1 Kasım 1988 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 15

1 Kasım 1988 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kım. garip düşüncelerin kotarıldığı yerler vardır ki, iletişim araçları ka- dar eskiye dayanır bunlar. İşte bu iti- razın da kaynağını buralarda aramak gerekir. Ne zaman yeni iletişim araçları or- taya çıksa, eleştirmenler bu yeni ile- tişim aracının kültürel çöküntüye (de- kadans) yol açtığı konusunda insan- ları uyarma hevesine düşerler. İster kitaplar, ister radyo, isterse televiz- yon söz konusu olsun hep böyle ola- gelmiştir bu. Şimdi bilgisayarda da durum farklı değildir. Bu arada ise çoğu kez eski iletişim araçları, sanki bunlar asla eleştiriye tâbi tutulmamış- lar gibi, göklere çıkarılmaktadır. Ya- nakları çukurlaşmış, benizleri soluk, gözleri kan çanağına dönmüş genç ki- taplar kurtları hakkında 18. yüzyıl- da neler yazılmış olduğu okunsun bir kere! Bugünün bilgisayar-çocukları bu yazılarda bütünüyle kendilerini bulabileceklerdir. Bilgisayar çocukla- rı çok değişik konumlarda karşımıza çıkmaktadırlar. Bu çocukların ço- ğunluğuna gelince, bunlar yalnızca bilgisayar çocuğu olmaktan öte var- lıklardır. Onlar sporcu ya da müzis- yendirler, papaz yardımcısı ya da iz- cidirler, gençlik yurtları ya da disko müdavimleridirler, partilere ya da “vatandaş insiyatifi”” hareketlerine katılmaktadırlar. Buna rağmen tekniğin ve bilgisaya- rın gelişmesini eleştirenler çok genel olarak “bilgisayar-çocukları”'nın du- rumlarının kötü olduğunu vurgulu- yorlar. Psikoloji dergilerinden birin- derni çıkarılan bir araştırma özeti şu it- hamlardan oluşan bir demet sunuyor ”Bılgısayarlarla çalışmaktan hoş- lananlar: — Hemcinsleriyle ilişki kurmakta çekingen davranıyorlar — Cinsellik düşüncelerinde az yer işgal ediyor — İnsanları karmaşık varlıklar olarak görüyorlar — tartışmaktan hoşmanmıyorlar — Politik ve toplumsal angajman- dan uzak duruyorlar — Boş zamanlarını en çok televiz- yon karşısında oturmakta geçiriyor- lar — Müzik ve edebiyat üzerine söy- leşide bulunmaktan hoşlanıyorlar, ama tartışmalara kendilerini kaptır- mak istemiyorlar. Demek oluyor ki, bilgisayar kulla- nanlar -göz kamaştırıcı uygulama alanının temsilcileri- bir tür toplum- sal laboratuvarda tek tek incelenmiş- lerdir. Yukarda belirtilen özetteki gö- rüşlere varan toplum araştırmacıları, basitleştirilmiş testler ve söyleşiler aracılığıyla bilgisayarın insanlar üze- rine ne gibi etkileri olduğu konusun- da güvenilir ve genel-geçer vargılara ulaşılacağı iddiasında bulunmakta- ırlar. Tabil aşırı dozda bir bilgisayar kul- lanımı tıpkı yalnızca keman çalmaya adanmış bir çocukluk kadar az tav- siye edilebilecek bir durumdur. Etki aynı olmaktadır. Ama nasıl oluyor da bilgisayarların varlığından ve böyle- sine farklı derecelerdeki bilgisayar hayranlığından yola çıkarak bunun nasıl bir gelişme göstermek zorunda olduğuna ilişkin kehanette bulunmak isteniliyor? Kuşku uyandırıcı bir tu- tumdur bu. Kaldı ki, gençlerin ço- Bunluğu her şeyden önce teknikten zevk aldıkları ve tekniğe ilgi duyduk- ları için bilgisayara yaklaşmaktadır- lar. Ama tartışmalarda hiç mi geçer- li şeylerden söz edilmemektedir? Tam değil. Gene de politik tartışmanın an- cak ender olarak teknik-tutkunlarına söz verilen yerlerde yapıldığını söy- lemek gerekiyor. Teknik olarak formda olup aynı ölçüde de politik yönden ilgili bilgisayar tutkunlarına öncelikle daha ileri yaştakiler arasın- da rastlanmaktadır. Kendilerini son günlerde artan bir biçimde ve özellik- le bilgisayar dünyasının örneğin veri koruma, nüfus sayımı, ISDN gibi “özel konuları”'nda politik olarak da ifade eden ve etkinliklerde bulunan Kırıcılar kulübünde ve diğer bilgisa- yar külüplerinde aramak gerekiyor bunları. Alman gençliği arasında dü- zenlenen bir anket şu sonucu vermiş- tir: “Bilgisayara ilişkin deneyim ne denli yoğunsa bunun mümkün so-' nuçları konusundaki tahmin (prog- noz) de o denli olumlu olmaktadır. Ne var ki, insanlar arası iletişim ala- nıyla ilgili olarak gerek deneyimli bil- gisayarcılar gerekse bilgisayar konu- sunda acemi olanlar aynı derecede olumsuz bir gelişme öngörmektedir- ler.” -Bılgısayarlarla düşüp kalkma- nın her şeyi toz pembe bilgisayar göz- lükleriyle görmeye yol açmadığına ilişkin çarpıcı bir işaret sayılmalıdır bu gene de- Sızlanma: * Gerçekten diğer çocuklardan farklı mı gelişiyoruz? Önce bunu belirleyin.

Bu sayıdan diğer sayfalar: