1 Kasım 1988 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 10

1 Kasım 1988 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çev: Güven Savaş KIZILTAN Milyonlarca kişi ev bilgisayarını bir oyuncak ya da bir hobi olarak keşfetti. Bu olgunun izini süren toplum araş- tırmacıları ise “bil, ”ni keşfetmiş oldu- lar. Toplumbılımcıier egıtım uzmanları ve psikologlar için değişik görünümler sunan bir konu bu: Bilgisayar- çocukları bilgisayarlarla ne yapıyorlar? Ya da soru baş- ka türlü ifade edildiğinde: Bilgisayarlar bu çocuklarla ne yapıyorlar? Ev bilgisayarı kimilerince en çok ar- zulanan kariyerler için bir atlama tahtası olarak kabul edilirken kimi- leri de bu elektronik hobinin 1 numa- ralı çocuk-katili olduğu görüşünü be- nimsiyorlar. Kimileri şöyle bir hatır- latrmada bulunuyorlar: Yarın artık hiç kimse bilgisayarı dikkate alma- mazlık edemiyecektir, o halde bu ay- gıtlarla şimdiden ilgilenmelisiniz. Ki- mileri ise şu uyarıyı yapıyorlar: Bil- gisayar kullananlar bağımlı, aptal, ilişki kurmaktan çekinen ve yalnız in- sanlara dönüşüyorlar. Bu alanın bü- tün görünümleri için aynı şey kesin olarak geçerli olmamakla birlikte, gerçek dehşet tabloları ortaya çıkmış- tır. İşte bir-iki örnek: Dortmund'daki gazetecilik okulu profesörü Claus Erich ““bilgisayar dünyasının çocuk dünyasını nasıl tahrip ettiğini”” betim- liyor. Psikolog Walter Volpert mo- dern “büyücü çırakları”', “bilgisaya- ra duyulan tehlikeli aşk” ve ilk ola- rak Amerika Birleşik Devletleri'nde gözlenen, muhtemelen “çağımızın en kötü acısı'”” olan “teknik stres'' kav- ramlarını buluyor. Teknik stres gerek yeni tekniklerin yayılmasını kuşkuy- la karşılayan ve teknik tarafından ya 10 ezilip geçilen ya da kenara itilen ge- rekse yeni tekniklere açık olup bun- ları hayranlıkla kabul eden ve kulla- nan insanlara acı veriyor. Görünüm oldukça kasvetli. Bilgi- sayarlar bağımlılık mı yaratıyor? Bil- gisayar oyunu ve bilgisayar hobisi so- nucunda insanın diğer becerileri ve yetenekleri, örneğin müzik yeteneği ve takım çalışması ruhu sakatlanıyor mu? Bilgisayarlar nüfusun büyük bir bölümünü yalnız ve iletişim kurmak- tan çekinen insanlara mı dönüştürü- yor? Werner saatlerce yeni oyununun başında çörekleniyor, Markus man- tık problemlerine ilişkin düşüncelere dalıp gidiyor, başkaları çatal bıçak- larını nasıl kullanıyorlarsa Hans da havyasını öyle kullanıyor; Sabine kendi “vatandaş insiyatifleri”'ne iliş- kin adres dosyasına düzen vermeye çalışıyor. Bu kişilerin hepsi de aynı şeyle uğraşıyorlar: Bir bilgisayarla Werner oyun oynuyor; Markus prog- ram yapıyor; Hans, bir hardware- tutkunu olarak, bilgisayarını donatı- yor; Sabine bir veri programıyla ça- lışıyor. Dört “bilgisayar-çocuğu”, yani uygulamada görüleri dört tipik, ama birbirinden tümden farklı örnek Tehlike tehdit edi- yor: Bilgisayarlar çocukları ele geçi- riyorlar, çocuklar kabalaşıyorlar, duygusuzlaşıyor- lar, aptallaşıyorlar - Hangi bilgisayar meraklısı birilerin- den bu lafları duy- madı? Peki, bu kli- şe doğru mu, yok- sa işler çok başka LĞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: