26 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

26 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURITA OLUP BİTENLER miştir. Petrol ve madenler konu- sunda AP'nin görüşlerine karşı çı- -anlar, tabii, komünistlerin başı ol- mak şerefini sırtlayacaklardır! Böy- lece, Türkiyenin petrolü ve maden- leri üzerinde oynanmak istenen o- yunu bozmaya çalışacaklar, şimdi- leh, itibarsız bırakılmaya uğraşıl- maktadır. AP'ye en uygun seçim kanunuy- la yapılacak ve yeni zaferler geti- recek bir kısmi seçim sadece AP'yi Senatoda (okuvvetlendirmekle kal- mayacaktır. AP bundan,- seçmenin tasavvurlarını (o des- teklediği neticesini çıkaracak, o sloganla petrol ve madenler konu- -unael atacaktır. Meclis içinde bunlara ait kanunlar rahatça çıka- rılırken Meclisin dışında, bilhassa Gençlikten gelecek tepkiler bugün taşlayan, sözümona "antikomünist kampanya"yla susturulacak, zaptı- zapt altına alınacak, gerekirse, DP'- nin kuramadığı, kurmasına ömrü- nün yetmemiş olduğu milis grup- ları kaba kuvvet tehdidini fiiliyata çıkaracaklardır. Orası, burası "ko- münist yuvası", olmakla itham edi- lip basılacak, petrol ve madenler konusunda "Mehmet Turgut görü- şü"ne aleyhtar bulunanlar aforoz e- dileceklerdir. Oyun, iktidardan gitmemekten ziyade budur ve bunu tertipleyenler, Türkiyenin menfaatinin türk petro- lü ve türk madenlerinin kendi a kıllarındaki işletilmesinde olduğuna kendilerini inandırmış- lardır. Eee, buna inanmayanlar komü- nistten başka ne olabilirler ki?. Gençlik "Saldırı Mangaları" kuruluyor Taksim ı meydanını dolduran ve ço- gunluğunu öğrenciden ziyade A.P'li vatandaşların teşkil ettiği top- luluk, kıvamına gelmişti. Daha ön- ce konuşanlar "dokuz başlı gulya- bani"yi -yani "komonizm"i- İ güzel ve öyle dokunaklı ifadelerle tasvir etmişlerdi ki, dinleyenlerin tüyleri diken diken olmuş, çeneleri hınçla kenetlenmiş ve istenildiği vi da,, gösterilecek hedefe "yuh" çe cek, "kahrolsunlar" die Balı cak hale gelmişlerdi. Şimdi konuşan, Kadircan Kaflı idi. Ustad, makale- lerinden de şedit ve amansız bir üslupla konuşuyor, âdeta ağzından kan damlıyordu. Nihayet lâfı gerek- AKİS Polis bir kere da ha S.B. Fakültesinde Hafiza-i beşer nisyan ile malül değildir!.. .ti noktaya bağladı ve bağırdı: — Kahrolsun komonistler, kah- rolsun sosyalistleri" Mitingi izleyen Alp Ağrı adında- ki vatandaş da "kahrolsunlar" diye bağıracaktı, fakat aklına bir şey ta- kıldı ve Kaflıya sordu: "— Koministlerj anladık amma, sosyalistler niye kahrolsun?" Sorunun cevabı temiz bir dayak oldu! İyice tahrik edilen halk, ko- münist sandığı için, pazubentli ter- tipçiler ise "pişmiş aşa su kattığı için" Alp Ağrı adlı vatandaşı bir te- mizce dövdüler. peride bıraktığımız Pazar günü, bir gençlik teşekkülünün tertipledi- gi komünizmi telin mitinginde ce- reyan eden bu olay, Türkiyede ye- ni bir devrin, şiddet ve terör dev- rinin fiili başlangıcı sayılabiU r. Gerçi Alp Ağrının dövülmesi, son zamanlarda sıklaşmış olan bu tarz olayların ilki değildir. Daha önce de meselâ TMTF binası işgal edil- miş, meselâ SBF'de bir konferans basılmıştır. Ama, oörgütlendirilmiş ve cebine para konmuş kara kuvve- tin yumruğu, olayların dışındaki sade vatandaşın kafasında ilk defa patlamaktadır. u yeni devirde, bütün sindirme metodlarının ve şiddetin her türlü- sünün kullanılacağı artık belli ol- muştur. Bu usuller Parlâmentonun dışına çıkarılarak memleket sathı- na yaydırılmak istenmekte ve bu yolla bir iktidarın okorunabileceği zannedilmektedir. Bir de şu anlaşıl- mıştır: Çalıştırılmaya başlanan bu şiddet mekanizmasında beyin, AP İktidarını yöneten birkaç kişidir. Yumruk yerine monte edilmek iste- nen güç ise -galiba bunlar Türkiye- yi hiç tanımıyorlar- güya Türk Gençliğidir!. Yani 27 Mayısı Ordu ile birlikte yapan Türk Gençliği... Yani Atatürkün, vatanı ve devrim- leri emanet ettiği Türk Gençliği!.. kai v hiç bir tarafsız göz ve hiç bir mantık bu fantastik teşebbüse kil erdirememektedir. Ama bu İktidarı yönetenlerin taraf- sız bir göze ve orta halli bir man- tığa sahip olduğunu kim iddia edi- i? Hep aynı hayal geniiti ele geçirerek haris ve ka- ranlık emellere alet etme teşeb- büsü ve bunun için sapılan yollar AP değil, DP tarafından icad olun- muştur. DP bu iş için paraya güven- miş, satın aldığı, Gençliği temsil e- demiyecek nitelikte 30-40 delikanlı ile meseleyi hallettiğini sanmıştı. DP'nin kafasına göre, gençlik kuru- luşlarının en üst kademelerini, gay- rikanuni ve âdi yollarla ele geçir- mek, Gençliği ele geçirmekle aynı şeydi. Ancak bu fikrin ne dereceye 26 Mart 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: