1 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

1 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyaset Âlemi Romen Hariciye Nazırı Çekiliyor Bükreş 29 — Hariciye Nazırı Prens Kiyanın Cenevreden bura- ya gelmesi bekleniyor. Tahdidi teslihat Konferansı — mesaisinin kat'1 bir safhaya dahil olduğu şu sırada nazırin alelâcele bura- ya davet edilmesi, Başvekil ile aralarında ciddi fikir ihtilâfı çık- tij yiaların ortaya çıkmasına nğep.ıolmu.tur' Urentul gazetesi, davet edilen mazırların gelir gel- mez istifa edeceğini kaydediyor. Romanyada Petrol Yangımı Bükreş 29 — Ploesti petrol mıntakasında — yangın çıkmıştır. Hasar (3) milyon ley tahmin ediliyor. Şiddetli Kış Bükreş 29 — —Romanyanın Moldava ve Basarabya havali- sinde çok şiddetli soğuklar bü- küm sürüyor. Birçok kimseler . Memleketin muhtelif kısımlarında kar fırtmaları vardır. Şimalişarki — rüzgârı Karadenizi yalamış ve bu denizde fena vaziyette — kalan birçok vapurlar Köstence limanına ilti- caya mecbur olmuşlardır. Bir Sinemada Yangın Sofya 29 — Rusçuk sinema- sında, temaşa esnasında bir filim ateş almıştır. Halk paniğe uğra- mış, 15 çocuk ve insan yara- lanmıştır. 300 Kişiye Karşı Şatranç Oyunu Paris 29 — Meşhur şampiyonu Alekin ı.llh'l belı::m şer kişiden mürekkep — (60) ta- kım ki cem'an (300) oyuncu bir atrınç maçına — tutuşmuşlardır. müsabaka, Şanzelize otelle- rinden birinin salonunda — icra edilmektedir. Ruan, Haver,Orban Lil gibi şehirlerde birtakım mü- messillerle bu müsabakaya iştirak etmektedir. Saat on dörtten bire kadar devam eden partide, Alekin (37) parti kazanmış, (17) parti de berabere kalmış, altı partiyi de kaybetmişti. Karadenizde Kaçakçılık Bükreş 29 — Gümrük me- murları, İngiliz bandıralı bir ge- mide 170 kilo kaçak esrar, pet- rol, ipekli kumaş ve sigara kâğdı yakalayarak müsadere etmişler- dir, geminin süvarisi tevkif edi- miştir.Bu eşya İskenderonda satıl- mak üzere geminin hava buru- suna saklanmıştır, İngiliz Fransız Müzakereleri Paris, 29 — Başvekil M. Tar- diyö, dün Cenevreye hareketin- den evvel Büyük Britanya sefiri Lort Firrel ile görüşmüştür. Samimt bir hava içinde cere- yan eden bu mükâleme esnasın- da M. Tardiyö her iki memleketi alâkadar eden meseleleri ve bilhassa tahdidi teslihat konfe- ransında —mevzuubahs — olanları gözden geçirmiştir. aşvekil, ayni — meselelerin tetkikine, Cenevrede — tesadüf edeceğ İngiliz Hariciye Nazırı Syr Con Simon ile de devam edeceğini beyan etmiştir. x Cenevre 29 — M. Tardiyö bu sabah buraya gelmiş ve murahhası M. Nadolni'nin retini kabul etmiştir. Sırbiye İle İtalya Arasında Bir Hâdise Bel — Yı ka- a ıd"ın':tinvlum olan iki alyan balıkçı kayığı, Yugoslav- a Maliye memurları tarafından tubrovnikte müsadere - edilmiş- lerdir. spanyada Gürültülü Bir Nümayiş Gurnata, 29 — Milli aksiyon tarafından tertip edilen bir içti- maa 12 binden fazla insan işti- rak etmiştir. Hatipler söze baş- lar başlamaz her tarafta kestane fişekleri — atılmıya h Çiftçi meb'uslardan Kobles kürsiye çıktığı zaman ise gürültü son hbaddini bulmuştu. Birçok hâdiseler olmuş ve zabıta, halkı da; mecbur olmi , Beş ıiıîl “;'ız:ü Mmymdııl- mıştır. Gandinin Karısı Serbest “Ahmetabat 29 — — Sabar- mati hapishanesinde altı haftalık mahkümiyet cezasını ikmal eden Madam Gandi serbest bırakıl- mıştır. Bir İngiliz Gemisi Karaya Oturdu Londra, 29 — Gablon ismin- deki İngiliz vapuru, fırtınadan Norfolk sahillerinde karaya otur- muştur. S Romanyada Siyasi Bir Buhran Mı? 300 Kişiye Karşı Bir Kişi * “Çinde, muharebe şiddetle devam ediyor. Harbin aldığı son şekle ait tafailât ve malümat hususl kısmımızda mevcuttur. Burada, Japon piyadelerini, Şangbay sokaklarında müthiş bir mermi duellosu yapmakla meşgul görü- yoruz. Japon piyadesi de hücuma hazır bir vaziyette, süngü takmış bekliyor. Bir Papazın Açtığı Dava Belgrat 29 — Subotiça şehri belediyesi aleyhine bu — şeh- rin piskoposu — tarafından ka- tolik kilisesinin aidatı kesildiği için bir dava açılmıştır. Pisko- posun iddiasma göre bu şehir kilise tarafından vücuda getiril- miş, etrafında birtakım orman- lar tesis edilerek şehra vakıf ve bütün bunlar Yugoslav Kı- rallığına hediye edilmiştir. Mukabilinde de nakti yardım şart koşulmuştur. Dava, işte bu esasşa göre açılmıştır. Rasputın Filmi Ve Bir Dava Berlin 29 — Göldür- müş olan Prens Feliks Yusupof, elyevm, Berlinde Rasputin hak- kında gösterilmekte olan - filmi çeviren Alman ginema şirketi aleyhine bir dava açmak üzeredir. Peens, bu filmde, Rasputinin katli sahnesinin yanlış gösterildi- ğini iddia etmekte ve (50) bin mark tazminat istemektedir. Son Posta: Malüm olduğu üze- re Rasputin bir papazdı ve Çar sarayına mensuptu. Çarın haremi- ni büyük bir tesir altına almıştı . Muhtelif rivayetler, bu adamın ruhaniyetinden istifade — ederek Çariçenin iffetinide lekelediğini iddia eder. Bu papazın tesirile Rus davasının ye gittiğini gören Prens Yusupof ve arka- daşları bir akşam bu papazı sa- rayda, Prensin dairesinde öldür- müşlerdi . Finlandiyada Hâdiseler Helsnigsfors, 29 — Cenığl_: içtimaına mâni olmak istiyen bir kısım halk, dahiliye mazırı ile Finlandiyada, — sosyalistlerin mıntaka valisinin istifalarını iste- Bükreşte Duello mentoda bir münakaşa neticesi ile hükümet grupuna mensup vermemiştir. Atılan kurşunlar boşa gitmiştir. İki hasım, sonra barışmamışlardır. Viyanada Bir Casus Tutuldu maznun Yanoçvi isıninde bir Rus zabıta tarafından yakalanmışlır. Efgan Hicaz Münasebalı Bombay, 20 — Efgan Nazır- larından Ahmet Şah Han buraya elmiştir. Hicaz Kıralı ile bir âostlıık muahedesi akti için Hi caz kıralı ile bir doştluk muahe- desi akti için Hicara gitmektedir. -— TAKVİM — f SALI J 1 .Gün 31 - Mart - 932 — Kanmli Arabi Rumi Y3 - Şevval » 1380 Vakit (Ezani | V. © | Vakit (Ezanl V. & miye kadar işi ileri götürmüşlerdir. Bükreş 29 (Hususi) — Parlâ- Duello yapmıya karar veren ve yapan sabık nazırlardan Popoviç meb,us Maresin ducllosu bir netice du ellodan Viyana 29 (Hususi) — Sovyet Rusya hesabına casusluk yapmakla W -Şubat- sanl - 1348| ——— — Gönü! İşleri Bizim Sevmek Hakkımız Yok Mu? Bir kari, yüz binlerce kadı- nın) derdine ve ıstırabına tercü- man olan bir meseleyi tazeliyor. Onunla diğer kadınlar arasında- ki fark şundan ibarettir.. O se- sini çıkarmıya cesaret ediyor, diğerleri kaderlerine razı ol 'yorlar. Bu kadın, diğer kadınlarla müşterek olan derdini şöyle am- latıyor: “Ben umumi harp kurbanı- yım. Kocam cephede öldü, dul kaldım. — Hayatımı — kazanmıya mecbur kaldım. Bugün çalışıyo- rum ve kazanıyorm. Kimseye mubhtaç değilim. ,, * Fakat yine memmun değk- lim. Riyakârlığa lüzum görmi- yorum, Size açıkça yazacağım. Otuz beş yaşında bir kadınım. Benim de evlenmek, sevmek, ço- cuk anası olmak ve ev kurmak hem hakkım, hem ihtiyacımdır. Bu ihtiyacı duymiyan kadına tabit bir kadın nazarile bakıla- maz, Ben sıhhatı yerinde normal bir kadınım. Benim de ihtiyaç larım vardır. Fakat bir erkeğe biraz yan baksanız, derhal ismi- nizi Üstünüze kondururlar. On- dan sonra sokağa çıkabilirseniz aşkolsun. Bir erkeğe hissinizi söyliyemezsiniz. — Çünki erkek böyle bir kadım küçük görür. Halbuki bir erkek çkıdıı' bir kadın da sevmek ve evlenmek ihtiyacındadır. Bizim — kabaha- timiz ne? , Ayni dert Üzerine geçen gün E İrm, Satk . P. beraber dul bir kadın için ev- lenmek imkânları tamamen o6 tadan kalkmış değildir. Faket bayatıa bu müşkül zamanında, genç kızların bile güçlükle evlen- dikleri bir devirde dulların ev- lenme ihtimalleri tabil çok azdır. * Bir karim yazıyor: “Geçen gün postacı bizim eve bir mektup bıraktı. Üzerindeki adrese bakmaksızın mektubu açlım ve istemiyerek komşumuz — hanımın — kocasına biyanet etmekte olduğunu öğrendim. —Sonra ne — yapa- yım diye üm, mektubu yaktım ve kocayı haberdar etme- miye karar verdim. Doğrumu yaptım?,, Doğru yaptınız. Hiç kimsenin alile hususiyetlerine — karışmıya, sırlarını ifşa etmiye salâhiyetimiz yoktur, herkes b!ıl:. yapabil- seydi mesut evler çok ar tardı. HANIMTEYZE EDEBI TEFRİKAMIZ : 48 AÇLIK — Hayır, nafile. — Yirmi beş ör, dedim. — Hayır, katiyen istemem iki gözüm, dükkânımda böyle şey islemiyorum. Battaniyeyi koltuğumun altına aldım ve eve girdim. Kendi kendime kalınca, hiç birşey olmamış gibi hareket ettim, battaniyeyi yatağın üstüne yaydım, adetim imiş gibi düzelt- tim ve son hareketimin bütün izlerini kaybetmiye çalıştım. İm- kânsızdı: Bu alçaklığı yapmıya karar verdiğim vakıt aklım ta- Müellifi: Knut Hamsun i Mütercimi: P. $. mamile başımda değildi; düşün- dükçe bu bana imkânsız görü- nü yordu. Bu bir zâf buhranı, mahrem varlığımın yaylarında bir kopuk- hık olmalı ki beni gafil avlamıştı. Hem de ben bu tuzağa düş- memiştim: Fena bir yola girdiğimi hisseder gibi olmuştum ve evvelâ gözlüğümü terhin etmek istemiş- tim. Hayatımın son — saatlarını kirletecek olan bu hataya düş- mediğim için seviniyordum. Bir kere daha şehre döndüm. * Kurtarıcımız,, kilisesinin ya- nında bir sıraya tekrar otur- | insan konuşmaları havayı dok dum, çenem göğsümün üstünde, bu sow fazla tenebbüten yorgun, açlıktan hasta, agırlaşmış — ve uyuşmuştum. Vakıt geçiyordu. Orada bir saat daha kalabi- Tirdim. Sokak evimden daha ay- dınlıktı; hem bana öyle geliyor- du ki açık havada göğsümün fa- aliyeti daha az zahmetli İdi; son- rada vaktinde eve dönebilirdim. Uyuklıyor. ve düşünüyordum ve çok elim bir surette ıstırap çekiyordum. Ağzımda emecek bir şey bulunsun diye küçük bir çakıl taşı bulmuş, temizlemiş ve cebime koymuştum. Bunun ha- ricinde bir hareket yapmıyor ve fDı!*r':mi bile kıpırdutimiyordum. İnsanlar gidip geliyorlardı. Ara- baların, beygirlerin ve duruyordu. Dökmeleri rehine koymayı daima tecrübe edebilirdim. Tabil hiçbir. şeye yaramıyacaktı ve bundan başka ben oldukça has- “ta idim. Fakat düşüncemde eve giderken terhin sandığına doğru yol almıştım. Nihayet kalktım ve küçük adımlarla — sürüterek — yürüdüm. Kirpiklerimin üstünde bir yanık başlamıştı, — hararetim — yükse- Hyordu ve bütün — kuvvetim- le acele — ettim.. Ekmeğin bulunduğu ekmekçinin önünden tekrar geçtim. Yapmacık bir ka- rarla, bayır, burada durmiyayım, dedim. Peki ya gidip bir Övilim ekmek istesem ? Bu kararı bir fikir, bir ışıktı. Başımı sallıyarak yanm sesle, geçi Dedim. Ve kendi kendime istihza dolu bir halde yürüdüm. Bu dükkâna yak vararak girmenin Faydasız oldu- çift hafif sesle konuşuyorlardı. Biraz daha uzakta bir genç kız bir pençereden başını uzatıyordu. Ö kadar yavaş ve o kadar ihti- yatla yürüyordum ki — kafasının içinde gizli düşünceler besliyen bir adama benziyordum... Ve kız yalnız sokağa çıktı. — Keyifler nasıl? Ne? Yoksa hastamısın? Allah beni affetsin. Fakat bu ne surat! Ve kız başını sallıyarak sür'atle çekildi. ( Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: