yörle e NF ı Siyaset AÂlemi Romen Hariciye Nazırı Çekiliyor Bükreş 29 — Hariciye Nazırı Prens Kizanın Cenevreden bura- ya gelmesi bekleniyor. Tahdidi teslihat Konferansı — mesaisinin kat'? bir safhaya dahil olduğu şu sırada nazırın alelâcele bura- ya davet edilmesi, Başvekil ile aralarında ciddi fikir ihtilâfı çık- tığı şayiaların ortaya çıkmasına sebep olmuştur' Ürentul gazetesi, davet edilen nmazırların gelir gel- mez istifa edeceğini kaydediyor. Romanyada Petrol Yangını Bükreş 29 — Ploesti petrol mıntakasında — yangın çıkmıştır. Hasar (3) milyon ley tahmin ediliyor. ka # Şiddetli Kış Bükreş 29 — —Romanyanın Moldava ve Basarabya havali- sinde çok şiddetli soğuklar hü- küm sürüyor. Birçok kimseler donmuştur. Memleketin muhtelif kısımlarında kar fırtınaları vardır. Şimalişarki — rüzgârı Karadenizi baştanbaşa yalamış ve bu denizde fena vaziyette —kalan birçok vapurlar Köstence İimanına ilti- caya mecbur olmuşlardır. Bir Sinemada Yangın Sofya 29 — Rusçuk sinema- sında, temaşa esnasında bir filim ateş almıştır. Halk paniğe uğra- mış, 15 çocuk ve insan yara- lanmıştır. 300 Kişiye Karşı Şatranç Oyunu Paris 29 — Meşhur şatranç şampiyonu Alekin ile beheri be- şer kişiden mürekkep (60) ta- kım ki cem'an (300) oyuncu bir tranç maçına — tutuşmuşlardır. u müsabaka, Şanzelize otelle- rinden birinin salonunda İicra edilmektedir. Ruan, Haver,Orban Lil gibi şehirlerde birtakım mü- messillerle bu müsabakaya iştirak etmektedir. Saat on dörtten bire kadar devam eden partide, Alekin (37) parti kazanmış, (17) parti de berabere kalmış, altı partiyi de kaybetmişti. Karadenizde Kaçakçılık Bükreş 29 — Gümrük — me- murları, İngiliz bandıralı bir ge- mide 170 kilo kaçak esrar, pet- rol, ipekli kumaş ve sigara kâğdı yakalayarak müsadere etmişler- dir, geminin süvarisi tevkif edil- miştir.Bu eşya İskenderonda satıl- mak üzere geminin hava buru- suna saklanmıştır, omanyada Siyasi Bir Buhran Mı? Bir Kişi İngiliz Fransız .. L Müzakereleri Paris, 29 — Başvekil M. Tar- diyö, dün Cenevreye hareketin- den evvel Büyük Britanya sefiri Lort Firrel ile görüşmüştür. Samimi bir hava içinde cere- yan eden bu mükâleme esnasın- da M. Tardiyö her iki memleketi alâkadar eden —meseleleri ve bilhassa tahdidi teslihat konfe- ransında mevzuubahs — olanları gözden geçirmiştir. aşvekil, ayni — meselelerin tetkikine, Cenevrede — tesadüf edeceği İngiliz Hariciye Nazırı Syr Con Simon ile de devam edeceğini beyan etmiştir. x Cenevre 29 — M. Tardiyö bu sabah buraya gelmiş ve Alman murahhası M. Nadolni'nin ziya- retini kabul etmiştir. Sırbiye İle İtalya Arasında Bir Hâdise Belgrat 29 — Yugoslavya ka- ra sularında avlanmakta olan iki İtalyan balıkçı kayığı, Yugoslav- Bı Maliye memurları tarafından ubrovnikte müsadere edilmiş- lerdir. DA İspanyada Gürültülü Bir Nümayiş Gurnata, 29 — Milli aksiyon tarafından tertip edilen bir içti- maa 12 binden fazla insan işti- rak etmiştir. Hatinler söze baş- lar başlamaz her tarafta kestane fişekleri —atılmıya — başlamıştır. Çiftçi meb'uslardan Jil Kobles kürsiye çıktığı zaman ise gürültü son haddini bulmuştu. Birçok hâdiseler olmuş ve zabıta, halkı dağıtmıya mecbur olmuştur. Beş ağır yaralı hastaneye kaldırıl- maıştır. Gandinin Karısı Serbest Ahmetabat 29 — — Sabar- mati hapishanesinde altı haftalık mahkümiyet cezasını ikmal eden Madam Gandi serbest bırakıl- mıştır. Bir İngiliz Gemisi Karaya Oturdu Londra, 29 — Gablon ismin- deki İngiliz vapuru, — fırtınadan Norfolk sahillerinde karaya otur- muştur. —— —— - EDEBI TEFRİKAMIZ : 48 AÇLIK — Hayır, nafile. — Hayır, katiyen iki gözüm, dükkânımda böyle şey islemiyorum. Battaniyeyi koltuğumun altına aldım ve eve girdim. Kendi kendime kalınca, hiç birşey olmamış gibi hareket ettim, battaniyeyi yatağın üstüne yaydım, adetim imiş gibi düzelt- tim ve son hareketimin bütün izlerini kaybetmiye çalıştım. İm- kânsızdı: Bu alçaklığı yapmıya karar verdiğim vakıt aklım ta- Müellifi: Knut Hamsun Mütercimi; P. S. mamile başımda değildi; düşün- dükçe bu bana imkânsız görü- istemem * nü yordu. Bu bir zâf buhranı, mahrem varlığımın yaylarında bir kopuk- luk olmalı ki beni gafil avlamıştı. Hem de ben bu tuzağa düş- memiştim: Fena bir yola girdiğimi hisseder gibi olmuştum ve evvelâ gözlüğümü terhin etmek istemiş- tim. Hayatımın son saatlarını kirletecek olan bu hataya düş- | mediğim için seviniyordum. Bir kere daha şehre döndüm. * Kurtarıcımız ,, kilişesinin ya- -. * * Çinde, c 1 ., # AF : l K k - ğ '. *:"_4’ klr Z r muharebe şiddetle devam ediyor. Harbin aldığı son şekle alt tafsilât ve malümat hususi kısmımızda mevcuttur. Burada, Japon piyadelerini, Şanghay sokaklarında müthiş bir mermi duellosu yapmakla meşgul görü- yoruz. Japon piyadesi de hücuma hazır bir vaziyette, süngü takmış bekliyor. Bir Papazın Açtığı Dava Belgrat 29 — Subotiça şehri belediyesi Aaleyhine bu — şeh- rin piskoposu tarafından ka- tolik kilisesinin aidatı kesildiği için bir dava açılmıştır. Pisko- posun iddiasına göre bu şehir kilise tarafından vücuda getiril- miş, etrafında birtakım orman- lar tesis edilerek şehra vakıf ve bütün bunlar Yugoslav Kı- rallığına hediye edilmiştir. Mukabilinde de nakti yardım şart koşulmuştur, Dava, işte bu esasa göre açılmıştır. Rasputın Filmi Ve Bir Dava Berlin 29 — Rasputini öldür- müş olan Prens Feliks Yusupof, elyevm, Berlinde Rasputin hak- kında gösterilmekte olan filmi çeviren Alman gsinema şirketi aleyhine bir dava açmak üzeredir. Frens, bu filmde, Rasputinin katli sahnesinin yanlış gösterildi- ğini iddia etmekte ve (50) bin mark tazminat istemektedir. Son Posta: Malâm olduğu üze- re Rasputin bir papazdı ve Çar sarayına mensuptu. Çarın haremi- ni büyük bir tesir altına almıştı . Muhtelif rivayetler, bu adamın ruhaniyetinden istifade — ederek Çariçenin iffetinide lekelediğini iddia eder. Bu papazın tesirile Rus davasının gürültüye gittiğini gören Prens Yusupof ve arka- daşları bir akşam bu papazı sa- rayda, Prensin dairesinde öldür- müşlerdi . nında bir sıraya tekrar otur- dum, çenem göğsümün üstünde, bu son fazla tenebbüten yorgun, açlıktan hasta, agırlaşmış — ve uyuşmuştum. Vakıt geçiyordu. Orada bir saat daha kalabi- lirdim. Sokak evimden daha ay- dınlıktı; hem bana öyle geliyor- du ki açık havada göğsümün fa- aliyeti daha az zahmetli idi; son- rada vaktinde eve dönebilirdim. Uyuklıyor. ve düşünüyordum ve çok elim bir surette ıstırap çekiyordum. Ağzımda emecek bir şey bulunsun diye küçük bir çakıl taşı bulmuş, temizlemiş ve cebime koymuştum. Bunun ha- ricinde bir hareket yapmıyor ve Gzlerimi bite kıpırdatmmıyordum. nsanlar gidip geliyorlardı. Ara- baların, beygirlerin gürültüsü ve M Di Kd g A l Ai l 4 ü L L A -_—ı_.:.'bı. MT oo 3 ile hükümet grupuna |Finlandiyada Hâdiseler , Helsnigsfors,» 29 — Cenubi Finlandiyada, — sosyalistlerin bir içtimaına mâni olmak istiyen bir kısım halk, dahiliye nazırı ile mıntaka valisinin istifalarını iste- miye kadar işi ileri götürmüşlerdir. Bükreşte Duello Bükreş 29 (Hususi) — Parlâ- mentoda bir münakaşa neticesi Duello yapmıya karar veren ve yapan sabık nazırlardan Popoviç mensup meb,us Maresin duellosu bir netice vermemiştir. Atılan kurşunlar boşa gitmiştir. İki hasım, duellodan sonra barışmamışlardır. Viyanada Bir Casus Tutuldu Viyana 29 (Hususi) — Sovyet Rüsya besabına casusluk yapmakla maznun Yanoçvi isninde bir Rus zabıta tarafından yakalanmıştır. Efgan Hicaz Münasebatı Bombay, 29 — Efgan Nazır- larından Ahmet Şah Han buraya gelmiştir. Hicaz Kuaralı ile bir dostluk muahedesi akti için Hi- caz kıralı ile bir dostluk muahe- desi akti için Hicaza gitmektedir. | 23 - Şevval - 1350 —— TAKVİM —— f SALI | Arabi Kııımll!J Rumi 17 -Şubat- sani - 1348 —a ——— Vakit !l!ıınîj V. & | Vakit |(Ezant |V. & Aiıım 12 — l18. — Yatsı L 3019 İmsak |10 5 Güneş İ12, 35İ6. b Öğle |6. 2612 26 İkindi | 9. 3alıs. 4 hiçbir ( Gönü! İşleri ı - enü, * F Kİ Finisi A Pi l İ : K K K Bizim Sevmek Hakkımız Yok Mu? Bir kari, yüz binlerce kadı- nın) derdine ve ıstırabına tercü- man olan bir meseleyi tazeliyor. Onunla diğer kadınlar arasında- ki fark şundan ibarettir: O se- sini çıkarmıya cesaret ediyor, diğerleri kaderlerine Tazı olu- yorlar. &- Bu kadın, diğer kadınlarla müşterek olan derdini şöyle an- latıyor: E lf “"Ben umumi harp ğâ'bam— yım. Kocam cephede öldü, dul kaldım. —Hayatımı — kazanmıya mecbur kaldım, Bugün çalışıyo- rum ve kazanıyorm. Kimseye muhtaç değilim. ,, “ Fakat yine memnun deği- lim. Riyakârlığa lüzum görmi- yorum, Size açıkça yazacağım. Otuz beş yaşında bir kadınım. Benim de evlenmek, sevmek, ço- cuk anası olmak ve ev kurmak hem hakkım, hem ihtiyacımdır. Bu ihtiyacı duymıyan kadına tabif bir kadın nazarile bakıla- maz. Ben sıhhatı yerinde normal bir kadınım. Benim de ihtiyaç- larım vardır. Fakat bir erkeğe biraz yan baksanız, derhal ismi- nizi Üstünüze kondururlar. On- dan sonra sokağa çıkabilirseniz aşkolsun. Bir erkeğe hissinizi söyliyemezsiniz. Çünkti — erkek böyle bir kadımı küçük görür, Halbuki bir erkek kadar bir kadın da sevmek ve evlenmek ihtiyacındadır. Bizim — kabaha- timiz ne? , Ayni dert üzerine geçen gün de tamas etmiştim. Ne yapalım, cemiyet böyle istiyor. Bununla beraber dul bir kadın için ev- lenmek imkânları tamamen ot- tadan kalkmış değildir. Fakeat hayatın bu müşkül zamanında, genç kızların bile güçlükle evlen- dikleri bir devirde dulların ev- lenme ihtimalleri tabil çok azdır. * Bir karim yazıyor: "Geçen gün postacı yanlışlıkla bizim eve bir mektup bıraktı. Üzerindeki adrese bakmaksızın mektubu açtım ve istemiyerek komşumuz — hanımın — kocasına hiyanet — etmekte olduğunu öğrendim. —Sonra ne — yapa- yım diye düşündüm, mektubu yaktım ve kocayı haberdar etme- miye karar verdim. Doğrumu yaptım?,, Doğru yaptınız. Hiç kimsenin aile hususiyetlerine — karışmıya, sırlarını ifşa etmiye salâhiyetimiz yoktur, herkes bîıîıa yapabil- seydi mesut evler a çok ar- tardı. HANIMTEYZE ——— ——— insan konuşmaları havayı dol- duruyordu. Dökmeleri rehine koymayı daima tecrübe edebilirdim. Tabit şeye yaramıyacaktı — ve bundan başka ben oldukça has- “ta idim. Fakat düşüncemde eve giderken terhin sandığına doğru yol almıştım. Nihayet kalktım ve küçük adımlarla — sürüterek — yürüdüm. Kirpiklerimin üstünde bir yamık başlamıştı, — hararetim — yükse- Hiyordu ve bütün — kuvvetim- le — acele — ettim. — Ekmeğin bulunduğu ekmekçinin önünden tekrar geçtim. Yapmacık bir ka- rarla, hayır, burada durmiyayım, dedim. Peki ya gidip bir dilim ekmek istesem ? Bu kararı bir 4 Kd li df .hi ni * a a U li : 'R. a Pa ll fikir, bir ışıktı. Başımı sallıyarak yarım sesle, geçi Dedim. Ve kendi kendime istihza dolu bir halde yürüdüm. Bu dükkâna yab- vararak girmenin faydasız oldu- ğunu gayet iyi biliyordum. Kordier pasajında büyük bir kapının kenarında sevdalı - bir çift hafif sesle konuşuyorlardı. Birar daha uzakta bir genç kız bir pençereden başını uzatıyordu. ÖO kadar yavaş ve o kadar ihti- yatla yürüyordum ki — kafasının içinde gizli düşünceler besliyen bir adama benziyordum... Va kız yalmız sokağa çıktı. — Keyifler nasıl? Ne? Yoksa hastamısın? Allah beni affetsin. Fakat bu ne surat! Ve kız başını sallıyarak sür'atle çekildi. ( Arkası var) rf_< D - eai aeamirsaı ci a