1 Kasım 1988 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 13

1 Kasım 1988 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sızlanma: e Aslında biz, bir oyunun içinde mi yoksa gerçek lııı atın içinde mi olduğumuzu gayet iyi belirleyebiliriz. lolan eylem midir acaba? Orada ha- yallerimle başbaşa kalıyorum denile- bilir. Örneğin, ister Hamburg'da ol- sun isterse Dresden'de aynı oyundan aynı zevki almak mümkün olsa ge- rek. Rambo konusunda ise benim kuşkularımın olduğunu söylemeli- yim. Bir de şu var: Acaba hiç kimse Rambo gibi ““oyunları”” programla- yan ve piyasaya süren insanların ka- fasında neler olup bittiğini sormuş mudur? Oyun eleştırmenlerının bir bölü- münde sadece şu düşüncenin kök sal- mış olduğu görülmektedir: “bilgisa- yarda bir kez oyun oynayan, Joys- tick'lerin başından ayrılamaz artık.'” Bilgisayar bağımlılığı mı demek olu- yor bu? Andreas şöyle diyor: ““Kü- çük kardeşimde ya da arkadaşlar mi- safirliğe geldiklerinde şuna tanık ol- dum ki, bunlar tek bir video oyunu- nun başında altı saat oturmayı ger- çekten başarabiliyorlar.”' Aynı du- rum daha kısa bir süre önce buna karşı çıkan kişilerin başına da gel- mektedir. ““O zaman onlar da oynu- yorlar ve bu işe tam bir hayranlık du- yuyorlar. Bu ilkin büyüleyici bir etki yaratmakta, daha sonra ise bu bağ- lamdaki engeller ve önyargı azalmış olmaktadır. O zaman öyle oluyor ki, onlar da dört saat boyunca bilgisaya- rın başında oturuyorlar ve ben bunu onlara söylediğimde: ““Ne? Bu kadar zaman geçti mi?”” diye soruyorlar. Bir uyuşturucu mudur video oyunu? Kötü, çok köt... Yoksa doğru değil Bu konuda bilim adamları pek çok gence sorular yönelttiler. Peki ne so- nuç verdi bu anket? Soru 1: ““Video oyunlarıyla oynamaya başladığında ne kadar süre oynuyorsun?”. Soru 2: ““Oyunu bırakmak zor oluyor mu se- nin için?” — 10 ila 12 yaşları arasındaki ço- cukların onbirde — 13 ila 14 yaşları arasındaki ço- cukların sekizde biri — Ve 14 yaşın üzerindeki çocuk- ların hemen hemen beşte biri birinci soruya şu yamıtı vermişlerdi: “Bilgi- sayarla genel olarak bir satten daha uzun süre oynuyorum.'” Oyun süresi: Artan eğilim. Oyun bağımlılığına mı işaret ediyor bu? — 10 ila 12 yaşları arasındaki ço- cukların üçte biri — 13-14 yaşları arasındaki çocuk- ların beşte biri — Daha ileri yaştakilerin altında biri ise şöyle yanıtlıyor ikinci soruyu: “Oyunu bırakmak zor geliyor ba- na.” Bu bağlamda sayılar konuya ken- di başına ışık tutmaktadır. Çocuklar daha büyüdükçe gerçi güdüsü azalmı- yor, ama sözde ““uyuşturucu''dan da- ha kolay kopabiliyorlar. Başta türlü ifade etmek gerekirse: İlk aylardan sonra gözleri hâlâ ekrana dönüşme- yenler daha sonra böyle bir durumla karşılaşmaktadırlar. Ve saatlerce süren ““Winter Games””' Joystick üzerindeki elde bir krampa yol açtığında insan şunu ayır- dına varıyor ki, en azından insan vü- cudu bitimsiz bir süre içinde oyunu sürdürememektedir. Ama eğer atış oyunlarının yanı sıra masum beceri oyunlarının, fantezi dolu serüvenle- rin ve spor oyunlarının da bulundu- ğu dikkate alınırsa, bu durumda ya- zılım arzının band genişliğinin *“Hal- ma'”'dan “Fulda-Gap”e varıncaya dek (sınırlı atom savaşı çerçevesinde bir zar oyunu) mevcut oyunlarınkin- den daha dar olmadığı görülmekte- dir. Böylece bilgisayar hobisine kar- şı yöneltilen üçüncü itiraza varılmış olunmaktadır ki, bu itiraz ikincisiy- le oldukça benzerlik göstermektedir. Bilgisayar oyuncuları topluluğu oyunların büyüsü altında bulunmak- Sızlanma: * Ne zaman bilgiıuycrın başına geçsek, hemen göıloriniıi bize dikiyorsunuz. Oynamadığımız zamanlar da var, değil mi? tadırlar. “Kırıcılar”” (Hacker) ise baş- ka cevizler kırıyorlar. Burada söz ko- nusu olanlar ““veri yolcusu”” Kırıcılar değil, araştırma ve endüstri alanların- daki bilgisayar merkezlerinin prog- ramcılarıdır. Bunları bilişim uzmanı Joseph Weizenbaum (sabık yalvaç, şimdi çölde yaşayıp insanları uyarma- ya çalışıyor) on yılı aşkın bir süre ön- ce şöyle betimlemişti: ““Onlar bir program üzerinde yirmi-otuz saat ve düşüp bayıhncaya dek çalışırlar. Ye- meklerini mümkünse çalıştıkları ye- Ayartıcı mı? © Seçkin Kişiler Yanıtlıyor: Bilgisdj 66 Bu makineleri nasıl kul- lanacağını belirlemek, in- sanın o andaki bireysel duru- muyla bağlantılı olarak kendi elinde. Çocukların ve gençle- rin bilgisayar kullanmayı öğ- renmelerini çok önemli bulu- yorum. Böylece anlamlı bir is- tihdam olanağı garanti edilmiş oluyor. Tek tehlikesi bilgisa- yarın oyun ya da çocuk oda- sında uyuşturucu haline dö- nüşmesi. 4 4 (Jürgen W.Möllemann, Eyalet Eğitim ve Bilim Bakanı) 6& & Arkadaşlar bana yardım ederler ve benim başa- rılarıma sevinirler, ayartıcılar ise “yazık ki göğsümdeki ikin- ci ruhu kurtarırlar'. Bugünkü donanım ve yazılımlar bu her iki işi de yapamıyorlar. Bilgi- sayarların uzun süre daha yoksun kalacakları bir şey var: Nezaket, ılıklık, gülmek ya da ağlamak. Ancak bu özellikler- de bir insanı arkadaş ya da ayartıcı yapar. 4 4 (Prof.l_Dr.Klaus Haefner, Bre- men Üniversitesi'nde Uygula- malı Enformatik Profesörü) 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: