29 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

YURTTA OLUP BİTENLER ya dokunulmadığı nasıl hatıra gele- bilirdi ki?. Görüşme talebi, Mr. Hart'dan geldi. CHP Genel Başkanını ziyaret etmek istiyordu. İsmet İnönü bu çe- şit resmi görüşmelerde, muhatabı ingilizce konuşuyorsa, yanında Bü- lent Eceviti bulundurmak âdetin- dedir. Büyük Elçi bundan pek hoş- lanmadı. Kendisinin yalnız gelece- ğini, fransızca da konuştuğunu bil- dirdi. Halbuki İsmet İnönünün ya- nında birinin bulunması sadece ter- cüme için değildir. İsmet İnönü ko- nuşmayı da böyle, daha rahat takip edebilmektedir. Nihayet, Nihat Eri- min bulunması üzerinde mutabaka- ta varıldı. Amerika Büyük Elçisi Suudi A- rabistandan Ankaraya gelmiştir ve Yemende de kalmıştır. -Belki de Ankaranın sert iklimine (alışması bundan dolayı zor olmaktadır-. İs- met İnönü ise Birinci Dünya Sava- şında Yemende bulunmuştur. Was- hington'un temsilcisi CHP Genel Başkanına Yemenin bugünkü hali- ni, CHP'nin Genel Başkanı Was- hington'un temsilcisine (Yemenin eski halini anlattılar ve birbuçuk saatlik samimi, istifadeli hasbıhal Mr. Hart'ın bir daha sefere Yeme- ne ait resimleri de göstereceği vaa- diyle nihayete erdi. Lâiklik Konservatuvarda Kuran Herşey tamamdı. Işıklar sönmüş, salona bir sessizlik ohâkim ol- muştu. Seyirciler, perdenin açılma sını merakla bekliyorlardı: o Acaba i gazetelerde (günlerdir ilân edilen oyun nasıldı? Amatör oyuncular rollerini başarıyla yapa- bilecekler miydi? Zihinler bu sorularla meşgulken, perde arkasından bir ses duyuldu: — Din ve iman aşkına, hep be- raber!." Bu işaret üzerine salon bir anda tecvid sesiyle çınlamağa başladı. Perde henüz açılmamıştı ama, per- de arkasında m bei okunmağa başlanan Kur: az sonra başlayacağını haber veriyordu. Ku- ran, âdeta oyunun fon müziğiydi. Oyunun metni ve > mizansen hakkın- da bilgi sahibi olmayan bazı seyir- ciler, bir tiyatro sahnesinden Kuran o ması Oo karşısında o şaşırdılar. Gerçi içinde bulunduğumuz ay Ra- 10 AKİS T.C Devlet Konservatuvarı "Minarede ezan, mazan, iktidardaki parti de AP idi ama, oyunun oynanacağı sahne T.C. Devlet Konservatuvarına aitti. Sa- londa bulunan okul yöneticileriyle Konservatuvar öğrencilerini hayret- ler içinde bırakan bu Kuranlı açış tam 15 dakika sürdü. Okulun bazı yöneticileri, Cumhuriyetin ilânın- danberi geçen 42 yıl içinde görüp i- şitmedikleri bir manzarayla karşı- karşıya gelince, "Lâik bir devletin bir eğitim müessesesinde böyle bir oyun oynanamayacağı" gerekçesiyle salonu terkettiler. Bu arada, salonun balkonunda oturmakta olan Kon- servatuvarlı kız ve erkek o öğrenci- lerle İlahiyat Fakültesi öğrencileri arasında, bir lâf atma yüzünden tartışma çıktı. İlahiyat (Fakültesi öğrencilerinin sebep oldukları tar- ma, Konservatuvar o yöneticileri- nin gayretiyle perde açılmadan ön- lenebildi. Yüksek İslâm Enstitüsü Din Psi- kolojisi Öğretmeni Faik Türkmenin yazdığı "Kahraman Din Adamları Korede" adlı oyunu İlahiyat Fa- kültesinde kurulan "İslâm Ahlâkını ve Milli Kahramanlıklarımızı o Yay- ma ve Sahneye Koyma Derneği" ha- zırlamıştı. Oyunda ortaya atılan gö- rüşler, iktidar partisi AP'nin seçim- den önce yaratıp, halka yaymaya çalıştığı havaya uygundu. o Koreye savaşmaya gidecek bir yedek suba- sahnede Kuran" ya dini telkinler yapılıyor, müslü- manların kahramanlıklarından söz açılıyor, her engelin din ve iman kuvvetiyle (o aşılabileceği ima edili- yordu. Bu arada, din işleriyle ilgi- lenmeyen bugünkü gençlik yeriliyor ve çeşitli konularda bir din adamı- nın ancak bir camide veya mescit- te verebileceği tarzda öğütlerde bu- lunuluyordu. Bir ara, oyunculardan biri, kar- şısında arapça âyet okuyan bir o- yuncuya "Anlamadım, türkçe oku!" deyince, salonda şiddetli bir alkış koptu. Alkışlayanlar, Konservatuvar öğrencileriydi. Geçtiğimiz hafta Perşembe ak- şamı oynanan Oyun, okulun bazı yöneticilerinin itirazına rağmen, er- tesi akşam aynı hava içinde tekrar- landı. Oyunun okullar oarasındaki sahnelerin en iyisi olan Konservatu- var sahnesinde oynanmasında AP'li Milli Eğitim Bakanının gösterdiği, Müslüman Başbakana lâyık gayret gerçekten ilgi çekicidir. Başbakan lık makam odasında namaz kılın- masından cesaret almış olan ilgili lerin, İlahiyat Fakültesi öğrencileri- nin Kuranla başlayan, sanat ve eği- timle hiçbir ilgisi bulunmayan bir oyunu hem de Devlet Konservatu- varı salonunda oynamaları için ge- rekli emri vermeleri doğrusu çok manidardır. 29 Ocak 1966