SOSYAL HAYAT Dernekler Köye uzanan el gu bomboştu. Altı kadın, bir sü- re hayretle birbirlerine baktılar, sonra içlerinden biri, masanın üs- tündeki kampanayı alarak çaldı. Çocuklar birkaç dakika içinde oku- lun avlusunda toplandılar. Ama, hiç EN ek oktu. "— o, yoksa bugün okul yok mu?" die sördül Çocuklar başlarını önlerine eğdi- ler. Beş arkadaşları çok hastaydı. Köyde kızamık çıkmıştı. Onun için öğretmen, okulu tatil etmişti. Olay, geride bıraktığımız halta içinde Çankayada, Gölbaşınm Kı- rıklı köyünde geçti. Ziyaretçiler, Köy öğretmenleriyle (o Haberleşme Demeği Ankara Şubesi oüyeleriydi- ler. Köy öğretmeni ile haberleştik- ten sonra, köye ders araçları, bir A- tatürk büstü, bayrak, çocuk kitap- lığı için çeşitli kitaplar, çocuklara ol bol şeker ve hepsine birer tane mika su bardağı getirmişlerdi. Ço- cukların, okulda verilen sütlerini bu bardaktan temizce içmelerini is- tiyorlardı. Köy Öğretmenleriyle (o Haberleş- me Derneği, taşıdığı anlam ve başar- dığı iş bakımından, An karada en fazla rağbet gören, bütün üyelere rahatça çalışma imkânı, sağlıyan bir dernektir inin ÜS- tünde köy ile haberleşmekte, her ti- ye bir köy okulunu üzerine alarak, öğretmenle omektuplaşmakta, iste- diklerini kendilerine ulaştırmakta, dertlerini dinlemekte, uzaktan da olsa, köye yaklaşmanın yolunu ara- maktadır. Öğretmenler, üyelere yaz- dıkları mektuplarda bazan, kız ço- cukların okula gönderilmediğinden; bazan, kuran kursları sebebiyle ço- cukların toptan okula gönderilmek- ten A şikâyet et- mekte, bazan da n çok uyanık, fakat çeşitli İris psızlkiar, yok- sunluklar içinde kıvrandığını bildir- mektedirler. Birçok okulların bay- rağı, Atatürk büstü, gerekli ders a- raçları, hattâ ders kitapları dahi yoktur. Öğretmen çoğu zaman, ço- cuklarına, ders dışında, boş zamanı değerlendirme imkânı aramakta, bunun için malzemeye ihtiyâç gös- termektedir. Birçok öğretmenlerin en büyük isteği, çocuklarına zevkli ve faydalı birer kitaplık hazırla- maktır. Böylece, araştırmalı çalış- malar mümkün olacak ve çocukla- rın dünyayı, biraz olsun tanımaları 26 Mart 1966 sağlanacaktır. Köy Öğretmenleriyle (o Haberleş- me Derneği, faaliyetinin büyük kıs- mını mektuplarla yapmaktadır a- ma, yakın köyleri ziyaret de, ihti- yaçları tespit bakımından çok fay- dalı olmaktadır. Kızamık yasağını öğrenen üye- ler Kırıklıda çok kalmadılar. Ço- cuklar İstiklâl Marşını söyliyerek bayrağı Çektikten sonra Kara gedik köyüne hareket ettiler. Moda Renklere dikkat! 1266 ilkbahar ve yaz modasını bir- kaç kelimeyle özetlemek müm- kündür: renkli, genç, cesur, deği- şik!.. Geometrik elbiseler bu yıl ter- kedilir diye düşünülürken, bunlar birdenbire (o sahneyi işgal ediverdi- ler. Muhtelif renkte parçalar ne ka- dar değişik bir şekilde birbirine ek- lenir de bir kıyafet meydana getirir- lerse o kadar makbul sayılmakta- dır. Ayrıca kırmızı, sarı ve beyaz son modadır. Bunun yanında bütün par- lak renkler gözdedir. Meselâ üç renkli bir tayyör, düz kırmızı etek ile kırmızı ceketten ibarettir ama, eteğin üstüne yapışık olan bluz kgr- mızı, lâcivert, beyaz bandların yan- yana dikilmesiyle meydana gelmiş- tir. Ceketin astarı, aynı şekilde üç renklidir.- Düz beyaz, mevsimin lük- südür. Beyaz tayyör' üstüne beyaz pardösü giyen, bunu beyaz şapka ve beyaz eldivenle tamamlıyan bir kadın, eğer dizlerini gösterecek ka- (Basın A: 1533-8973) — 80 29