24 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

24 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA: OLUP 'BİTENLER mar ermek isteyen bir AP'li politi- kacı, “Eski Cumhurbaşkanları"nın Anıt Kabire gömülmesi için bir ka- nun teklifi -verdi! Niyet açıktı: ar- temel atma faaliyetlerine de başlayan Bayara yer ayarlamak Tezvirat pl ya Mer bin restorasyon «anlamı dı, AP'li gazetelerde artık Sele “başlıklar © lağandı: “Cenaze 27 Mayıs mezarlı- gına gömülecek... ve Meselâ, gerici bir gazetede şöyle deniliyordu:. “...Yassıada. kararları- nın imzalandığı 14 Eylül günü nebâ- ti hayatını kaybetti. Allah bütün müminlerine rahmen eylesin, ve e: ger Aga'nın bundan nasibi yârsa buyursun, payını alşın;. Zaferde Fürüzan.Tekil, makale sinin “Gürsel Paşa! Gürsel Paşa!” dive başladığı “bölümünde, Gürselin 27 Mayıs öncesindeki : ünlü ihtar mektubunu, . zamanın Genel Kur- may Başkanımn : emekliliği ertele- nip kendisinin Genel Kurmav Baş- kanı olma şansı azaldığı için yazdır ğmı -güya- açıkladı!. Osman Yüksel, Yeni İstanbulda; terbiyesizlik göre- vini şu Kr gecikmeden yeri- ne getiri “Bir ölünün arkasından metil ten başka'şev söyletmeven gelenek- lerimiz, üstelik bu gibi ölenleri hi: mave'eden * kanunlarımız, bizi bu hususta ; serbestçe © konuşmakta menetlivor... Bu ölümden milletçe ibret 'alalım..” Son: Havadis” ise, idamların yal. dönümünde çıkardığı nüshasında Menderes, Polatkan ve Zorluyu bir rada dil ve el uzatmalar başlamıştı. Ye- ni İstanbul, durup dururken, “Ulu Hakan Abdülhamit 11. Han”ın saa tini ve mücevher kesesini bir zabi- tin çaldığını iddia ederken, Hekim- banda Jandarma binbaşısı M Coğalanın evine “meçhul kimseler” tarafından -kim bu meçhuller, allah- aşkına? e amma da ço galdılar.- dinamit atıldı! Öbür tarafta ise, en kün olduğu kadar büyük ilgi göster- mekle ifadeye çalışıyorlardı. Cumartesiyi ıyan gö ce onbinlerce ankaralı, Meclisteki katafalkın önünden geçerek, 27 Ma- yısın Jiderine saygı görevini yerine getirdi. Bu, artık « Anayasayı değiş- tirmekten bile açık açık bahsetme- ye benli hiç de hoşuna git- medi. Hele ertesi gün yapılan bü- yük ve kusursuz cenaze töreni, bu- na bütün Ankaranın gösterdiği ola- ganüstü ilgi, 27 Mayısın nası) be- nimsendiğini ortaya koydu. Töre- nin en ufak teferruatıyla dahi il gilenen Ordu ise, kendisi . üzerine oynamak isteyenlere kimden yana olduğunu gösteriyordu. “Bu ilgi, bu heyecan, bu saygı yalnızca, inildiye- rek yürüyen top arabasının üzerin- de, atlas bayrağa sarılı olarak e- bedi istirahat yerine taşınan Gürse- le.değil, onun temsil ettiği 27 May sa idi. O zaman, bu töreni AP'li basın bile sayfalarına koymak ve kusur- suzluğunu, büyüklüğünü bildirmek zorunda kaldı. Yalnız Tercümanda Ahmet Kabaklı, hissiyatım saklıya- madı. Ona göre, böyle gâvur işi tö- renlere ne lüzum vardı? Yok, ille büyüklerin cenazelerini halka gös- termek faydalı olacaksa, islâmlık- tan önceki “yuğ” törenleri niçin ih- ya edilmiyordu? Kabaklı, cenaze tö- reni olarak tavsiye ettiği biçimi de açıkladı: Ona göre, önemli kimse yüksek bir çadıri yerleştirilmeli, silâh arkadaşları olan yiğitler atla: ta binerek çadırın etrafında vedi defa dönmeli ve acıklı “sagu"lar söylemeliydiler!, Gericilik denilen şey, sadece hi: lâfeti istemekten ibaret değildi ki... Gürselin ölümü, devrimciler çep- besinin me kadar güçlü olduğunu gözler önüne sererken, restorasvo- AKİS nu hayatlarının ideali . bilenlerin baklayı ağızlarından çıkarmalarına da fırsat vermiş oldu. Eğer son fır- satlar kaçırılmazsa, ne yazık ki 2 çık kapışma yakın görünmektedir, Madenler Danıştay demişse de... Bugün Bursada ve bilhassa maden- ciler çevresinde çok kimse, De- nıştay kararına rağmen bir maden vağmasının gerçekleşip (gerçekleş meyeceğini merakla takip etmekte- dirler, Devlet tarafından işletilmesi uygun bulunan bir sahanın, aksine, bir şahsa peşkeş çekilmesi için bir takım hazırlıklar yapılmıştır ve şimdi minarenin kılıfa uydurulma- sının son çareleri düşünülmektedir. Bu son çareler, bizzat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı İbrahim Derinerin emriyle ve ilgisiyle aran- maktadır. Madenci Rasih Selcanın başlıca sahibi bulunduğu “Rasih ve İhsan Maden Şirketi” bundan bir kaç yıl önce Maden Dairesine müracaat €- derek Bursada Orhaneli ilçesinde- ki bir krom sahasını istemiştir. Mas den Dairesi, bu-talebe, madenci Ji- samyla “Saha, mekşuf balant da- nişment sahasına tedahül. etmekte» dir. Tedahülü ref et”. diye cevap vermiştir. Şirket buna “Balani âa- nişment sahası mekşufiyetini kay- betmiştir. Refe lüzum yoktur” mu- Kabelesinde bulunmuştur. Bu mir kabele “zerine Maden Dairesi, Ma- den Kanununa uygun olarak müiw'a- caatt iptal etmiştir, Şirket ise, gene Rasih - İhan madencilik al tabelâsı Yağma vok! İÜ 24 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: