laması uygun görülmedi, fakat Bonn ile Telâviv arasında diplomatik bağlar kurmak zamanının geldiğine karar ve- rildi Kolayca beklenilecegi gibi, Bonn hükümetinin aldığı bu kararlar Kahi- rede büyük yankılar uyandırdı. Başkan Nasırın Batı Almanyadan alınan eko- nomik yardımın zaten bir sadaka de- gil, kat kat faiziyle ödenen bir kredi olduğunu söyleyerek bu yardımı kü- çümsemek istemesine rağmen. Federal Almanyanın Mısıra şimdiye kadar hiç bir devletin vermediği kadar çok pa- ra verdiği herkesçe bilinmektedir. Na- sırın şimdi Federal Almanyaya karşı silâh olarak kullanmak istediği Doğu Almanya Mısıra bu kadar yüksek yar- dımlarda bulunacak ekonomik güce sahip değildir. İkincisi, Bonn'un Telâ- vivi tanımak kararı da değil (yalnız Kahire için, bütün arap âlemi için bü- yük bir darbe olmuştur. Bu karar öğre- nilir öğrenilmez bütün arap başkentle- rinde hep aynı yönde tepkiler belir- miştir. Irak Bonn'daki elçisini geri ça- ğırmış; Fas Kralı. Almanyaya yapacağı geziden şimdilik vazgeçmiş; Ürdün, a- rap devletlerini yeni bir konferansa ça- ğırmış; şu şurada Nasırla arası yeniden açılan Kral Faysal bile Riyad - Bonn münasebetlerinde değişiklik (o yapmayı düşündüğünü açıklamıştır. Şu satırların yazıldığı sırada Kahire basını Bonn'a ateş püskürmektedir. Er- hard hükümetinin aldığı karar belki alınanların gözünde kendi itibarlarını korumak bakımından faydalı oolmuş- tur ama, işler burada bitecek gibi gö- rünmemektedir. Alman - arap müna- sebetleri önümüzdeki günlerde çok şey- lere gebedir. Demirperde Talihsiz toplantı Eski Sovyet Başbakanı Krutçef, bun- bir süre önce Moskovada bü- tün dünya komünist partilerini bira- raya getirecek büyük bir toplantı dü- zenleyeceğini söylediği zaman, bu par- tilerin büyük bir kısmı Krutçefin ni- yetinden şüpheye düşmüşlerdi. Komü- nist Çin ve onun dümen suyundan gi- den Asya komünist partileri, bu top- lantının kendileri için komünist blok- tan afaroz toplantısı olmasından kor- kuyorlardı. Doğu Komünist partileri ise, Moskovanın bu toplantı- dan faydalanarak son yıllarda kendi üzerlerinde adamakıllı gevşeyen dene- tini yeniden kurmak isteyebileceğini düşünüyorlardı. Bu bakımdan. Krut- çefin davetini aldıkları zaman Çin, Kuzey Vietnam, Kuzey Kore, Japonya Endonezya ve Arnavutluk komünist par tileri hemen bu toplantıya katılmaya- caklarını açıkladılar. Polonya. Roman ya, Küba ve İngiliz komünist partileri de kesin bir cevap vermekten kaçın- dılar. Krutçef işbaşından uzaklaştırıl- dığı sırada, bu toplantının tarihi | Aralık 1964 olarak tesbit edilmiş bulu- nuyordu. YU Krutçef işbaşından ouzaklaştrıldık- tan sonra onun yerine gelenler, eski Başbakandan devraldıkları miras için- de bu toplantıyı da buldular. Kominist AKİS, 12 MART 1965 DÜNYADA OLUP BİTENLER blok içinde bir parçalanma yarataca- ğı açık olmakla beraber, toplantıdan vazgeçmeyi Sovyetler Birliğinin itiba rına uygun görmemiş olacaklar ki. to) lantı tarihini I Mart 1965'e aktarmak- m yetindiler. Yeni Sovyet idarecileri u üç aylık süre içinde, toplantıya ka tlmak istemeyen veya kararsız olan partileri kandırabileceklerini (odüşünü- yorlardı. Nitekim, bu arada, Doğu Av- rupa komünist partilerine toplantıların yeniden Sovyet üstünlüğünü amacına yönelmeyeceği, Asya komünist partilerine de Komünist Çinin afaro- zu diye birşey bahis konusu olmadğı anlatıldı. Sovyet idarecileri Polonya. Romanya, Kuzey Vietnam, Pekin ve Kuzey Kore arasında mekik dokuduk- lar. Fakat kendi taraflarına çekebil- dikleri tek ülke Polonya oldu. Komü- nist Partiler konferansı geçen hafik Moskovada toplandığı zaman, Asya ü kelerinin, Arnavutluğun ve Roman NN nın komünist partileri buraya temsilci yollamamışlardı. Aslında, Romanya bir tarafa bıra- kılırsa k komünist partilerinin İulurnlarınıda bir değişik- lik beklemek zaten fazla bir iyimser- likti. Krutçefin işbaşından uzaklaştırıl- ması Moskova ile Pekin arasındaki mü- e iyileştirmeye (o yetmemişti. ni t idarecileri Pekinin mili- tan komünizmin, Pekin idarecileri de Moskovanm barışçılıgını anlamaktan gene eskisi kadar güçlük çekiyorlardı. Buna ek olarak. Pekin yavaş yavaş e- konomik ve aseri bir güç olarak belir- dikçe. Komünist Çinle Sovyetler Birliği gi Asyada bir çıkar çatışması içine gi- riyorlardı. Hele Komünist Çinin dün- yadaki ihtilâlci akımların öncülüğünü kendi üstüne almak istemesi. Sovyetler Birliğinde hiç hoş karşılanmıyordu. Böyle olunca, geçen hafta Mosko- vada yapılan toplantıya Komünist Çin le onun izinde gidenlerin katılmaması kimseyi şaşırtmadı, öteyandan, Sov- yet idarecileri de önüne geçemedikleri bu parçalanmayı hiç değilse daha faz- la gözler önüne sermemek için toplan- tı etrafında büyük gürültüler yaratı maktan dikkatle kaçındılar. Toplantı- ya katılanların hiçbiri (oyüksek kade- meli idareci değildi. Sovyet Başbakanı Kosigin, sanki tam toplantıyı bekli - yormuş gibi, geçen hafta bir Doğu Al- manya seyahatine çıktı. Sovyet basını toplantıyla ilgili haberleri yayınlarken çok dikkatliydi. Fakat harcanan bütün çabalara rağmen komünist blok için deki bölünme kimsenin gözünden kaç- madı. Doğrusunu söylemek gerekirse, Krufi çefin bu fikri komünist dünyaya pek pahalıya patlamıştır. 21