24 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

24 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER di. we yılında Erzurumda bir su bay olarak doğmuş, aynı mesi ği intisap etmiş, Harp Oku- lundan mezun olduktan sonra Bi- rinci Dünya Savaşında Osmanlı İm- Se ümmi -© zaman vatan Oy- Kurtul Savaşında ise genç Tüzmyeyi R irmmiil için iki kıtada yıllarca savaşmış, İstiklâl madalya- sı ile yala iarlardır İmei Sonra kurmay oldu, kırkbeş yıllık ordu ha- Yatı, e üstünde görevlerde ve arka arasında çok seyile- rek geçti. Di lâkabı ile anılıyor, bir ağabey, bir baba gibi sayılıyor- d u, Gürsel, türk siyasi hayatında a #5 çıkmazdan kurtarmak için bir ihti- lâl hazıfiığına, kellelerini koltukla- rına alarak girişen bir avuç küçük rütbeli subayla da ilişki kurmak» tan, onları desteklemekten çekim memiştir. Bügün Gürselin, 27 Mayr sın başına “tepeden inme” geldiği- ni iddia edenler vardır. Ama ihtilâl hazırlıklarına Katılmış Sadi Koça- şın, Komite üyesi Süphi Karamanın yaptıkları son açıklamalar, gerçe- gin böyle olim göstermekte- dir. İbtilâlcileri Ankarada topla- mak ve kritik birliklere tâyin et- eşi için Erkân Şubesine yapılma» tiyaç haline gelen tayini, Gür- cenin, Şarani bilerek yaptığı ve Os- gr m m a 5 1. Gürselin tabutu Genel Kurmayın önünde Eski askerler ölmezler gırlığını ilk defa, 277 Mayıs Devrimi- nin lideri olarak değil, Kara Kuv vetleri Komutanı olarak, Milli Sa- vunma Bakanına -aslında devrin ik- tidarına- yukarıdaki mektubu gör dererek hissettirmiştir. Bugün ar- dından, çok kalem, onun silik bir şahsiyet olduğu intibamı yaratacak şekilde yazı vazmaktadır. Bu, yan lıştır. Hafıza zayıflığından veya art niyetten ileri gelmektedir. 1960-Dev- rimi öncesinde memur statüsünde ve mesleki hayatın en ileri mesinde bulunan çok kimse, “kays bedeceğim çok şev var” düşünce sivle devrin iktidarma bu derece a- ckça karşı çıkmayı göze alamamış- n. Gürsel, o devrede, memleketi 8 man Kökşalı burava getirdiği, açık- lanan hususlar arasındadır. o Supbi Karaman, Gürselin o zaman ihtilâl cilere ne derece yakın olduğunu şöyle anlatmaktadır: “3 Mayıs 1960. Saat 11.15: Kara Kuvvetleri Komutanlığı makam ©- dasında bir muhatabı, ona: “Sizi ele verdiler. Bu izin kâğıdını kullanma- malısinız. Memleket çapındaki şöb- retinizin tarihe mal olma zamam gelmiştir. Ankaradan o ayrılamazsı- nız, İzmire gidemezsiniz” diyordu. O da cevap veriyordu: “Hayır, İzmire gideceğim. Bövlesi daha iyi olacak. Siz'daha rahât çalışacaksınız. Daha kolaylıkla yapacaksınız ve beni ça- ğıracaksınız!” Devrim lideri onra, Gürselin genç arkadaşları, onun söylediği gibi “yaptılar ve çağırdılar”. Gürsel artık, devrimin ve Türkiyenin | numaralı adamı i- di. İyi niyetli, memleket sevgisiyle dolu, fakat böyle bir görev için ha- zırlıksızdı. Tıpkı, diğer arkadaşları gibi... 27 Mayısın derindeki nedenle- rini belki seziyorlar, fakat kesin ve net teşhis koyamıyorlardı. Bu yüz- dendir ki, kadife eldivenli bir ihti- lâl idaresi olarak kalmayı, en kısa zamanda iktidarı seçimle devretme- vi, meseleyi çözecek ve memleketi huzura kavuşturacak en doğru çare olarak gördüler. Belki de, bir ihti- lâlin fikri hazırlığından uzak, sade- ce bir memleket görevi saydıkları bir ibtilâlde görev almış. insanlar olarak yapabilecekleri en isabetli iş buydu. Seçimle gideceklerini söy- lediler. Dünya buna inanmadı. Bu- nun örneği görülmemişti. Fakat on- lar, bir kısım arkadaşlarını tasfiye etmek zorunluğuna rağmen, Sözle- rinde durdular. Bu sözün yerine ge tirilmesinde en büyük rolü oynayan ve bunun karşılığında -sağlığını sonra da hayatını kaybederek- en büyük zarara uğrayan, herbalde, Gürsel olmuştur. Hürriyet âşığı, Bergson hayranı, gazeteci dostu, rikkatli ve hassas bir ihtilâl lideri olarak Gürsel, gel miş geçmiş dünya ihtilâlcileri için- de yeni bir tipti. Hiç bir ihtilâl > netimi özgürlük, bu derae tutulur şekilde devam emir. Bunların anlı bir ata Ulaştırma “Bâkanlığına tâyin ettiği ırkadaşı o Sıtkı Ulaya, montajdan milli sanayie geçişin zorunluğunu işaret eden o idi, Bu amaçla yürü- tülen faaliyetler sonunda bir sem- bol olarak imal edilen vrim” O tomobili yüzünden alaylarla karşı: laştı. Ama bugün Türkiyede, mor tajdan milli sanayie .geçme zorun: iz çok kimse söylemektedir. zanın türkçe mi, yoksa arapça mi abe gerektiği Komitede gü- rüşme konusu olduğunda, en genç üye arapçayı savunurken, Gürsel, “Türk milleti ibadetini kendi dilir- le yapmalı, Allahın huzuruna kendi diliyle çıkmalıdır. Ezan türkçe oku- nacaktır” diyordu. Fakat azınlıkta kaldı ve razı oldu. Halkını seviyor, “onun fakirlikten kurtulmasını İsti- yor ve bunun için Anayasaya konu- lan sosyal hakları, toprak reformu- 24 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: