18 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

18 Şubat 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

x— ' Şubet Siyaset Âlemi ;ransız Kabinesi Nasıl Düştü Ve Ne Olacak? Paris 17 — Âyan Mecli ekalliyette kaldığı ,için Lı!ei::“:= Laval — kabinesinin yerine bir rtu, Bonkur veya Alber Sarro kabinesinin gelmesi ihtimallerin- den bahsediliyor. — Reisicümbur M. Dumer müteaddit defalar bir temerküz kabinesine taraltarlı: Em ima ettiği için yeni hükü- het teşekkülünün bu mahiyette Olması ihlimali de vardır. Fakat lıer!ııH_.ı iktidar — mevkiine ge- etek kabinenin bir sol cenali ü:mıı;ludı;(lmuı ihtimali kuvvet- lir. ikal alistlerin böyle bir şahsiyete .::rıleftt etni;ı— ri zannı mevcüutlur. Mab'usan — akseriyet grupu 150 kadar meb'usun - iştirakini toplanmış, ııl:l.. bl:l:: siyasetin- ilbam a herhangi İ l::lınte Rî;ıt reyi verme- yi kararlaştırmışlardır. M. Frank- t:n-nuyyuıı bu karara iştirak =e.—.7aı. Çünkü o, Bonkurden grupuna kadar gidebile- Gek bir bükümet heyetine taraf- =ı. Reisicümhur, Âyan ve Meb'usan ve sair reislerile temas ıtnılnodir.mp İngilizlerin Mütalsası Londra, 17 — Matbuat, Fran- sadaki kabine buhranının mun- dahilit siyasetten ileri geldiğini ve bu lı?kümıüıı hari- H siyasetinde bir değişiklik ol- Muyacağı kanaatinde bulunduk- larını yazıyorlar. Manmafih Deyli Heralt, bu anın beynelmilel vaziyette bir " devresi vücuda gelire- w yazmaktadır. Diğer v Züzeteler ise birçok beynek milel meselelerin görüşüldüğü şu sırada böyle bir buhranı tees- Süfle karşılamaktadırlar. » Sol Cenahçılar Ne Diyor? Paris 13 — Sol cenah mat- buatı, nezareti altında bitaraf bir intihabat bir hükümetin ik- tidar mevkiine gelmesini iste- Mektedir. - Âyan ve meb'usan reisleri buhran hakkında bir tahminde bulunmak mümkün olamiyacağını Söylemişlerdir. Hindistanda Afridilerle Mü- sademe Olmamış Londra 17 — Afridilerle İn- Kiliz askerleri arasında şiddetli Müsademeler oldı dair h' İ:ı'lu (e=. edilıekçl: ı:.."'"""' sökün —hüküm kaydolunmaktadır. Bombay 17 e Galllsin tdle | | eee SON POSTA Fransız Kabine Buhranı Ve Tahminler Sabık Yunan Kıralının Bir Beyanatı Fransız Harp Bütçesi Fazlalaştı Paris 17 — Harp bütçesinin mazbata muharriri olon Buyyu - Lafon raporunu - bitirmi Bua bütçede ana vatan ordu tal e ti (394,140,000) dır. " Deni; Mmüstemlikeler içinde (133,1 franktır. Bu bütçede geçea mali seneye nazaran fazlalık askeri tensikata ait kanunların tatbikine girişilmesinden ileri ge- liyor. Rapor, Fransız askert teşki- lâbmı ancak şimdiki ihtiyacına tekabül eder görmektedir. Mev- cut asker miktarı da ( l”zıbin olarak — gösterilmektedir. Harp hıııileri tonajı ise (610 ) bindir. lazbata muharriri, diğer devlet- lerin askeri ti tını da tetkik etmekte ve Almanyanın askeri teşkilâtına yardım etmekle İsviçre veç, Felemenk ve Sovyet Rus- yayı itham eylemektedir. Rapor. ayrıca, İtalyan askeri teşkilâtile de yakından alâkadar olmaktadır. Alman Borsaları Açılıyor Berlin, 17 — Prüsya Ticaret Nazırı, borsaların açılmasında bir mahrur olmadığını, fakat faali- yetlerin tescili için henüz emir vermediğini söylemiştir. Şimdiye kadar borsaların açılmasına Ra- yıkhşbank —muhalifti ve bundan vazgeçmişlir. Amerikanın Ticareti Vaşington 17 — Amerikanın kânunusanideki ihracatı takriben (160) milyon, ithalâtı ise (136) milyon dolara baliğ olmuştur. 1931 rin ayni ayında ise bu miktar ithalâtta (183). ihracatta (249) milyon doları bulmuştu. besi ve bir İngiliz Amiralının kızı olan Mis Slodenin İngiltereye gön- derilmesi hukuki noktadan müm- kün olmamaktadır. Çünki bu kadın İngiliz tabii- yetini terketmiştir. Onun için kendisine, Gandinin Ahmedabat- taki eski ikametgâhına gidip orada —oturması — emredilmiştir . Kadının bu emre itaat edeceği zannolunmıyor. * Patna 17 — Kıyamcılar, bir hâkim ile 33 polis memurunun bulunduğu — bir - polis mevkiüne taarruz etmişler, (8) Hintli ölmüş, beşi yaralanmıştır. Hâkim ile yir- mi dört poliste hafif surette ya- ralanmıştır . EBI TEFRİKAMIZ : 36 AÇLIK ğ Müellifi: Knat Hamsun n'_'h Mesele de bu idi. Fakat bu ir beni uçsuz bucaksız rahat- ti ediyor ve uyumama — mani :!"y"î bu madir kelimenin hiç İT Manası hoş gelmiyordu. s'_'“ tekrar — oturdum, başımı 1 elimin arasına aldım ve söy- dim: Hayır, işte imkânsızlık ada, ona “Muhaceret,, yahut Tütün imalâthanesi , manasını Vermek olamaz ! Bu çeşnide bir #eyler ilade etseydi, mesliyeti üme alarak çoklan bu mana- da karar kılardım. Hayız, haki- Üle, kelime Ruhi bir şoeyler, | | | Mütercimi: P. S. bir his, bir ruh haleti manasını ifade ediyordu... Bunu anlıya- maz mıydım ? Ve Ruhi büirşey bulmak için hafızamı deliyordum. O vakit bana öyle geldi ki biri konuşuyor, benim — muhavereme karışıyor, ve ben de pürtehev- wür cevap veriyorum: Ne buyur- dun? Hayır, senin aptallıkta bir eşin daha yoktur. * Örülecek yün,, mü? Haydi defol oradan ! *Örülecek yün,, manasından nef- ret ettiğim halde nasıl olur da buna “örülecek yün,, diyebilirim? Kelimeyi icat eden bendim ve Bir İngiliz gazetesi, tahdidi teslihat konferansını şu resimle temail etmiş ye ortasına bir istifham İşareti koymuştur. Vaziyetin veciz bir ifadesli olduğu İçin dercediyoruz. Sabık Yunan Kıralının ÂAtina 17 — Sabık Yunan Kıralı Yorgi, bura gazetelerinden birine beyanat vermiştir. Sabık Kıral, bu beyanatında, intiha- batta muvaffak olacak bir fır- kanın yardımı ile Yunan tahtına çıkmayı kabül - etmiyeceğini, bu takdirde o fırkanın Kıralı ola- “İ":lı : fırka llkhdın'n—'k bırakınca mevkiinden a) i ğini ıöyleııi:tnîr. Siyııîlıpmıtî—î.ı-_ Sabık Kıralın, halkçılar fırkasının intihabattaki — vaziyetini kolay- laştırmak için bu beyanatı ver- diğine kanidir. Atina Borsası Da Açılıyor Atina, 17 — Hlküınet. Atina borsasının birkaç gün için açıl- masına müsaade (etmiye karar vermiştir. Bunun sebebi, Atinada bulunan beynelmilel milit komi- tenin borsadan Âtina istikrazına ait tahvil tedarikini temindir. Çünki bu istikraz ve tahvilk- ler imha edilecektir. Irak Başvekili. Londrada Londra 17 — İrak Başvekili Nuri Paşa dün öğleden sonra buraya gelmiştir. İrak — Petrol havzasına ait meselelerle meşgul olacaktır. ona herangi bir mana vermek benim kat'! hakkımdı. Henüz kararımı vermemiştim,bileyim ki... Fakat gitgide beynim bulanı- yordu. Nihayet musluğu aramak için yatağın altına atladım. Ha- raretim yoktu, fakat başım hum- ma içinde idi ve şiddetli bir su ihtiyacı, insiyaki bir ihtiyaç du- yuyordum. Suyu içtikten sonra tekrar yatağa girdim ve bütün kuvvetimle uyumıya karar ver- dim. Gözlerimi kapadım ve ken- dimi rahat etmek için zorladım. Birkaç dakika biçbir. hareket yapmadan uzanıp kaldım, vücudü- mü ter kapladı ve damarlarımda kanımın çarptığını hissediyordum. Fakat olur şey değildi, külâhın içinde para araması çok tuhaftı | Hem bir defadan fazla öksür- İl's;âan_şol Meclisinde Gürültüler Saragos, 17 (İspanya) — Grev- cilerle polis arasında bir müsa- deme olmuş, bir saat devam etmiştir. Bir sivil ölmüş, üç muha- fız tehlikeli surette yaralanmıştır. Madrit, 17 — Korteslerin (Meclisi Meb'usan ) dünkü celse- sinde bazı şiddetli hâdiseler ol- muştur. Bu hâdiseler, birkaç zamandanberi — görülen — noktal nazar - ihtilâflarının birden bire son derece şiddetlenmesi üzerine çıkmıştır. Sebep te (Ebr) su işleri konfederasyonu münasebe- tile verilen bir takrir olmuştur. Sosyalist meb'uslardan Algora Radikallere hücum etmiş, bunun üzerine küfürler teati edilmiş, yumruklar sıkılmıştır. Bir. kavga olmasına ramak kalmıştır. Her iki tarafında münakaşayı terke müte- mayil olması koridorlarda bir hâdise a alâmet addedilmektedir. -— TAKVİM —— 1 PERŞEMBE | Gün 18 - Şubat - 932 — Kammli Arabi Ruml Mi - Şevval - 1350 İs>Şubat - sanl - 1348 Vakit JEzant | V. tt Vakit ııııııv. & Günceş (. 7 ) $3| Akşam |12. — (17. 6 dlız. 28| Yatsı | )ıııı Tikindi | 9. sölıs. ) Smmsak İlL 285 Öğle medi. Acaba yine oralarda dönüp dolaşıyor mu diye kendime s0- ruüyorum, — Sıramın üstüne otur- muşsa?. Mavi sedef.. Gemiler.. Gözlerimi açtım. Uyuyamıya- cak olduktan sonra gözlerimi kapalı tutmanın ne faydası var? Ve ayni karanlıklar, müfekkire- min ihata edemeden karşısında boynunu eğdiği ayni siyah ve uç- suz bucaksız ebediyet etrafımda hüküm sürüyordu. Bunu neye kıyas - edebilir- dim? Bu karanlığı tarif edebi- lecek kâfi derecede siyah bir kelime bulmak için en ümitsiz cehitler sarfettim, öyle korkunç siyah bir kelime olsun ki telâffuz ederken ağzım kapkara kesilsin! Allahim! - Ortalık ne - karanlıktı! | Ve işte şir.di de beni bekleyen Sevgiye İzzeti Nefsi Karıştırmak Hüsran Doğurur Bir karilm bana, mühim bir dertten - bahsediyor. Umumiyet itibarile bir memleket zihniyeti- ne işaret ettiği için dikkatle üze- rinde durulmıya değer. Bu kari- min ifadesine göre kendisi orta hallidir, kimseye muhtaç değildir. Mutavassıt bir serveti — vardır, kazançlı bir mücssesenin başında- dır. Bir müddet evvel sevdiği bir kızla evlenmek istemiş, fakat bu arfusunu izhar etmiye bir türlti cesaret edememiştir. Sevgisi da- ima içinde kalmıştır. Çünki kızın ailesi, kızlarına talip olacak adamın şöyle zengin, böyle mükemmel!. — olması lâe Zimgeldiğini işaa ederek et rı'f.:'ı gözünü korkutmuşlar. Bu balâpervazlık — önünde ce- saareti kırılan kariim de sev- ü kızı iyem fakat bit gön kızın n İddlklarin kiç te münasebeti olmıyan bir adama verildiğini görerek derin bir inkisara uğramış. Diyor ki: *“Ben bu kızı, d= doğrusu kadını hâlâ seviyorum. Kocasile bahtiyar olduğunu zannettirecek ortada esbap ta mevcuttur. Fa- kat ne yapayım ki kalbime ve hissime hâkim olamıyorum. Muhakemesi ve mantıkı ye- rinde bir adam olduğumu zan- netmekliğime rağmen muhakeme ve mantıkla kendimi idare ede- miyorum ve mütemadi bir yeis içinde yaşıyorum. ,, Bu kariim, hem cesaretsizli- ğgine, hem de bu memlekette mevcut ve herhalde çok fena olan bir zihniyete kurban gitmiş- tir. Eğer o, evlenmek meselesini bir izzeti nefis işi yapmasa idi de açıkça kıza talip — olsa idi, belki bugün mes'ut bir insan olacaktı. — Fakat her hangi bir ret cevabı. - karşısında kalmak korkusile ve bunu nefsine yedi- remiyeceği — zehabile bu adımı atamamıştır. Demek ki vaziyet- ten mesul olan yine kendisidir. Fakat ailelerin şu veya bu iddia- larla şu veya bu muhtemel talibi kaçırmalari doğru değildir. Ben, bizzat, buna benzer birkaç vak'a bilirimfki kızı alacak adamın onu hususi bir otomobil ile evden çıkarması lâzım gelece- ği söylenirken en vazi insanlarla evlenmesine muvafakat edilmiş- tir. Ne yapalim oğlum, olan ol- muş, kuş kafesten uçmuştur, ken- dini teselli etmekten başka çaren yoktur, diyeceğim amma ona da dilim varmıyor. Duygunu tama- en du; : men yuyorum. H b5 limanları, gemileri, siyah —cana- varları düşünüyorum. — Bunlar beni — yalayacaklar, yutacaklar, beni esir edecekler ve dağların, denizlerin ötesine, hiçbir insanın görmeaciği karanlık diyarlara gö- türeceklerdi. — Kendimi — kıyıda, suyun üstünde, bulutların arasın- da iniyor, iniyor, iniyor sanıyor- dum.... Boğuk — bir çığlık, bir ıstirap çığlığı — koparıyorum ve yatağımı yakalıyorum. Tehlikeli bir seyahat yapmış, havalardan bir paket gibi aşağı yuvarlanmıştım. Elimle sert yatağa — dokununca ne selâmet! Kendi kendime, işte insan böyle ölür, dedim, ölecek- sin! Kısa bir müddet bunu dü- şündüm: Ölecektim. Bunt rine — yatağıma — oturilun ( Arkası var ) üze- ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: