usman- başın müziklendirdiği "Deli Dana", Ankara Radyosunda ve İl Radyo- sunda yayınlanmış ve gerçekten bü- yüklerin de ilgisini çekmiştir. o Bü- yükler, çocuklarının klâsik müziğe, çoksesli o müziğe (o alışmalarından büyük bir memnuniyet duydukları gibi, kendileri de klâsik omüziğin dinlendirici, sükünet verici etkisin- den faydalanmaktadırlar. Çok hare- ketli modern müzikle dolu kulakla- ra bu sesler gerçekten iyi gelmekte- dir. Çocuk yayınlarına oObakan Oya 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: