26 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

26 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TÜLİDEN HABERLER Şık konser - sade sanatçı H arika kızlarımızdan İdil Biret, İs- tanbul ve Ankara konserleriyle hârikalar yaratmadıysa da, müzik- severlerin başlıca tartışma konusu oldu. Kimi İdil Biretin bir virtüoz ol- makla kaldığını söylüyor, kimi dün- yanın başta gelen piyanistlerinden biri olduğunu iddia ediyor. Ankara daki konserlerden biri Çocuk Bakı mı Derneği yararına verildi. Zerrin Demirağ ve arkadaşları da iyi çalış- mış, bütün Ankarayı oraya topla- mışlardı. Belçikalı, amerikalı mek- sikalı diplomatlar da genç piyanis- tı dinlediler. Bu konserde, Devlet Konser Salonunda pek görülmeyen bir şıklık vardı. Yalnız idil MR çok şık olduğu söylenem enç sanatçının oldum olası Sıklıkla “li si yok. Belki buna ihtiyacı da yok. ama sahnedeki sanatçı bir kadın olunca insan ister istemez bu nok- taya takılıyor. Sanatçı bir aile Aliye Bergerin Doğuş galerisinde laçtığı sergi türlü yorumlara yol açtı. Sergiye gelenlerbiryandan Ali - ye Bergeri ve Ayşe Kulini seyredi- yor, bir yandan da Şakır Paşa ailesi- nin tarihçesini konuşuyorlar. Bu a- rada Aliye Bergeri garip soru yağ- muruna tutanlar da eksik olmuyor. Galeride yapılan konuşmalara göre, Şakir Paşa ailesi sanat hayatımıza birçok ressam, yazar kazandıran biraile Fahrünnisa Zeyd, Nejat Dev- rim, Aliye Berger, seramikçi kadın- ların öncüsü Fureya, bu ailenin re- sim dalında fışkıran isimleri. Hali- karnas Balıkçısı Ceyat Şakir, Eğe- nin dibine inen yazılarıyla tanınıyor. Şirin Devrim sahne çalışmalarıyla, Hakiye Koray ise eski işlemelerle yaptığı çantalar ve lâmbalarla... Bu kadar sanatçı yetiştiren bir ailenin normal olduğunu da doğrusu kimse iddia edemez. Söylendiğine göre, sa- natçı kardeşlerin en normali Fure- ya hanımmış. Ötekilerin hepsinde bir sivrilik ve aşırılık varmış. Belki de doğrudur. Meselâ Aliye Bergerin kıyafetine bakınca insan bu aşırılığı kolayca anlıyor. Bizde ikon yok ama.. Almanyanın Ankara Büyük Elçisi Von Walther ve eşini uğurlayan- lar, bir yandan da yeni Büyük Elçi- nin dedikodusunu yapıyorlar. Mos- kovadan gelen haberlere göre, yeni Büyük Elçi, ikon meraklısıymış. Hat- tâ. Sovyetler Birliğindeki görevi sı- 26 rasında yaptığı ikon koleksiyonu ba- zı dedikodulara da yol açmış. Tür- kive ikon bakımından değilse de eski eserler bakımından çok zengin bir memlekettir. "Bakalım, ikon me- raklısı Büyük Elçi burada neye me- ıak saracak?" diye düşünenler var. İstanbulla Ankaranın arası İstanbul - Ankara arası çok uzak de- gil, fakat Ankaradan İstanbula gi - denler yabancı bir şehre gitmiş gi - bi oluyorlar. İstanbul sosyetesi An - kara sosyetesinden daha şık, dana eğlenceli, daha gösterişli. Kadınlar, her gece ayrı bir elbise, ayrı bir saç tuvaleti olmadan bir yere gitmiyor- lar. Evdeki partiler de mutlaka bir klüpte sona eriyor ve sabahın beşin- den, altısından önce eve dönülmü- or. Elekler ya parisli terzilerin m a - kasladığı ölçüde dizden yukarda, ya da yerlerde sürünecek kadar uzun oluyor. Bunlara ilâveten, konular da çok değişik. Ankarada politikadan bahsetmeden su içemezsiniz. halbu- ki İstanbul, Ankarada olup biten- lerden habersiz yaşıyor. Tansiyon düşük, sinirler gevşek. Kim daha şık, kim daha güzel; falanca iş a damı, evleneceği kadın kocasından ayrılsın diye kaç bin lira ödemiş, İstanbul sosyetesinde bunlar konu- şuluyor. Son haberlere göre, geçen- de evlenen bir fabrikatör, kadının kocasına 1 5 0 bin lira ödemiş. Kadı- na rastlayanlar, kendisini dikkatle inceliyor, 15 0 binedermi,etmezmı, diye ölçüp biçiyorlar tabii!.. Paratoner oldu! C umhurbaşkanlığı Orkestrası İkin- ci Şefi Hikmet Şimşek ile Milli Eğitim Bakanlığının oOkodamanları arasındaki çatlak gün geçtikçe geniş- liyor. Tiyatro Sansürcüsü Müsteşar Adnan Ötügen, 27 Mayısta yediği sillelerin acısını galiba, bu devrim- ci sanatçıdan çıkarmak niyetinde. Bu sayfalarda, Şimşeğin, program- ları ilân edilmiş yurt dışı bir kon- sere gitmesinin meçhul bir sebeple son anda engellendiği (açıklanmış. Ötügenin, Şimşeğin (o bestelediği 27 Mayıs Marşım da "Enternasyonale benzettiği bildirilmişti. Son olay şudur: Şimşeğin, İstan- bul Şehir Orkestrasının 27 Mart için düzenlediği konserin provaları- na gitmesi engellenmiştir. Sanatçı, Orkestradan izin aldığı halde, Ba - kanlık, formaliteyi sebepsiz yere u- zatmış, Şimşeğin İstanbul seyahati de böylece gürültüye gitmiştir. AKİS Alınganlık iyi değil: N imet Antik, Akbaba dergisinde bir yazı yazmış,. Ankaranın meşhur sosyete berberi Zeki ile bir konuş- masını anlatmış. Zeki, iktidarlar bo- yunca gözden düşmeyen bir berber- dir. Eski devrin birçok kadını onda taranırdı. Nimet Arzık merak edip sormuş, yeni İktidarın başlarından gelen olup olmadığını öğrenmek i s temiş. Zeki de gelmediklerini söyle miş. Yazıyı okuyan Bn. Demirci ve arkadaşları küplere binmişler: bu da nesi? Başda ne demek. Bu ne başı?.. bunda bu kadar alınacak. baştır işte, çok kullanılan ve hiç bir yoruma uğ- ramayan bir sözdür. Dünyayı yöne- ten büyük başlardan, yönetemiyen küçük başlardan, derdi büyük olan başlardan, dertsiz başlardan şimdi- ye kadar çok bahsedilmiştir. AP Ge- nel Başkanının çok kalender, hiç bir şeyden alınmaz görünen eşi meğer nekadar da alınganmış!. (İlâncılık: 1807) — 84 26 Mart 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: