29 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

29 Ocak 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Hata yapmaması için işin safhaları- nı gözüyle takip etmesi lâzımdır... emirel, Başbakanlığı da böyle yapabileceğini sanmıştır. Günde 12- 13 saat Başbakanlıkta çalışmak zo- runda kalması herhalde bundandır. Bakanlıkların en ufak tayin ve işlem- lerine kadar her şeyi bizzat kontrol ve icra etme eğilimi, Bakanlığa tayin ettiği çapları belli (arkadaşlarının kendisine yardım edememesi neti- cesi Demirel, bir fasit daire içine girmiştir. Günde 12 saat çalıştıktan sonra, geceyi "acaba hatalı bir iş yapıldı mı?" korkusuyla dinlenme- den geçirmek, ertesi gün bu korkuy- la daha fazla merkeziyetçiliğe yö- nelmek, bu arada, herhangi bir baş- bakanın istifasını gerektirecek nite- likteki olay ve yorumlar, Demirelin sinirlerini bilinen duruma getirmiş- tir. Son zamanlarda gaf sayılabile- cek hataların sıklaşması herhalde onun bu ruh haliyle ilgilidir. Bay- ram Gazetesindeki son yazısı da tec- rübesiz müteahhit - politikacının ar- tık Allaha sığındığını göstermekte- dir. Bu çalışma şekli, bir an gelmiş şu şekle bürünmüştür: Grupta Bil- gehah, Bilgiç karşısında yenilmiş ve Demirele ihtiyaç duyulmuştur. Ma- liye Bakanı pot kırmış, Demirel o tarafa hamle etmek zorunda kalmış- tır. Topaloğlu kürsüde bocalamış, Demirel kürsüye fırlamıştır. Ticaret Bakanı enflâsyondan bahsetmiş, du- rumu, ME işi Başbakana düş- müştür. 10 Ekim seçimlerinin mu- zaffer lideri, böylece tehlikenin ve zaafın nerede patlak vereceğini kes- tiremiyen, bir o yana bir bu yana hamle eden ve boyuna hata yapan, sinirleri bozuk bir insan haline gel- miştir. Demirel bu özellikleriyle, za- man yaratabilen" adam olamamış ve sanki 1969'a kadar vakit yokmuş gibi, bir sürü kıskacın içine girerek, "zaman, biraz zaman!" diye yakar- maya başlamıştır. Anayasa kıskacı Bu şekilde içine düşülen hataların büyüğü, Hükümetin kurulmasın- dan çok kısa bir zaman sonra Ana- yasanın zorlanmaya o başlanması- dır. Bir süre önce, kaypak bir ifade ile, 10 Ekim seçimlerini bir "halk devrimi "ne benzeten Demirel, daha sonra bir Af Tasarısı hazırlamaya başlamıştır. Bu Af Tasarısının esası öğrenilince de kıyamet kopmuştur. 29 Ocak 1966 YURTTA OLUP BİTENLER MUHTEŞEM MABUT — Cenabıhak türk milletine bugünleri de gös- termiştir: Artık Süleyman Demirel, heykeli olmıyan bir başbakan de- ğildir. Başbakanın yakınlarından olan Havadis Gazetesi sahibi - Şahin Aymete tarafından, seçim öncesinde, resimde görülen sanatçı Ayhan Dürrüoğluna ısmarlanan heykel tamamlanmış bulunmaktadır. Dürrü- oğlu, eski inşaat müteahhidi Demireli ölmezliğe kavuşturmak için ese- rinde inşaat malzemesi kullanmıştır. Heykelde Demirelin gövde kısmı betonarme, kafası ise mermer değil betondur. Ancak, Demirelin suretini ve şahsiyetini betona hakketmekte gerçekten büyük bir başarı göster- miş olan genç sanatçıya heykelin bedeli olan 500 lira hâlâ Ödenmemiş- tir. 27 Mayıs suçlularını normal bir ka- nunla ne kadar affetmek mümkün- se o kadar affeden bu tasarı tama- miyle bir restorasyon anlamı taşı- maktadır. Celâl Bayar, Samet Ağa- oğlu, Mükerrem Sarol, Reşat Ak- şemsettinoğlu gibi kimselerin suçla rını temelden ortadan kaldıran ve seçme - seçilme hakkı haricinde -bunu tanıyabilmek Anayasayı değiş- tirmekle mümkündür- bütün hakla- rı tanıyan bu tasarı, 21 Mayıs, suçlu- larına ise kısır lütuflarla iktifa et- miştir. Hükümetin bu davranışı, haklı olarak, 27 Mayısa ve 27 Mayıs Anayasasına "karşı" bir hareket ola- rak yorumlanmıştır. 21 Ocak tarih- li Adalet gazetesinin "1960 hükümet darbesini yapanlar..." diye başlıyan başmakalesi ve buna benzer açık tecavüzler, bu yorumun yanlış ol- madığını göstermiştir. AP İktidarı bir başka yönden de Anayasayı ve Atatürk ilkelerini Ze- deleyen bir tutuma saplanmıştır. Bu, lâiklik prensibini açıkça zedele- yen bir politikaya açıkca sahip çık- maktır. Başbakanın odasında kılı- nan namaz, devlet dairelerinde ku- rulan mescitler, Devlet Bakanı Re- fet Sezginin "eski omübarek gün- ler"in ihyasını TRT'ye gönderdiği bir mektupla açıkça istemesi (Bak: AKİS, Sayı 605), Konservatuvarda dini törenler düzenlenmesi için ya- pılan baskı (Bak: YURTTA OLUP BİTENLER - "Lâiklik"), bu tutu- mun elle tutulur örnekleridir. Bu konuda baş teşvikçi, Bayram Gaze- tesine yazdığı makalede bile yüzde 87 oranında dini kelime kullanan Demireldir. 318 kelimelik makale- 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: