20 Ağustos 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

20 Ağustos 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA lerin tartışıldığı Cenevre toplantıla- rında, az gelişmiş uluslardan sade- ce asyalı ve afrikalılar değil, vene- zuellalı, brezilyalı ve arjantinli ikti- satçılar bile, söz bu konulara geldi- ği zaman, ini yumm, vw batılı büyük devletlerin yönetim ve himayesinde demek olan batılı kre- di kuruluşlarını da “tefecilik”le suç- lamaktadırlar. Farklı rejim ve yönetimlerin hü- me sürdüğü bu ülkelerden gelen bu iktisatçıların “Türkiyenin bura- larda sesi ilk ve son olarak 1964'de rna ve uluslararası çok .taraflı alar esasını kabul ettirmiş- SE faiz konusunda hep birağızdan konuşmalarının sebebi, rejimler ne olursa olsun, herkesin canının aynı yerden, aynı şekilde yanmakta ol- “duğudur. Fakat, iflâsın eşiğine yuvarlar. muş bir Brezilya, canı yana yana bu kaynaklara başvurmaktadır. Re- ftormcu Cumhurbaşkanı : Goulart'ın gerici generaller tarafından görev- klaştırılmasından sonra, ba- adan, kredi erteleyici kredile- re gitmektedir. Ama, uzmanlar gene de bağırıp çağırmaktadırlar. -Iflâs masasma -27 Mayıstan son- va kabul edilen plânlı ekonomi di- Plânlama Müsteşarı Memduh Aytür- den başka bu konularda açık açık ses çıkaran olmamıştır. Dünya Bankası ile: lemiş, Türkiyenin çok yakın bir za manda iflâs masasına vatmak üzere olduğu kanısına varmıştır. Bankası heyeti, Menderesin tutu- munu sert bir şekilde tenkit etmiş 24 ve entlâsyon yollarının kapatılması- nı, sağlam bir ekonomi politikasına dönülmesini, gösterişli oyatırımlar- dan kaçınılmasını istemiştir. Men- al ig isteklere verdiği cevap cası uzmanları için ala balesi verilen yemekte Çın- gar çıkarmak olmuş ve heyet bâş- kanı, yemeği terkederek ilmiye. Sonra bu hikâye de, DP ileri gelen- leri tarafından iftiharla anlatılmış, Menderesin bu davranışı, yabancı- lara yüzvermeyen, bağımsızlığına düşkün bir devlet adamının davra- nışıymış gibi: gösterilmeğe çalışıl Me i bilinen şudur ki, Mende. ta Prof, Baade - Türkiyeye de “dip. siz kuyu” demeğe başlamışlardır. Dünya Bankasının o zamanki ge- rekçesi ise, Türkiyenin ödemesi ge- reken dış borç taksitlerinin, yıllık ihracat gelirlerinin yüzde 2530'u Kadar bir miktara ulaşması olmuş» tur. Dünya Bankasının o zamanki genel müdürü Mr. Eugen Black'in etkisiyle Il ettiği bu politika, başta Türkiye olmak üze- ekte olan çeşitli ülkeler re, tarafından tenkitlere uğramıştır. Bu tutum, o zamanlar “klâsik ban- ker tutumu” olarak nitelenmiştir. Türkiyenin bir daha belini doğ rultması mümkün olmadığı için Menderes, batılı kredi kurul dan istediğini bulamamış ve Prof. Mehmet Gönlübol ile Doç. vize > hin Ülmanın düşüncelerine gö: bu sebepten gözlerini Doğu bloku ülkelerine “başlamış, Mos- kova a a pm e a ie ie kadar olabildiği 27 i başlanmış, Plânlama kilâtı ile birlikte, yabancı kuruluş- nx için başlıbaşına bir teminat mü- sesesi kurulmuştur. o Türkiyenin 1961'den 1965'e kadar, herşeye rağ- ; AKİS men gerilme, ekonominin, ya» vaş da olsa, “dizleri üstünde vee mağa e olduğu” görülmüştü Eski Plânlama Teşkilâtı İktisadi Plânlama Dairesi Başkanı Prof, Dr. Besim Üstünelin fikrine göre, Dün- va Bankasının Türkiyeyle yeniden bağ kurması için bugünlere kadar beklemek şart değildi. Karşılıklı i- lişkiler 1962 yılında dahi kurulabi lirdi. Borçtan kurtulabilecek miyiz? Diğer taraftan, Dünya Bankasının kısa vâdeli ve yüzde 5.5 gibi bir faizle kredi vermesi birçok az ge- lişmiş ülke tarafından tenkit edil- mektedir. Bu ülkeler, Dünya Bân- kasının kredilerini kalkınma kredi- si olarak nitelendirmenin çok güç olduğunu söylömektedirler. Nite- kim bu yüzden Dünya Bankasının kaynaklarının dışımda Uluslararası Kalkınma Teşkilâtı -1DA- kurulmuş ve, Dünya Bankası ile ABD mali çevrelerinin . tahminlerinin aksine, bu kuruluş çok kısa zamanda geliş- miştir. Bu “teşkilâtın kurulmasının sebebi de, uluslararası iktisadi me- seleleri vakından izleyen uzmanla- ra göre, “Dünya Bankasının, kendi- sini, az gelişmiş ülkelerin elişmele. riyle görevli sayamaması; az geliş- miş ülkelerin karşısına, dünya pi- yasasında ağır savılan. şartlarla çık- ması”dır. Bu uzmanların görüşlerine katı lan türk iktisatçıları, Plâncılar ve eski oPlânlama Teşkilâtı yetkilisi Prof. Dr, Üstünel bu konuda, “Dün- va Bankasının, IDA'nın tutumuna bakarak kendisine - çekidüzen ver- mesi, sıradan bankacılık tutumunu değiştirmesi, Türkiye gibi ülkelere yararlı olacaktır, Meselâ, plânlı kal kınmanın en kritik dönemi olan bi- rinci beş. yıllık Plân oşminde, 1963 ve 1964 yıllarında Konsorsi yomdan alınan krediler, ,Plânın bu vıllar için ihtiyaç gösterdiği * ma kredisi şartı'ndaki kredi mik- tarlarının ancak yarısı kadar ola bilmiştir. Bunların dışmdaki kredi- ler ise kısa vâdeli ve çok ağır şart- larla olmuştur. Bu durum, 1973 yi lında, diş borç almadan kalkınma- va çalışmayı kabul eden Türkiye için son derece mahzurludur” de- mektedirler. Bugün de değişen birşey yoktur. Değişen tek şey, 2014 yılında Sea ği farzedilen dış borç zin gitgide daha ileri vıllara enli makta olduğudur. 20 Ağustos 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: