26 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

26 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER kındıktan in mümkün olacaktı! Şöyle diyor — Ben, ui fikrini şu şekilde görüyorum: Türk gençliğinin moral üstünlüğü dâvası!.. Eğer bu turan ve türkçülük ideali işlenir ve mü- kemmel hale konursa, bir at ve ok edebiyatı olmaktan çıkarılırsa, bü- tün Türkiyenin, etrafında birleşece- $i bir bayrak haline gelir." Gazeteci, duvarda resmi asılı bu- lunan Ziya Gökalpin fikirlerini na- sıl bulduğunu sordu. Özdemir: — Biz, Gökalpin türkleşmek, is- lâmlaşmak, muasırlaşmak ülküleri etrafında birleşiyoruz" diye cevap İkinci Kuvâyı Milliye Derneği Ge- nel Başkanı, derneğin oldukça lüks döşenmiş olduğunu söyleyen ve ma- li hususlarla ilgili bir soru soran EĞ cevap olarak: duruma gelmemiz mali bir harikanın sonucudur" dedi. ir Harman sigarası ik- ram etti. Odadaki çocuklar, önce bu eşyaları biriktirdikleri para ile aldıklarını söylediler. Fakat gazete- ci ısrar edince, açıkladılar: "— Bazı mahfiller ve bazı kimse- ler bu savaşta bizi destekliyor!" Sonra daha büyük bir samimiyet gösterdiler ve yardım makbuzları- nın koçanlarını ortaya çıkardılar. Bu koçanlara göre, derneğe yardım edenler arasında Çiftçi Teşekkülle- rinden Turan Özdaş -1000 lira-, mü- teahhitlerden İbrahim Tekiner- 200 lira- ve bu mesleklere mensup bazı kimseler vardı. Duvarda Gökalpin resminden başka Atatürkün de kalpaklı iki resmi asılıydı. Genel Başkan, "Kal- pağa Özel bir sempatiniz mi var?" sorusuna şu cevabı verdi: "— Evet. Hattâ I Nisanda bura- da yapılacak olan derneğimizin Zir- ve toplantısına çeşitli illerden gele- cek olan arkadaşlarımız. kalpak giy- mek İstediler. Ama, mâni oldum." Odada toplanmış bulunan çocuk- lar,. SBF'deki olaylarda bulundukla- rını, Dönüşümcülerle Bulvarda mü- cadele ettiklerini kabul ediyorlardı. Yalnız, "her şeyden önce, anarşiye karşıydılar." Başkan: "— Komünizmle mücadelede üç yol vardır: Hukuki, fikri ve fiili. Bu yolların birleştirilmesi gerekir. Bu- nun son misali Endonezyadır. Da- ha önce de Brezilya.." diye konuş-' tu. Kendileri fiilen mücadele ediyor- lardı. Halkı, komünistleri ihbara 12 çağıran son bildirileri de bu müca- dele ile ilgiliydi. Sıra, derneğin iktisadi ve sosyal EL öğrenmeye gelmişti. Ga- zetec — Nasyonal sosyalist misiniz?" — sordu. Odadakilerden bazdan birbirine baktılar. Bir-ikisi, sessizce kafa sal- ladı. Fakat Ergün özcan şiddetle itiraz etti: "— Kat'iyen nasyonal sosyalist değiliz, nasyonal liberalistiz." ocuklar samimiyeti çok seviyor- lardı. * Gazeteci sordu: — Ben Nâzım Hikmetin bazı şiirlerini okudum. Hattâ bir defa- sında da kitabım satın aldım. Aca- ba komünist sayılır mıyım? Derhal atıldılar: — Yok, yok. Siz komünist sa- yılmazsınız. Önemli olan, samimiyet- Gazeteci, Başkana sordu: — Siz Nazımı okudunuz mu?" Evet, Genel Başkan da okumuş- tu. Kendisinde Nâzım Hikmetin ki- tapları da vardı. Ama, tetkik için, sa- tın almıştı. Gazeteci ayrılırken, çocuklardan ri: — İtalyada Karbonari cemiyeti- ni işçiler kurmuştu. Hitler de bir iie Biz de böyle başladık” de- “ Gazeteği ekledi: "— Öyle ya, Talât Paşa da İtti- AKİS hat ve Terakkiye girdiği zaman pos- tahanede ufak bir memurdu. Hayır- ISI..." Bu sözün yarattığı memnunluk havası içinde vedalaşıldı. C. Başkanlığı Yeni bir oyun peşinde Lgasbakan Süleyman Demirel, haf- tanın başındaki Pazar günü. Mil- li Güvenlik Kurulu toplantısına ka- tılmak üzere Başbakanlığa girerken, gazetecilerin sorularına sinirli bir halde şöyle karşılık verdi: "— Ortada ne rapor, ne liderler toplantısı, ne de Amerikaya gidecek bir heyet vardır!" Bu sözler, gazeteciler üzerinde soğuk duş tesiri yaptı. Oysa, Demi- relin Dışişleri Bakam İhsan Sabri Çağlayangil bir gün önce bir gaze- teciye, Walter Reed hastahanesil- den bir rapor geldiğini, hastahane uzmanlarıyla Cumhurbaşkanlığı Baş doktoru Prof. Lütfi Vural ve Dr. Sa- im Bostancının imzalarını taşıyan raporda Gürselin Sağlık durumun- da bir iyileşme olamıyacağmın ve Cumhurbaşkanı olarak ke ea vam etmesinin artı rülmediğinin- ifade edildiğini bildir. mişti. Çağlayangilin söylediğine gö- re, raporda ayrıca, Cumhurbaşka- nının üç veya altı ay bitkisel ha- Senatör Sunay Senatoda Çankayaya doğru 26 Mart 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: