18 Ocak 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

18 Ocak 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iş yağ Ithalât Dış ticaret rejimi 4 Ocak tarihli Resmi Gazetede, se- nelerden beri olduğu gibi bu yıl da, Dış ticaret rejimi ile ithalât yönetme- liği ve kotalar ilân edildi. Doğrusunu söylemek gerekirse bu yıl 4 Ocakta rejimin ilânı, ilgililerde hakikaten şaşkınlığa sebep oldu. Zi- ra genel olarak, iş âlemi -hattâ belli- başlı odalarla Odalar Birliği bile o 4 Ocakta kararnamenin neşredilebilece- ğini pek ümit etmiyorlardı.. Hükümet yeni işbaşına gelmiş, Kıb- rıs meselesi bütün önemiyle ortada du- ruyor ve daha bir sürü mühim, prob- lem mevcutken, doğrusu Dış ticaret rejiminin bir müddet geç kalacağına herkes inanmaktaydı. Fakat durum hiç -de öyle gelişme- di ve 4 Ocak günü, sessiz sedasız re- jimin ilânına şahit oluverdik. Bu ba- lamdan Ticaret Bakanlığını tebrik et- mek lâzımdır. Bununla' beraber, bilhassa teminat konusunda getirilen (oyenilikler; reji- min, piyasanın elit bir tabakasının inhisarında kalacağı intibaını uyandır- maktadır! Bu yüzden rejimin 4 Ocak tarihli Resmi Gazetede yayınlanması ne kadar iyi karşılanmışsa, astronomik rakamlara varan teminat ve saire de hiç hoş bir tesir bırakmamıştır. Bil- hassa liberasyonda teminat konusu, liberasyon listesinin üçe ayrılmasıyla kademeli bir sistem yaratmış bulunu- yor. Yaşni birinci liberasyon listesinde- ki mallar yüzde 50,ikinci listedekiler yüzde 60, üçüncüdekiler ise yüzde 70 teminat vereceklerdir. eo Buna karşılık, tahsisli ithal malları listesine yapılacak taleplerde ithalâtçılar yüzde 30,sanayi- ciler yüzde 10 nispetinde teminat yatı- nispetinde yükseltilmiş olmaktadır. Bilhassa liberasyonda nakdi temi- natın yüzde 70'e kadar yükseltilmesi- nin Anayasaya aykırı olduğu tezi or- talıkta çalkalanmaya başladı. Anayasanın 61. maddesi ile Anaya- sa' Mahkemesinin bu konudaki 962/757 esas ve 962/4100 sayılı kararından ha- reket edenler, o karardaki şu hükme dayanmaktadırlar -. "Anayasanın 61. maddesi, gereğince vatandaşlara mali külfet yüklemenin ancak açık bir kanun hükmü ile kaabil olabileceği kanuna dayanan bir sela- hiyete istinad etse dahi, kararnameyle mali-külfet yüklemenin 61. maddenin teçiık hükmü karşısında mümkün ola- AKİS/18 A L E layacağı..." Akademik görüşler ilhakika (Anayasa Mahkemesinin kararı gayet sarihtir. Ancak bura- da başka bir mesele ortaya çıkmakta- dır :Nakdi teminat bir mali külfet mi- dir, değil, midir? Bazıları diyorlar ki, bu mali külfet şeklen olmasa bile, fiilen devletin va- tandaşlardan vatandaş aleyhine muay- yen bir süre ile faizsiz cebri para al- ması ve bunu kullanmasından başka bir şey değildir. Zira faizden vergi şeklin- de istifade edilmektedir ki, vatandaşın istifadesi aleyhine alınan bu karar bir mali mükellefiyetten başka pir şey de- ğildir. Bu kabil akademik münakaşaların yanısıra bazıları konuyu daha reel şe- kilde ele aldılar ve teminat nispetleri- nin: yükseltilmesinin haddizatında it- halât, hacminde bir değişikliğe sebebi- yet vermeyeceğini ileri sürdüler. On- lara göre, bu şekilde ithalât yapılırken, memlekete giren mal miktarında hiç bir değişiklik olmamakta, sadece it- halâtı yapanlar değişmektedir. e Yani, yüksek peşin bedel alınması neticesin- de, büyük kapital sahibi, ithalât yap- mak imkânını bulmakta, buna karşılık küçük sermayedarın ithalât imkânları daralmakta, hattâ tahsisli ithal malla- rı listesinden yapılacak ithalâtta ta- mamen ortadan kalkmaktadır. Tahsisli ithal malları listesinden ufak sermayeli tüccarın ithalât yapamaması bu liste- deki malların tevzie tâbi tutulmasın- dan ileri gelmektedir.. Bu suretle ta- lepte bulunduğu' miktarın yüzde onu veya daha azı hissesine düşen bir fir- ma ,çok yüksek taleplerde bulunama- dığı takdirde is'af edilemeyecek dere- cede küçük tahsisler alabilmektedir. Böylece ithalâtta nakdi mükelleli- yetlerin yükseltilmesi, o ithalâtı büyük sermayeli firmaların yapmasına yol aç- resmi sektörün imkân nispetinde faz- la yatırım yapması şarttır. Yatırım- ların yapılabilmesi için de özel sekto - rün elindeki sermayenin bu sahayı it- halâttan daha kârlı bulması icabeder. Bu durumda sınai yatırım yapabilecek kapasitedeki büyük firmaların ithalât imkânlarından sadece kendileri isti- fade ettikleri takdirde, bundan sağla- yacakları, kâr karşısında başka, hiç bir işe tevessül etmiyecekleri aşikârdir. Binaenaleyh, yatırımların, teşviki bakımından ithalâta konuları mükelle- fiyetlerin normal seviyeye indirilmesi, M | bu suretle ithalâtın sadece büyük ser- mayenin istifade edeceği ve azami kar sağlayacağı bir tonu olmasının önlen- mesi istendi. Göze batan aksaklıklar au bu düşünce tarzının bugün- kü rejim muvacehesinde hiç bir fay- sa sağlamıyacağı aşikârdır. Zira bu se- ferkine kadar yayınlanan ithalât prog- ramlarında teminat nispetleri ithalât yönetmeliğinde gösterilmekte; bu su- nispetleri Dış ticaret rejimi kararna- mesinde gösterilmiş bulunmaktadır. Bu sebeple istense bile teminatların Ba- kanlar Kurulu kararı olmadan ne yük- seltilmesi, ne de indirilmesi kaabil ola- caktır. Bundan,. kararnameyi hazırla- yanların ilerde meydana geleceği mu- hakkak itirazları hesapladıkları inti- baını edinmemeye imkân yoktur.. Rejimdeki bir rahatsız edici madde de, teminatların mal bedellerine man- sup edilemeyeceği Oo hususudur. Yüz- de 70 nispetinde teminat alındıktan sonra, artık akreditif açılırken yüzde 100 alınmasını ve bu suretle mal be- delinin yüzde 170'ine varan bir meb- lâğın bankaya yatırılmasını, bırakınız Anayasa muvacehesinde, normal şart- lar ve akü, mantık çerçevesinde bile anlamaya imkân yoktur. Tahsisli ithal malları listesinde mev- cut kotalardan birinin 100 bin dolar ol- duğu tasavvur edilsin. Bir firmanın ya pacağı müracaat yüzde 20yi geçemi- yeceğine göre, her firma, 20 bin dolar. yahut 180 bin liralık talepte buluna- bilecek, bunun için de yüzde 30 temi- nat vereceğinden, 54 bin lira para ya- tıracaktır. Bu şekilde müracaatta, bu- lunanlara 200 veya 500 dolarlık tahsis düştüğü çok vâkidir. Yani" 54 bin lira yatıracaksınız, mukabilinde 1800 veya 4500 liralık tahsis alacaksınız!.. Bu du- rumda ithalât eziyetten başka bir şey olmamaktadır. Piyasada istekler evvelce olduğu gibi, teminatın sadece nakdi, değil, banka,teminat mektubu olarak verile- bilmesi noktasında da toplanmaktadır Bir de nakdi teminat verilmesi, fakat her hafta sonunda Merkez Bankasına devredilmemesi şekli düşünülebilir. Bu durumda bankalar" çeşitli formüllere yüzde 10'a kadar yükselen harç almaş- tadırlar. Banka teminat mektubunday- sa, masraf binde 7.5 veya 10 civarın- dadır. Banka teminat mektubuna gidil- diği takdirde ithalâtın yaygın bir züm- re tarafından o yapılması sağlanabile- cektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: