1 Kasım 1988 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 40

1 Kasım 1988 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 40
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ana birimin dış kap, işlemci, RAM çipleri vb. öğeleri ile çevresel gereç- ler (yazıcı, disket sürücü, hard disk vb.) girer. Bu görev sırasında ataca- ğı adımları içeren bir iş yönergesine gerek duyar. İşte bu da yazılımdır. Programlar AMIGA'yı bir yazı ma- kinesi, bir müzik enstrümanı, bir elektronik dosya dolabı ya da bir oyuncak haline getirebilir. Donanım ve yazılımın birbiriyle uyumlu olma- ları gerekir. Bunlar beraberce böyle bir sistemin verimini, öncelikle de gü- cünü ve zayıf noktalarını oluşturur- lar. Yazı dizimizin bu ikinci bölü- münde, AMIĞA'nm donanım ve ya- zılımının yapılarını öğreneceksiniz. Burada özellikle üzerinde durmak is- tediğimiz konu, bu makineyi alışılmış kişisel bilgisayarlar kitlesinin dışına taşıran olağandışı özellikleri. Bu bölümün başlangıcında, birin- ci bölümde önemli bir rol oynamış olan EVA prensibine yeniden değin- mek istiyoruz. EVA prensibi, bir bil- gisayarın bir görevi yerine getirirken geçmesi gereken üç ana aşamayı be- lirtir: Giriş, işleme, çıkış. Geçen bö- lümde esas olarak bu iş akışının Mer- kezi İşlem Birimi'nin (CPU) yapısı üzerindeki etkileri anlatılmıştır. Bu bölümde, EVA prensibinin, bilgisa- yarın tüm yapısı üzerindeki etkileri- ni inceleyeceğiz. Yani bu bölümde, çipler ve devrelerden ziyade, ekran ve klavye gibi görünür ve dokunabilir kısımlar konu edilecek. AMIGA, hangi giriş türlerini tanıyor? GİRİŞ Bir bilgisayarda en klasik giriş ara- cı klavyedir. Zaten klavye, birçok bil- gisayar modelinde komutların ve ve- rilerin girilmesinde yararlanılan tek araçtır. AMIĞA gibi modern bilgisa- yarlar ise komut girişleri için daha başka gereçlerden de yararlanırlar, örneğin mouse (fare). Metinlerin ve verilerin girilmesinde ise AMIGA'da da klavye vazgeçilmez durumdadır. Klavye dört bölüme ayrılmıştır. Bunların en büyüğü, hemen hemen rakamları ve harfleri içeren bir dak- tilo klavyesine karşılık gelira. Bunun hemen sağında ok işaretleri taşıyan dört tuş vardır. Bu okların yardımıy- la, örneğin metin işlem programların- da kursoru hareket ettirebilirsiniz. Klavyenin en sağ kısmında nümerik tuşlar bloğu yer alır. Bu tuşlar, bir he- sap ya da bir muhasebe programın- da sayıların girilmesini son derece ko- laylaştırmaktadır. Klavyenin üst ke- narında ise üzerleri Fl'den F10'a ka- 40 ı P ju <e Parnt Bir grafiğin büyütülmüş kesiti, bilgisayar resimlerinin noktalardan oluştuğunu açıkça gös- teriyor. dar numaralanmış on adet fonksiyon tuşu yer alır. Bu tuşlar yardımıyla ba- zı programlarda önemli birtakım fonksiyonlar yalnızca tek bir tuşa ba- sılarak yerine getirilebilir. Özel fonksiyonların yerine getiril- mesinin bir başke yolu ise, kontrol se- kanslarından yararlanmaktadır. Böy- le bir sekans, kontrol tuşlarından bi- rinin (Ctrl, Alt, Esc, sol AMIGA ya da sağ AMIGA) ve klavyenin bir baş- ka tuşunun birlikte kullanılmasından oluşur. Çoğunlukla bu iki tuşa aynı anda basılması gerekir. Escape se- kansı bir istisna oluşturur. Bazı prog- ramlar bu tuşa basılmasından sonra bir komut moduna geçerler. Ardın- dan bir başka tuşa basılmasıyla da program fonksiyonu yerine getirir. Klavyenin içindeki elektronik sis- tem, bir tuş darbesini bir dizi elektrik sinyaline dönüştürür ve bu bunları klavye kablosu üzerinden AMIGA'- ya gönderir. Yazının geçen bölümün- de, bilgisayarın prensip olarak yalnız- ca sayıları tanıdığını öğrenmiştiniz. Harfler ve rakamlar da onun “anla- yışına”” göre, sayılardır (örneğin 65 sayısı A harfine karşılık gelir). Bilgi- sayar her tuş darbesini sayı olarak alır ve onu sayı olarak işler. Bazı tuşlar her zaman aynı sayı ko- dunu üretmez. Bu kod prensip ola- rak istendiği gibi değiştirilebilir. Pra- tikten bu durum özellikle ülkelere öz- gü karakterler için kullanılır. Örne- ğin Federal Almanya'da bunlar, a, ö, ü, ve diğer birkaç özel karakterdir. Türkiye'de ise ö, ü, ç, 8, İ gibi ulus- lararası klavyede bulunmayan karak- terler sözkonusudur. Eğer klavye Al- man ya da Türk karakter setine göre ayarlanmamış durumdaysa, ü tuşu- na bastığınızda ekranda 1 karakteri görünecektir. Bilgisayarımızın ikinci giriş gereci mause'dur (fare). Farenin üst yüzün- de, yazımızın ilerki bölümlerinde da- ha yakından inceleyeceğimiz, iki tuş vardır. Bu sırada bizim için daha il- ginç olana, farenin alt yüzüdür. Bu- rada bir lastik top yerleştirilmiştir. Fareyi düz bir yüzey üzerinde hare- ket ettirdiğimizde, bu lastik top dö- ner., Bir elektronik sistem, bu dönüş hareketini elektronik sinyallere dö- nüştürür ve merkezi birime gönderir. Fareye göre ayarlanrmış yazılımlar, bu sinyaller yardımıyla farenin han- gi yönde ve en ölçüde hareket ettiği- ni algılayabilirler. Bu bilginin ne amaçla kullanılacağı ise, prensip ola- rak o sırada kullanılmakta olan prog- rama bağlıdır. Bu sinyal çoğunlukla ekrandaki fare göstergesini (kursor) yönetir. Bu, ekranda görünen ve be- lirli fonksiyonları yerine getirmekle görevli ufak bir ok işaretidir. Bu ko- nuyu da ilerde daha yakından ince- leyeceğiz. Gerekirse fareden vazgeçilebilir. Bir ev bilgisayarında bir disket sürü- cüsünün bulunması ise adeta zorun- ludur. Bu gereç, programların ve ve- rilerin saklanması için kullanılır. Bir disket ilk kullanımından önce kulla- nılmaya hazırlanmalıdır. Bu işlem “formatlama” olarak adlandırılır. Disket, formatlandıktan sonra 880 KByte kapasiteye sahiptir. Bu da yak-

Bu sayıdan diğer sayfalar: