20 Ağustos 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

20 Ağustos 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN iÇiNDEN iliyor musunuz, “Orduya karşı girişilen tecavüz- ler” A.P'lileri pek üzüyormuş! A.P.'liler, bundan dolayı büyük teessür tecavüzlerden kurtarılması için ilgililere, yani Hükü- mete başvurmuşlar. Bu müracaatı yapanlardan biri, Şinasi Osma. Nuri Beşer hâlâ milletvekili olsaydı, Şinasi Osmaya şüphesiz o da katılırdı. O ve ötekiler.. Hani, Orduya tecavüz ettiklerinden dolayı dosyaları bulunan ve bu dosyaları son Af Kanunuyla kalkan A.P. milletvekilleri ve senâtörleri.. : Subaylara söven- ler, onların aileleri hakkında bile ileri geri konuşan- lar, halkı onlara karşı kışkırtanlar, 27 Mayısı yaptığı için Orduyu hiç bir zaman affetmeyenler ve ondan Menderesin intikamını almaya yeminli olanlar... Şim- durlar. Çünkü bunlar için Ordu, her geçen gün kenw- dini batağın içine biraz daha kaptıran -yani, görül- memiş bir polemiğin taraflarından biri olmakta de- vam eden- Genel Kurmay Başkanı Cemal Turaldır. Cemal Tural da, varlığına pek inandığı edebi kudre- tiyle kaleme aldığı “gizli tebliğ"lerinde -bunlar, ya- yınlandıklarının ertesi günü gazetelerde boy göster- mektedirler. “Orduya Tecavüz"den ne anladığını belli etmektedir: yada, kendisine ve Kuvvet Komu- t yaptırılmakta olan kâşânelerin' tenkidi! Vaktiyle, Bir banka soygunculuğunu komünistlerin mârifeti olarak teşhisiyle şöhret yapmış Genel Kurmay Başkanı, “Orduya Tecavüz” diye va- sıflandırdığı bu hareketlerin de nereden geldiğini keşfetmiştir: Komünistler, Her halde, Orgeneral Turalın bu ithamlarından en ziyade memnunluk duyanlar, gerçek komünistle- rin ta kendileridir. Eğer bugünkü ortam içihde Türk Ordusu Türkiye için son derece önemli bir mâna taşımasaydı, Ordu üzerinde A.P.'nin yaptığı gibi bilerek ve Turalın yap. tığı gibi bilmeyerek oynanan oyunlar o kadar mühi- me alınmayabilirdi. Ama bugün Ordu, Türkiyedeki sağlam kuvvetlerin en büyüğü ve en iyi teşkilâtlanmış olanıdır. Bu Ordunun, bir ve birlik halinde olması, bir ve birlik halinde kalması iç huzurun ve güvenli- ğin teminatıdır. Ordunun birliğini ve bütünlüğünü bundan bir kaç yıl önce bir takım sergüzeştçiler boz- muşlardır, Ordu bundan dolayı iki kısma ayrılıp vu- ruşmuştur ve zafer sergüzeşiçilerde kalmadığı için birlik ve bütünlük tekrar kurulmuş, komuta zinci kuvvet Çayi Şimdi, komuta zincirinin en üst halkası kendisini b in konusu yapmıştır ve bu Sem gm feci şekilde oyıpranmakta olduğu- bu di bunlar hep, birer yaman “Ordunun Savunucusu”. bulunan Tersine dünya!. içindeymişler ve Ordunun bu : 'ralize edebileceğini sana A.P. başlarının gayretleri Metin TOKER Türk Ordusunu D.P. İktidarının son günlerindeki Türk Ordusunun ruh haletine itmektedir. O zaman ların Amerika Büyük Elçisi Fletcher Warren'in ken di Dışişleri Bakanlığına gönderdiği . raporlar sonra- dan yayınlanmıştır. «Amerika Büyük Elçisine göre Türkiyede Ordunun bir hareketini beklemek akılsız- lıktı, çü Ordunun. başındaki Genel Kurmay Baş- kanı Erdelhun D.P. İktidarını sıkı sıkıya tutmaktaydı! Her zaman söylüyorum: Bugün Türkiyedeki du- rum, DP. İktidarının son günlerindeki durum değil dir. Bugün Türkiyede meşru bir İktidar ve sondere- cede hatalı bir Başbakan vardır. Ihtilâl, hatalı Başba- kanlara k olmaz. İhtilâl, meşruiyetini kaybetmiş idarglere karşı olur. Durum bu olduğuna göre me sele Ordunun şu veya bu hareketi yapması değildir. Ama, 27 Mayıstan sonra açıklanmıştır ki Ordünün esas bünyesinin kendi üst kademelerine karşı güven sizliği, bu kademeleri bir parti iktidarının emrinde görmesi alt tabakada bir teşkilâtlanmayı D.P. İktida- rı henüz meşruiyetini kaybetmemişken ve memleke» tin başında sadece bir hatalı Başbakan varken başlat mıştır. Ordu, tabiatının icabı, Türkiyede Demirel tâ rafından -veya dün Menderes tarafmdan. temsil edi- len fikirlerden yana olmaz. O yanda -bilerek veya bik mutanlarına İnanmaz. Bü ruh ların “gizli tebliğ”leri değiştirmez. Olsa olsa deme bir türkü söyler, alt kademe başka şarkı okur. Bunları hayal sanmamak lâzımdır. Bunları bir kış. kırtma olarak görmemek lâzımdır. Bunlar, pek yakın bir tarihte hep cereyan etmiş vakalardır. Orduyu an- lamayan, subayın zihniyetini bilmeyen idarelerin ne derece yanlış adım attıkları misallerle ortadadır. ğu katı karakterinin için tadsız bir istikamette ilerlemektedir. Biran dur. masının, sükünetle düşinmesinin, “acaba tenkitler- de asıl kusurlu ben değil miyim” demesinin vafana, Orduya ve kendisine büyük faydası olacaktır. Komünistler bu yıpranmadan, bu bölünmeden memnun değiller midir? Elbette! Komünistin bütün gayesi Türkiyede Orduyu evvelâ bir kavganın tarafı yapmak, sonra onun elinden ge ve prestijini almaktır. Ama insan, Cemal Tural gibi bunu sadece komünistlerin emeli zanneder ve kendisini aynı emeli taşıyan kalarının oyununa getirirse ne yapar bi- lir O hiç sevmediği komünistin ekmeğine yağ 7 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: