24 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

24 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S i:N A.B.D. “Ol saltanatn..” Hollywood bir zamanlar “sinema- nın kâbesi”, büyük bir “düş fab- rikası” sayılıyordu, milyonlarca si- nema $eyircisini büyüleyen bir keli- meydi. Bütün dünya seyircilerinin ve sinemacılarının gözleri oHoliw wWood'a dönüktü ve yine bütün dün ya sineması, . Hollywood'un hege- monyasını, ama az -ama çok, mut- :aka hissediyordu, Hollywood bu he- gemonyasını bu yüzyılın ortasına kadar sürdürdü, 1950'den sonra ise artık devrini doldurmuş koca bii E M A imparatorluk gibi gerileyip çökme- ğe başladı. Ulusal sinemaların git- tikçe gelişip güçlenmesi, sinema se- yircisinin bilinçlenmesi, sinema alış- verişinin yalnız Amerika ile olan ikili ilişkiler olmaktan çıkması, Hollywood hegemonyasına ancak kaliteli, sanat değeri üstün filmlerle karşı könulabileceğinin anlaşılması ve bunun uygülanmasina geçilmesi gibi dış etkenlerin yanisıra, Ameri- kanın ic şartları - meselâ büyük si- nema tekellerine anti-tröst kanun- larının mihayet uygulanması, : ba- gımsız sinemacıların ortaya Çıkışı, televizyonun getirdiği sarsıntı, ya- bantı sinemaların amerikan pazar- Jaek Valenti İşler sarpa sarımca.. larına girişi, amerikan seyircisinin bu bambaşka özellik taşıyan sine maları tanıması, MeCarthy'ciliğin “kara Hste” siyasetinin sonucu Holly wood'un tam bir kısırlığa düşmesi amerikan sinemacılarının yabancı ülkelere göç etmesi gibi - bu çöküşü hem hazırladı, hem de çabuklaştır. dı. Böylece “biz içten, siz dıştan misali, “iki ateş arasında Kalan" Hollywood, bir zamanlar kendisinin sık sık çevirdiği kovboy filmlerinde çokça rastlanan “terkedilmiş o şe hir” höline geçti. Bu terkedilmiş şe. in ancak, bir işte iflâs edip başka atilan esnaf gibi, sinemadan te. ietliyonculuğu geçmekle canlandı. Gerçi bugün de eski Holiv. wood'dan izler bulmak mümkün dür: Büyük film stüdyolarından ço. gu hâlâ durmaktadır -ama çoğunda çevrilen sinema değil, televizyon fil midir-, Ünlü oyuncuların, yönetmen. lerin, vapımcıların Hollywood'da hâlâ birer konutları vardır. Sinemâ- cıların meslek kuruluşları, sendika. ları, müzeleri yerli yerindedir. Hâlâ atada bir, eskiden olduğu gibi, yeni biryıldızın el ve ayak izleri eski mes- lektaşlarınınkinin yanında beton ü- zerine törenle çıkarılmaktadır. San- sür Tüzüğü, sansür kurulu yerli ye- rindedir. sinema endüs!- risini yönetenlerin kümelendiği “Mo- ton Picture Association of Ameri- ca” eski gösterişinden bir şev kav- betmemiştir. Her vil yine eski gü- zel günleri hatırlatırcasına Oscar tü- reni tekrarlanmaktadır. Evet, bü- tün bunlar hâlâ sürüp gitmektedir ama, olmıyan bir şev vardır ki 0, yine bütün bunları bir çırpıda hiçe indirmektedir: Bugünün sinema Sa- ei boy ölçüşebilecek sinema eseri,. oliywood" un eski gücünden hiç bir şey kaybermediğine inanan veya kendini buna inandırmak isti- venler ne kadar yanıldıklarını geç- tiğimiz hafta iyice anladılar: "Mo tion Picture Association of Ameri- canın da desteklediği New York Film Festivalinin dördüncüsü . için seçme komitesine (Hollywood'dan gönderilen &n veni İl amerikan fil- hepsi, “festivale lâyık değer- de” görülmiyerek geri çevrildi. Seç- me komitesi ancak ikinci bir dene- mede ve bu 11 filmin dışında tek bir Holl filmini festivale katıla- bilecek nitelikte buldu. Oysa Ame- rikanın bu en büyük film festivaline bu tek Hollywood filminin yanısıra Japonya, Macaristan, Yugoslavya İspanya, Belçika, Sovyetler Birliğin den birer, İtalya ile Fransadan iki şer, Cekoslavakyadan dört film ka tü taydı. 30 24 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: