24 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

24 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Karyısında, işçi çağıran ülkelerin sesleri, daha uzun bir süre, az ge lişmiş ülkelerin kulaklarında duyu- lacak aemektir, Ots yandan, işçi ihraç eden ülke lerin durumu da daha maa değil dir. Gereği gibi sanayileşmemiş ük keler, massedemedikleri . işçileri, i- çerdeki istihdam imkânsızlığı önür- de, dışarıya göndermeyi bir kurtu. İuş çaresi ve emniyet supapı olarak görmektedirler, İşçi ihraç eden ülke lere şövle bir göz atmak bile, bu ko- nuda f*kir vermeğe yeter. Yabancı işçilerin çoğunluğunu Portekiz, İs- panya, Güney İtalya, Yunanistan, Kuzey Afrika ülkeleri, Siyahi Afri- ka ve Türkiye işçileri tekşil etmek- tedir. Bunlara, son zamanlarda, yu- goslavvalı . işçileri de eklemek ge- rekmektedir. Gerçek nedenler ve durum Mevcvtfarın üstüne her yıl 700 bin yeni vabancı işçi eklenmekic- dir. Bu, şu, demektir:. ber yıl 700 bin kiş,, küçümsenmeyecek bir kit- le, topraklarından, geleneklerinden, alışkanlıklarından, » mânevi bağla- rından, dillerinden ve çoğu deja ai- lelerinden koparak, Avrupaya doğ- ru. yola çıkmak zorunda kalmakta- :dır. Bu zorunlu göçün sayısız ne denleri vardır. Bu göçler, modern kapitalizmin en son aşamasının Vü- rattığı bir zorlamadır,; Eskiden, sö- mürüwcek ülkeleri fethetmek gere kirdi. Başlangıçta silâh zoru haçı- nılmaz bir araç sayılırdı. Daha 'son- raları, bu ülkelere yığm halinde yâ- pılan yatırımlar sömürgeciliğin ya- şamas'na ve çıkar sağlamasına Ve- ter sayılıyordu. Günümüzde ise, bu gelişme son aşamasına ulaşmıştır. Bu aşamada, sömürgecilik çok be- lirli bir şekil değişikliğine o uğrü- maktadır, Çünkü, XX. yüzyılın ikin- ci yarısındaki sömürgetinin. deniz- leraşırı ülkelere giderek, topla, tü- fekle fetihlere girişmesine elbette ki lüzüm kalmamıştır. Eski Roma ordularındaki: örnekte olduğu gibi, kötü. işleri gördürmek amacıyla yabancı işçi aramak için uzaklara gidilmemekte, çalışacak olanlar elle- rin altında hazır bulundurulmakta- dırlar. Böyle bir iş için en küçük bir cabava bile hacet kalmamıştır. Bü- tün aranılan işgücü, kendiliğinden, işveren ülkeye kadar gelmektedir ve bu iş, her zaman, sanıldığı kadar kolay olmamakta, çoğu kereler hü- kümetlerin yardımından geniş bir propâgandava kadar, yan destekle- - 24 Eylül 1966 re ihüyaç duyulmaktadır, Işç: ihracından yana olmak ve- ya bunun karşısında olmak gibi, or- taya, birbirinden kesinlikle ayrılan iki görüş çıkmıştır. Burada bunun tartışması yapılacak değildir. Bu- rada, topraklarından, alışkanlıkla- rından, kısaca her şeylerinden sö- külüp giden: işçilerin çalışmaya baş- ladıkları ülkelerde o karşılaştıkları veya bizzat yarattıkları bazı miese- lelere değinmekle yetinilecektir. Bu konuda işverenlerin ve işçi kuruluşlarının henüz yadırganan tutumları dikkati çekmektedir. İş- verenler yönünden mesele oldukça basittir. Yabancı işçiler, misafiri ol dukları ülkelerin yedek. işçi ordustı- nu Şişirdikleri için, işverenlere bir rahatlık sağlamüktadırlar, Bu ra hatlğa erişen işverenler; işçi sen- dikalarından - gelen «aşırı talep'eri daha kolaylıkla göğüslevebilmekte veya gereğinde reddedebilmektedir- ler. Bövlece yaratılin doygunluk, giderek şekil değiştirmekte ve işve- venler için kolay olduğu gibi, ucuza gelen bir el emeği kaynağı meyda- na çıkmaktadır. Daha ucuz el eme- gi demek ise, daha çok kâr pay de- mektir- Bir işverenin bundan duya- cağı sevinci aynca belirtmeğe hiç de'lüzum yoktur. Bu'nedenler, işve- venlerin «işçi ithâli akımına önayak olmasına vetip “artmaktadır, İşçiler ve işçi “kuruluşlarını ge- ilnce... Bu. konuda mesele biraz da- ha değişik bir manzaraya: bürün- mektedir. Yerli işçiler, ilk anda bu yabancı işçilere rakip gözle bakmaktadıriar. abanc'ları, tâ uzaklardan gelerek, eklerine ortak çıkan i ski saymaktadırlar, Yalanci işçiler de, . sanayi işçilerinde görülen sosyal ge HERKES * OKUYOR leneklerden yoksun oldukları için, ların sosyal haki ılmasında yer- li işçilerin mücadelesine . istenile şekilde katılmamakta; - onları des- teklemekten uzak kalmaktadırlar. Bu yoldan kazanılmış boşluktan da işverenler yararlanma çarelerini kolayca bulmaktadırlar. Olaya bu açıdan - bakıldığı 7 man, batılı basında çıkan birçok va» wnı paradoksal bulmamaya imkân yoktur. Şöyle ki: işverenlerin orgü- nm .olan gazeteler yabancı İşçilere sahip çıkarlarken, işçi , kuruluşar» nın organları ayni işçilerin âleyhin- de bir yayını alabildiğine şiddetlen: dirmektedirler.. Bunun yaralacağı .tehlike gerçekten büyüktür, Yara üstüne yara Yabancı işçiler, bulunduklari ük kenin çeşitli arına uyvmak- ta ve gelişime katılmakta gecikme mektedirler. Yeni şartların gerek- tirdiği yönde hızla değişmekte, vep- yeni bir kişiliğe bürünmektediner. Meselâ, geçenlerde Batı Alınan vwda metalurji işçilerinin grevi Ssırasin- da, yabancı işçiler grev parolasını tamamen ve kolaylıkla benimsemiş» lerdir. Tek bir eksikleri olmadan, bu greve kitle halinde katılmışlar: dır. İşçiler açısından olumlu sayıla- cak b» başlangığın hızla gelişeceği- ni ve diğer ülkelere de siravel ede bileceğini söylemek, mübalâğa sa- yılmamalıdır. “Avrupanın Paryaları” diye nif& lenen yabancı “işçilerin, ekonomik konjonktürün gelişimine puralel w- larak, önemli değişikliklere uğruva- cakları tahmin edilmektedir. . Bu bakimdan, konunun yeni veni tar tışmalara kapı açacağı bir gerçek- tir. Bu gelişmeyi yakından izlemek, büyük bir işçi ihraçcısı olan Türki. venin sorumluları bakımından da ER olacaktır. Bugün, deprem bölgesi felâket- #edelerimi yurt - dışına işçi olarak göndermeyi önerenler, hiç şüphe vok ki, yara üstüne yara açma bö- siretsizliği içinde — bulunmaktadır. , lar. Sağlam işçilere bile birçok, te lâfisi mümkün olmiyacak zararlara mal olan vurtdaşı işçiliği, maddi ve manevi yıkım içinde bulunan dep- remzedelere büyük acılar ve kayıp: lâr getirmekten başka bir işe vara muyacaktır. İşçi ihracını kısa vâde de bir kurtuluş gibi görenler, bunun çetin sorunlarını memleket canında yaşamakta gecikmiyeceklerdir. 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: