20 Ağustos 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

20 Ağustos 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER rel, 2000 yılına ait rakamlar verdi «İstanbula şık getireceğiz, köprü yapacağız, mesken yapaca- ğız..” dedi. Yemekten programa göre gezilecek MERE ÜR tek biryer kalmış- tu: Tımarhane!.. Saatlerin 16.55 ”i gösterdiği sırada Başbakan, Bakırköy Akıl Hastaha- nesinden içeri girdi. Türkiyede ilk defa bir Başbakan, akil hastahane- sine ayak basıyordu. Bunu, Hasta hanenin mem kini gere gere, övünerek be Demireli ai İgi> deli» o biri, arkadaşına stirdikieni . van biri de, Demirelin “y: anına yaklaş “.— Bir şiirim var, oil m7” diye sordu. Demirelin cankulağı ile dinlediği yendi deli şöyle diyordu : Sen devrimizin eşsiz olan Baş- Ezmek istiyorsun sana her yan bakanı, Bir saltanatın var ki Süleyman çok ömür > Taksiyle telefonlar da tamamlar cakanı,.. T sanki bir bayram havası esiyordu. geçiyor, borazanlar ötüyor, lar gümlüyordu. Demirel, kendisin- den iş isteyen ege bol bol tav- siye kartı i Bunu yaparken e Sera böyle elinde De- mirelin vsiye kartı tutana Şu sualin İlrea m Zâtıâliniz hiç Bakırkövde bu- lundunuz mu? ekle Ortada kalan adam Geçen eçen haftanın sonlarında, CHP" nin İstanbulda yapilan Parti Meclisi toplantılarından çıkanlar bir düşünöeyi kafalarından kolay kolay atamadılar; Turhan Feyzioğluna da ne ol tu?. Zira, hemen hemen sadece Orta- nın Solu tartışmalarının cereyan et- tiği toplantıda, bu deyime karşı ©- lanlar ilk taarruzu yaptıkları halde Bülent Ecevitin bir müdahalesiyle darmadağın oldular ve neticede, bu grupun desteği olarak, kala kala 14 muş . İnönünün bir muhtırayı re devl ortada Turhan Feyzioğlu kaldı. Bu ağı; , Ortanın Soluna muha- lif camsız grupun arkasında ki» min Bim | pek merak eden- ler için bir anahtar yerine geçti Bunun, özel sebeplerle -fikri ri rim zira Turhan Feyzioğlu fikir lediği günlerde bugün Ecevit Ta- in söylediği fikirlerden başka Se söylemezdi. Turhan Feyzioğlu olduğunu sananlar zaten yer azn di. Ama, Ekrem Özdenin İnönüden m onların avukatlığını Feyzioğlu biz- zat yapmak zorunda kaldı ve bu, ba- zı gerçeklerin Üzerine ışık tüttu. Mesele, Parti Meclisinde İsmet ) açıklama» sıyla başladı. Parti Grupundan bir heyet Parti Meclisi toplantısından önce Genel Başkanı Heybeliadada- ki evinde ziyaret . ve kendisine elli kadar imzalı bi ir muhtıra ver- mişti. Heyete Hilmi rüşünü savunuyor, gelirle arak dağıtılmasını isti Parti Meclisi toplantısında Bü- lent Ecevit derhal bir müdahale yaptı ve kendilerinin bu görüşleri savunmadıklarını söyledi, itham Me iddialarını ispata çağır- dı. Bu, bir meydan okumaydı. İnö- nü de “toplantılara o başkanlık edi- muhtira verenle- rin yüzüne baktı. Onun'da, iddiala- rin ispatını beklediği anlaşılıyordu. Bülent Ecevit diyordu ki: Dıs tica- i ve kim, nörede is- Muhtıracılar birbirlerine lar. Böyle bir ithamı, klar silâhı olarak i di. Bir diğer kısmı “Bize öyle söyle- di” dedi. İnönünün kızdığı anlaşılı- yordu. Elli milletvekili ve senatör . bir muhtıraya imza bağıp kendisi. ne vermişlerdi, muhtırada yazılı o AKİS lanın menşeini tahkik etmek, doğ- eri tesbit etmek lüzumunu amışlardı. marn anlaşıldı ki, itham Ek rem Özdenin verdiği bir bilginin ne ticesidir. EKrem Özden kızara bozâ- tra bunun menşeini bildirdi. Bfen- dim, bir gün Mecliste oturuyormuş. sen tee Hakkı Esatoğ. âkkı Esat oğlu Ekrem Önde diki vi Bia ticaretin, bankacılığın ve si lığın da devletleştirilmesi Tarım,” Bu söz, muhtırada, Ortanın Solunu kullananlara karşı bir itham olmuş çıkmış! Esatoğlunun ne şakacı bir kim se olduğunu ve “işletecek” adamı buldu mu mükemmel işlettiğini bi- lenler güldüler. Ama, İnönünün tep- m bu ozi m İnönü, toplantıların itib ında, öle vakti dahi bir b miaermei > tost yiyip vari ve İs- den kalkmaksızın sonunda baba lal yara bi dan şikâ yet etti. Ortanın Solu partinin bir ciddi meselesi o idare etmişti. Özdene hid- haykırdı: “we Bir mesele diye bana muhtıra getiriyorsunuz. Yazdıklarınız bu ka gayrıciddi. suratınıza atardım Bu çıkıştan de ki Faykloğ. lu, bizzat bir müdahalede bulun- mak mecburiyetini duydu. Tabii o nun bilgisi, tecrübesi ve ustalığı, i cak şma yapıyo mek istedi, ama sağ kanadın temsil- cisi olmaktan pek kurtulamadı. E- cevitle aralarında bir ihtilâf yoktu. oğlu kisim kısım tahlil etti, hüküm- ler çıkardı. Ancak, hükümlerin zor- lama olduğu sezilmiyor değildi. Tebliğ bu tartışmaların sonucu oldu. CHP Meclisi, programın ve se- elerinin sınırı içinde binin, kozunu rüş sahipleriyle paylaşmasını bir “tabii hak” sayıyordu. Ecevit Takımı, toplantıdan ra- hatlamış aytıldı ve Ecevit iki gün sonra bir kısa dinlenme için Erdeğe uçtu. 20 Ağustos 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: