18 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AAAT Ka —a 4 5- ——— SON POSTA TEMMUZ 1914 Üm Nakleden : — Kızım Doktor: Semi Ekreme — Harp kredisine rey veren her ferdin bearp mes'uliyetinde ve harp hecdefinde hissesi olmak tabiidir. Buşün başvekilden hiç- bir futuhat, ilhak fikri mevcut olmadığına dair taahhüt almak lâzımdır; o buna yanaşmıyacak, biz de bilmukabele krediye rey vermiyeceğiz. Bu cereyan halkı | tenvir için İâzımgelen belâğati | baliğan ) haizdir.., * Münakaşa — saatlerce — sürer. ÂAkalliyet ayrıca rey vermeyi düşünür; fakat bu da fırkayı şafa sevkedecektir. İki müminler #lemi ayni akide altında kalmıya cehteder. Altmış sekize karşı on dört rey. Biyasette — bulunan — Haaz kazibata rizyet, ve burada mu- halif kaldığı beyannameyi Ra- yiştağda tervicen okumayı ka- bul eder. Ekalliyet şu cümleyi ilâve ellirmiştir: *Harp fütuhat harbı olur olmaz, en şedit bir surette harbe karşı harp edeceğiz. , * Sulbhçular dünyasından çıkan en son ses budur. Bu beyanname daha o akşam Başvekile güs- terilir. Başvekil o — takyidi cümlenin — kaldırılmasını — ister, mülâkat —hususl — mahiyettedir, cümlesi silinmiştir. Alman sosyalistleri bu hare- keti ecnebi memleketlerde öyle bir hayret celbetmiştir ki, fırka- 'nın Bükreşte çıkan bir gazetesi, | tarihten batta bir hafta sonra o havadisin yalan ve — musanna olduğunu ve Viyanada çıkan Arbeyter Çaytung önünde beyan- nâmeyi neşreden bir Berlin ga- zetesi bulunduğu halde ondan alayla — bahsediyor ve hükümet gazetelerinin ne derekeye düştük- lerine bunu istişhat ediyordu. df Viyanada fırka daha zayıftı, çünki ancak bir milyon müntehi- be istinat ediyordu. Binaenaleyh fikirlerde çok çabuk tebeddül husule gelmiştir; bir derecede ki hükümet gazetelerine şu fıkrayı koydurmada beis görmemiştir: * Emin membalardan alınan haberlere göre memleket dahi- linde ammenin emniyetini vahim bir surette tehlikeye — maruz bırakan bir çok millet unsuru bulunuyor.Binaenaleyh hükümetin bilcümle kuvvetleri bu —muzır kimseleri kımıldamıyacak — hale sokmak üzere her türlü münasip tetbirleri ittihaz etmiye — davet olunur. Bu bapta malümatı har- biye nezaretinde inzibat dairesine iblâğ olunabilir. ,, ÂAvusturya sosyalistleri Kont Berhtoldun — tahrikâtına karşı on beş gün karşı koydular, Şimdi — tarihin tunç sesini işi- diyorlardı: — Perde — kaldırılıp atılmış, Çar siyasetinin namert oyununu ortaya atmıştı|.. İleri gelenlerin hakiki hissi- yatı son — müstehzi cümlelerde görülür. Berlinde harp tahsisatı kabul umi Harp —Ü00 — Meşhur Fransız sosyalisti Jan Joresin heykeli önünde kardeşi Âmiral Jores nutuk söylüyor edildiği gün Viyanada Arbeyter Çaytung Almanlık fikriri gurur verecek surette en yüksek teza- hürü olarak — telkip ediyordu. Budapeştede, Prağda, Lâmbergte, Klayenfurtta, Avusturya sekenesi Nasıl Patladı ? Avusturya Sosyalistleri Kont Berhtol- dun Tahrikâtına 15 GünKarşı Koydular arasında ayni zihniyet hâkimdir. y Sebep? Avrupa hükümetleri ahaliyi aldatıyor. Bunu beş ka- bineden üçü hakkında vesikalar- la ispat etmek kolaydır. İngilterede (an'ane ) böyle halkı aldatmak şaibesinden mü- nezzehtir. ve nazırlar üzerinde Avam kamarasının icra ettiği kon- trol bunu (mümteni) bir halde tutar. Her lâzım olan vesikayı iste- yerek veren İngiltere hükümetidir; diğer üç İmparatorluk infisah et- miş, ve herşey marazı vaziyeti ortaya atmıştır. Bu vesaik İngilterenin kadim prensiplerine sadakatini göster- mektedir. 1914 ağustosunda neş- redilen mavi kitapla 1929 sene- side neşredilen vesaik mecmuası münderecatı —arasındaki — sarih farkların — bir tasnia müstenit olmadığı — barizdir. — İbhamlar vardır, Fakat hiçbir tarafta bun- lar kat'i değildir. Tabit noksanlar- da vardır, fakat bunlarda İngiltere- nin lehine hareket maksadı görül- memiştir. ( Arkası var ) Suriye Mektuplğrı Halepte Pislik Hemen Her Şeyden Fazladır Halebin umumt görünüşü ve meşhur kalesi Halep (Hususi)— İskenderon- dan başlıyan yolu otomobilimiz 40 - 100 kilometre sür'atle geçi- yor. İskenderonun mütbiş fırtına- sını karlı tepelerin ve dağların arkasında bıraktık. Belen, Kırkhan kasabalarını geçiyoruz. Bir sathı mail üzerine yeni tesis edilen Kırkhan ma- mur ve küçük bir kaymakam- hk merkezidir. Şehrin birkaç sene içinde çok terakki ve inkişaf edeceği anlaşılıyor. Eski ve klâ- sik bir köy olan Reyhaniyeyi de geride bıraktık, Arap köyle- rini geçiyorduk. Sokaklarda ça- cuklar oynaşıyor, Arap kadın- ları — ellerinde — testilerle — dola- şıyorlardı. 30 kilometrelik mesa- feden Halebin tarihi ve maruf kalesi görünmiye başladı. Halebin sokaklarında sel gibi akan halk, soğuğun tesirile ola- cak, koşarcasına yürüyorlar. Meş-« hur Halep kalesinin en üst nok- tasına kadar tırmandım. Buradan şehrin garp tarafında kalabalık bir insan kümesi görünüyordu. Halk toplanmış, bir. cenaze mü- nasebetile hükümet aleybine nü- mayiş yapıyorlardı. Etrafı ufak tepelerle çevrilmiş ve çukur bir yerde kurulmuş olan Halep şeh- rinde Beleciyenin gayrifaal bir halde olduğu anlaşılıyor. Dirhemi eksik teraziler, pis sokaklar, sih- hat kaidelerine Tiayet etmiyen dükkâncılar kontroldan azade- bir halde... Kalenin garbinde inşa edilen hükümet binasının inşaatına üç senedenberi devam ediliyormuş, İstasyon caddesinde de yeni ve modern tarzda binalar yapılmış ve yapılmaktadır. Halebin iktısadI vaziyeti Tür- kiye ile kıyas kabul etmiyecek derecede ğoıuk. Bu sene hubu- batın İyi olmaması ve iktısadi buhran halkı #sefil bir halde bırakmıştır. Hükümet aleyhine tertip edi- ? rette telâfi ÂYE Bu Sütunda Hergün ——— Yazan: L. Pirandello Tercüme eden : Ş. Talip Giacomino, İyi Diişün! E gel Profesör — Agostino Toti üç gündür, evinde, artık müstehak olduğuna hükmettiği o rahat ve huzuru, o neşeyi bulamıyor. Hemen hemen yetmiş yaşın- dadır, ona güzel bir ihtiyar da denemez: Kısa bir boy, boyun- suz, iri ve saçsiız. bir baş, iki kuş bacağına benzeyen bacaklar üzerinde — gayrimütenasip — bir vücut... — Evet, evet: — Profesör Toli bunu iyi biliyor ve bunun için de, henüz yirmi altı yaşını bitirmemiş — olan güzel küçük | karısının onu o halile sevebile- ceğini aklından bile geçirmiyor. O, onu fakir bir halde aldı ve yükseltti, doğru: Lise hademesinin kızı, yakında dolgun bir tekaüdiye ile istirahate çekilecek olan ulümu tabiiye mualliminin zevcesi oldu; bundan maada profesör iki seneden beri zengidir de. Hiç düşünmediği bir zamanda, gökten yağan kudret helvası gibi, uzun senelerden beri Romanyaya hicret etmiş olup arada varissiz öÖlen bir kardeşinden ona iki yüz bin lirete yakın bir miras geldi. Maamafih Profesör Toti bütün bu sebepler dolayısile evde ra- hat ve huzura ve neşeye hakkı olduğunu iddia etmiyor. O filo- zoftur: Bütün bunların genç ve güzel bir zevceye kâfi gelemiye ceğini biliyor. Bu para evlenmeden evvel geleydi, o zaman Maddaleninadan biraz sabretmesini, yani ihtiyar bir adamla evlenmekle yapmıs olduğu fedakârlığı başka bir su- etmek için ondan, kocasının artık uzak — olmiyan ölümünü beklemesini istiyordu. Fakat maalesef bu iki yüz bin Hliret gel geş, izdivaç- tan iki sene sonra geldi... ki profesör Toti karısına bir gün bırakacağı - tekaüdiyenin — onun yaptığı fedakârlığı telâfi ve taz- mine kâfi gelemiyeceği hakikatini esasen anlamış ve filozofane bir sürette bu hakikati kabul etmiş bulunuyordu. İşte evvelce herşeye müsaade etmiş bulunduğundan şimdi bu mühim mirastan sonra profesör Toti artık evinde biraz rahat ve suküna, biraz neşeye her zaman- dan ziyade hakkı olduğuna hük- mediyor . Şunuda unutmamalı ki, hakika- ten doğru ve namuslu bir adam olan ©o - yalnız karısına iyilik etmekle iktifa etmedi... Onu da, evet, o iyi talebesini, lisedeki —len bir nüı—ıîyiıte müsademe neticesinde maktul düşen bir Va- taninin cenaze merasimi 15 bin halkın iştirakile muazzam bir şe- kilde yapıldı. Mezarlıkta hararet- l nutuklar söylendi, Vataniler, çok kuvvetli, kadın ve çocuklar da dahil olduğu halde ekseriyeti teşkil ediyorlar. Münevverler yüksek aileler ve yerli Araplar hep Vatani tarafta- rıdır.. Konuşurken, bir Vatani: “Vatan uğrunda ölüm bizim için bir saadettiri, diyordu. Şimdiki vaziyette halk filen sükünet için- dedir. Burada yeni siyast bir teşekkül etymek üyıeredir. Ş':nı: teşekkül eden fırkanın — diğer iki fırkanın ihtilâflarını hallede- ceği ve bu meyanda hocaların vaziyeti ele alacağı şayiası vardır. _ ' HALİT talebelerinin en iyilerinden korkak, iyi kalpli, güzel, bir çocuk olan ve kıvırcık şın saçlarile bir meleğe benziy” Giacomino'yu da taltif etmtl dşüündü. Evet, evet ... İhtiyar profef'” Agostino Toti, her şeyi yaptı, " şeyi düşündü ve yoluna ko Giacomino delisi işsizdi ve bu lik onu mütecssir ediyor, kederli diriyordu; işte bunun için profef Toti, mirastan gelen iki yüz V lireti yatırmış olduğu Ziraat BW kasında ona bir yer buldu. Şimdi evde, iki buçuk yaşınt! melek gibi bir çocuk ta var; ibf yar, âşık bir köle gibi, her şeyf ona hasretmiş. Hergün eve t şup küçük — müstebidin bülü kaprislerini tatmin etmek lisede derslerin bitmesini sab sızlıkla bekliyor. Vakıa, o, !© tekaüdiyeye — istihkakaı — zam beklemeden de istirahate ç lebilir ve bu suretle bütün tini çocuğa hasredebilirdi. | Fakat hayır! Artık bir de bu işe başladıktan sonra ve & leğin bütün meşakkatlerini seneler çektikten sonra mek çok yazık olacaktı | sırf bu düşünce ile, yani kend” için bir eziyet ve meşakkat 018 bir şeyin başka birine hayırı ©? kunması düşüncesile evlenmem' miydi ? | İşte bu suretle, fakir bir kıf iyilik etmek maksat ve gayesi” evlenmekle, o karısını ancak ©' baba şefkatile sevdi — ve hassa çocuk doğduktan sotf o karısını okadar — büy” bir baba muhabbetile sevmi) başladı ki adeta çocuğu tarafından kendisine “baba, V? rine “büyük baba, diye bi edilmesini tercih edecekti. çocuğun küçücük ağzından çıkf bu gayri ihtiyari yalan onu teessir ediyor, ona karşı beslef ği aşkın bundan müteessir old' ğuünu zannediyor. Fakat, ne yâf malı? Her şeye rağmen, bir bif ile Nini'nin ufacık ağzından o & limeyi almak, fena kalpli insan" rı güldüren o “baba,, kelimes” telâffuz ettirmek, o kelimeyi ($" mek lâzım. O fena ve müstehzi * sanlar ihtiyarın o masum çocüt karşı hissettiği muhabbeti a9" yamıyorlar; bir kadına genç çocuğa, sonra mini mini bir yf ruya yapmış oluğu ve hâlâ makta olduğu iyiliği, ve sot' kendisine karşı - evet, kend” ne de - yapmış olduğu iyit (çünki hayatının . son : öyle tatlı ve asude bir su geçirmek, mezara doğru eli bir melek olduğu halde yürüm” onun İçin saadet teşkil ediy” işte bütün bunları o şeytal' anlamıyorlar, Bütün ©o Ffena insaalar ihtiy” istedikleri kadar gülsünler! Güle. çok kolay! Hem budalaca bir gÜ | Çünkü onlar anlıyamıyorlar.. Ç J kendilerini onun yarine koymuy?" | Onun ruhuna giremeden, vazij" yalnız komik, hatta kaba görebiliyorlar!.. Esasen bunut — ehemmiyeti var? O bahtiyardır. Fakat, üç gündenberi.. | Acaba na oldu? Karısının ş ağlamaktlan şişmiş ve kııarmı:îaa halda başının ağırdığını ıöylfww odadan dışarı çıkmak istemiyor L Fdi / 4 gi Vd

Bu sayıdan diğer sayfalar: