' Uhsali ve hassaları -ları da tatya ile temasa gelir. “içindeki — müvellidülma gider Perşembe Günleri Neşredilir. Haftada Bir Defa Muallim Sayfası Her Hafta — —- -— ——— Bu Sayfada: Yeni terbiye cereyanları - Büyük ter-“ | biyecilerin hayati - Türkiyede yenl | nazariyelerin — tatbikalı - Muallimlerin | dertleri- Yeni tecrübeler vesaire. | O — —HHHKX —- —— | İll_ımekteplerde Sınıfta Fen Tecrübeleri — Nasıl Yapılır? Müvellidülma - Hidrogen is- — Gazdır, hazit bir cisimdir, renksizdir, tat- yizdır, bilinen cisimlerin en hafi- Hdir, yanar. ( Müvellidülma - Su- doğuran ). Hidrogenin istihsali ve hassa- larının iraesi kolaydır. Evvelâ iki tane yarım litrelik — eamdan iki reçel kavanozu (Şekte bakımız ), bir gaz — mahsus — üstuvani şişe ( Şekle — bakmız ) tedarik ediniz. Kıpkır- lâmbalarına muzı kızartılmış bir çivi ile bir gişe mantarını yukarıdan aşaği deliniz (Delikli bir lâstik şişe Okapağı müreccahtır. ) Bu deliğe bir " yıcuna da bir lâstik boru geçiriniz, “Lüstik borunun açık tarafına, “ucunu İşpirto lâmbasının alevinde darlaştırdığınız bir küçük cam cam boru takınız. Bunun boru deha takınız. C lâstiğine, musluk vazifesini üzere P çamaşır mandalı tutturunuz. Camdan — bir bile ( Zıpzıp taşı), lâmba şişesinin içine konur ki bu, icabında şişe- nin boğum yerine gelerek sed- | dadelik vazifesini görür. Lâmba şişesinin içini, köhne bir çinko kaptan kestiğiniz parça- larla doldurunuz. Bu bulunmazsa, çivi, vida, tel gibi demir parça- olur; maamafih çinko müreccahtır. Bu şeyleri tedarik hususunda talebenin himmetine müracaat olunur. Bunlardan baş- ka toprak pipo, sabun, cam da lâzımdır. B tapasını şişenin — ağzına geçiriniz ve şişeyi kavanozun içine koyunuz, kavanozun üçte ikisini su ile doldurunuz. Mantarın şızın- | tıya meydan vermemesine dikkat ediniz; bunun için biraz parafin veya kırınızı mum kâfidir. P mandalınında metanetine dikkat ediniz. Şimdi ( Gazojen ) hazırdır. Muallim daha evvelden hamızı — kibrit ile kesif hamızı klorma almış olmalıdır. Hamızı kibriti ihtiyat ile kullanmalıdır. İşte tecrübe başlıyor: Hamızı, yavaş yavaş kavanozdaki suyun için dökünüz, (Takriben 4410 nisbetinde hamız ). sonra P çama- “gşir mandalını açınız, mayi hannz lâmba şişesinin içinde yükselir ve Asidin serbest kalır, ve T V borusunun içine girer ( Müve''dülma renksizdir, kokusuzdur, isızdir? tekrar P mandalmnı - sıkıştırınız, mayi hbamızı, gazin tazyikile geri ve tutya — ile — alâkası kesilir. Bu esnada talebeden - biri, bür bardağın içinde sabunlu su hazırlar ve pipo ile köpükten yuvarjaklar yapmıya çalışır. En yukardaki T V cam boru- sunü kaldrınız, yerine pipoyu koyunuz, mandalı her açışınızda yukarı çıkan müvellidülma, pipo- aün ucunda sabun köpüğünden salonu dol-urur. ll : Şimdi Başka bir talebe, elindeki yanmış mumla çıkan balonları yakmıya — çalışır. Müvellidülma yanıcıdır. Sonra köpük balonlar- dan birini hava ve müvellidülma ile şişiriniz. Bu balonu yaktınız mı, gürültü ile patlar. Hava mü- vellidülma ile patlayıci bir unsur vücuda getirir. Pipoyu kaldırınız. TV cam borusunu tekrar yerine İgeçiriniz. Kavanozun içinde hava bulunma- dığı için, cam borunun ucunu, patlamak korkusu olmadan yaka- bilirsiniz. Burada sarımtırak kü- çük bir alev peyda alür. Bu yanan müvellidülhumuza ile bir- leşerek su buharı vücuda getiren müvellidülmadır. Böyle olduğunu anlamak için bu cam borunun üzerine başka bir kavanozu ter- sine tutunuz bu kavanuzun cidarı terlemiye başlar. İşte bu sudur. Müvellidülmanın harareti çok- tur. Bir cam borüyu müvellidül- manın alevine tutarsanız, — derhal erir. Ortası erimekte olan cam boruyu iki soğuk ucundan ( Cam harareti nakletmez ) çekerseniz, içi boş bir cam iplik vücuda gelir. Bu kıl gibi ince boruyu da ( Asarı şariye ) hâdisesini göster- mek kullanırsınız: Bu borunun ucunu bir suyun içine batırınız, | suyun boru içinde yükseldiğini görürsünüz. | 4 ileştirme “SAYFASI İlk Mekteplerden Gaye İlk mektepler talimatnamesinin ikinci maddesi, ilk mekteplerin gayesini şu iki fıkrada topluyor: (A) İlk tahsil çağında bulu- nan çocukların bedence ve ruhça | en salim itiyatlara sahip olmalarım temin edecek bir muhit içinde en lüzumlu bilgileri ve maharet- leri kazanmaları; (B) Genç neslin mektebe ilk girdiği günden itibaren içtimal kudret ve kabiliyetçe müterakki bir inkişafla yetişerek milli ce- miyete ve Türk Cümhuriyetine ruhan ve bedenen €n faydalı bir tarzda intibak etmiye azami ehliyet kazanması. Birinci fıkra, mekteplerin her vakit yapmaktan geri kalma- dıkları bir iştir; zaten birçok kimse, hatta ebeveyin bile mek- tebin birinci fıkradaki gayesini düşünür de mektepten onu bek- lerler Halbuki ikinci fıkra çok daha ehemmiyetlidir; çünki ç- cuğu “mekt:be ilk girdiği gün- den itibaren içtimai küdret ve kabiliyetçe müterakki...,, yetiş- tirmeyi istihdaf ediyor. Ebeveyn çocuklarına verdik- leri terbiyede ancak — muaşeret edepleri meselesinde - o da bir dereceye kadar - içtimai olabi- liyorlar. Asıl Milli Cemiyet onlarca mücerret bir mefhumdur. Onun içinde yaşadıkları halde, “derya içinde oldukları halde deryayı bilmiyen balıklar gibi,, milli cemiyeti — bilmiyorlar. - Bil- meyince de onda bu içtimal ter- | biyeyi temin edemiyorlar. Hatta bazı ebeveyn çok hotbin olduk- ları için, çocuklarında milli bir mefküre teşekkül etmesine karşı dahi kayıtsız bulunuyorlar. Bunu nazarı dikkate alan devlet, Mürli Cemiyete ve Türkiye Cümhu- riyetine intibakı, ilk mektepler için bir gaye yapıyor. Şu halde bu terbiye, yani çocuğu içtima- ve millileştirmek işi münhasıran muallimlere düşüyor. Çocuklar Okumağa Alışmalı < Çocukları okuınığa alıştırmak çok ehemmiyetli bir iştir. Bu, pek g!içük yaştan itiyat ettirilmelidir. İstanbulda sayısı şöyle ini ancak bulan Rus mültecilerinin okuma İi böyle iki ptilâsını gördükçe giıpta ediyoruz. Bir Rus şoför, müşteri beklerken boş durmuyor, hep okuyor. Beyoğlunda yalnız Rusça kitap satan iki üç dükkân var; bundan başka Ruslar, ellerine geçirdikleri kitapları biribirine — vere- rek istifadelerini artırıyorlar. Bugün asıl Rusyadaki Ruslar da çocukları okumuya alıştırmakta seleflerini geride bırakmışlardır. Çocuklara mahsus kitaplar nekadar çoksa, okunacak yerler de okadar çoktur. — Resmimiz, Moskovada basma fabrikasına mülhak mütelea ıılo:_ nunda kendilerine göre kitapları okuyan çocukları gösteriyor. T Japonya Mekteplerînd; ayene L Japonyada tıbbi muayen Tokyoda açılan (açık hava mek- tebijndeki bir sınıfın küçük ta- lebesinden bir grup. artıyor. Bunları besliyecek yerle- re ihtiyaç var. Mançuri istilâsının esası buradan geliyor. Japonlar istilâ etmekta ol- odukları mümbit Mançuriye ber an artmakta olan halkı yerleş- tirmek istiyorlar. ) Nasıl ponyada kızların atletik kabiliyetleri muayene edilmektedir. kızlarının bile ne kabiliyetlerle yetiştirilmekte olduklarını gösteren bu resim, ibretle temaşaya değer, keyfiyeti bu suretle takviye olunan bir millet, kemiyet üzerine daima galiptir. , j Japonyanın daima artan halkı: Japonya halki mütemadiyen | Mekteplerde Tıbbi Mu- Nasıl Yapılır? - 5 ö Slk ' ll y Japon Muhbhaceret şeklinde değil d temellük edilecek yerlere yerleş | mek şeklinde bu işi yapıyorlar. / Sınıfta Kış Tetkiki Yapılır ? İlkmekteplerin müfredat pro- gramında hayat bilgisi dersleri- nin birinci sınıfa ait (kış) faslın- daki şu fıkraları dikkatle gözden geçirelim: “30 — Kış hayvanlar nasıl | yaşarlar? Evlerimizdeki hayvanlar: | Köpek, kedi, fare., Kırlardaki hayvanlar. Kuşlar ve — kuşlara merhamet, : 31 — Kışın açıkta — çalışan insanlar (muhite göre): kayıkcı- lar, gemiciler, amele, polis, bekçi. Bunların çalışmasından bizim ka- zandığımız rahat. İnsanların biri- birine yardımı. 32 — Fakirler ve kış: Has- seten fukara çocuklar, lüstracılar killeri.,, imdilik şu fıkraları -tetkik ile iktifa edelim. , “Kış hayvanlar nasıl yaşar- lar?,, suali, bir müşahede telkın “yorlardı? Bunu o vakit müşahede ve tetkik etmiş olmamız lâzım- dır. Hayvanlar var ki ehlidir; Kimi evlerimizin içinde, kimi hususi yerlerinde, tavla ve ahır- larında, yahut ağıllarında yaşar- lar. Daima gözümüzün Gnünde oldukları için bunları hep biliriz, fakat bilişimiz ekseriya dikkatli müşahedeye istinat etmez. Gayriehli hayvanlar da var: Bunların bir kısmı — doğrudan doğruya müşahede — olunabilir: İklimimizde yaşayan kuşları az çok yakından tetkik edebiliriz: fakat bir kismım, canlı olarak ve saire. Fakirlere yardım şe- ediyor. Sonbaharda nasıl yaşı- | müşahede etmemiz kabil d dir. Avcılık suüretile elde edil- seler bile, ölü olurlar. Mamafih ölü hayvanın —müşahedesi de, canlısı hakkında oldukça sahih bir fikir verebi'ir. İşte iki gündür kar yağıyor. Kar yağarken ortada hiçbir kuş sesi — işidilmiyor. Lâkin — deniz kıyılarında martiler acı acı bağer rarak uçuşuyorlar. Karabataklar da denize dalıp çıkıyorlar. İ.= bu kar, bu korkunç tipi, bı hayvanları da iyi bir — surette tetkik etmiye müsaade etmiyor.. Dün hava açık iken uçuş- tukların — gördüğümüz — kuşlar, şimdi ne oldular? Acaba soğu- tesiri altında öldüler mi? oksa kuytu yerlere gizlenerek, fırtınanın geçip — gitmesini ml bekliyorlar? — Bunu — öğrenmek merıılı birşey değil mi? O halk- de, bu yavrucukları aramak edebileceklerimiz, ötekilerin de ne halde yaşadıkları hakkında Programa yalnız göz gerde rerek şifahi bir surette kuşlardan bahsetmek, — programın — murat ettiği tetrisatın tamamile hilâfına harekettir. Maksat, kuşların bu yeni cevvi şartlar altında hayat- İarını nasıl tanzim ettiklerini müşahede ve tetkik etmektir. Bu mlüşahedeyi, — çocakların defterlerine de — kaydettiklerini, altına edindikleri fikirleri de yazdıklarını görmektir ki asıl ted- risten matlup olan gayedir. *ı İ