12 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

12 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Konserler Gıcırtılı yay Geçirdiğimiz o haftanın (başlarında Pazartesi akşamı Konser Salonu- nun merdivenlerinden ağır ağır inmek te olan müzik meraklısı adam, koltu- gundakı plâkların ağırlığı altında dü- şünüyordu: vaktiyle Leonid Kogan a- dındaki bir sanatçının çaldığı Pagani - ni konçertosunu alarak işe (başlamış, bu plâk gerek çalmış, gerek teknik hok- kabazlık yönlerinden öyle hoşuna git- mişti ki, Kogan'ın bütün plâklarını e- idinmek için varını yoğunu plâk topla- maya harcamıştı... Şimdi sesi kulak- larında çınlayan, hayâlinde yaşattığı konması, o da "bis" olarak, daha ya- li scherzo" sunda ünlü kemancı- n ilk falsoları da ortaya çıktı. Üs- iâd sol telinde, özellikle hızlı pasaj- ları çaldığı zaman yayına iyice hakim olamıyor ve bir gıcırtı tâ arka sıralar- dan bile duyuluyordu. Brahma'dan sonra dinlettiği, ifade- den çok teknik hünere, sanatın derin- liğinden çok görünüş yanına önem ve- rilerek çalınan bir Prokofief sonatın- da Kogan belki de resitalin en başa- rılı icrasını çıkardı. - Buna karşılık, Grieg'in alabildiğine romantik sona- tı, özellikle bir fırtına hızıyla çalınan birinci bölümüyle, kuru bir teknik gös- teriden ibaret kaldı. Ruhsuz bir ro- mantizmin usaresi kurumuş bir bal peteğinden ne farkı var?... oFalla'mn İspanyol süiti de bestecinin renkli üs- lubuyla hiç bağdaşamadı. Teknik hü- nerden çok ifadeye önem veren keman- cıların eline bile almadığı "hani bana Leonid Kogan Umulanı veremedi bu kemancıyı dinlemeye koşmuştu ama uğradığı şey sadece bir hayâl kırıklı- gıydı!.. Plâksever müzik meraklısının ger- çekten hakkı vardı. Sadece Kogan'ın plâklarını dinlemiş olanlar değil, o- nun dünya çapında yaygın ününü bi- lenler de büyük bir şaşkınlığa kapıl- mışlardı. Ümitlerin böyle kırılıverme- sine sebep, ünlü sanatçının Pazartesi akşamı Konser Salonunda verdiği re- sitaldi. Oldukça temiz ve mübalâğa- dan uzak bir şekilde çalınan Haendel sonatından sonra Brahms'ın, böyle ciddi bir resitalin ancak en sonuna 28 şak şak" kabilinden Vieniavskinin Po- loneziyle resital sona erdi... Kogan, yo- rulmadan çaldığı programın sonunda Şostakoviçten oprelid, o Sarasate'den "Serenada d'Andalusa" ile Beethoven- in ünlü Türk Marşını fazladan çaldı Resital, bütünüyle, o plâksever müzik meraklısının kederlenmesine hak ver- direcek bir seviyedeydi. Duyuş ve yo- rum üstünlüğünden vazgeçilse bile. tek- nik yönden de beklenen olağanüstü güce rastlanamamışıtı. Tekrarlanan üçüncü bölüm Kogan'ın Ankaradaki üçüncü konse- ri, bitirdiğimiz hafta Perşembe gü- nü Konser salonunda ve Cumhurbaş- kanlığı Senfoni Orkestrasıyla beraber verildi. Programda Beethoven'in Seki- zinci senfonisi, Mozart'ın La majör keman konçertosu, Debussynin "Ima- ges"den "İberya" adlı süiti çalındı. Or- kestradan çok parlak ve temiz bir Beethoven dinledikten sonra, mütad canlılık ve akıcılıktan mahrum, te- reddütlü bir Mozart dinleyince, müzik- severler birden şaşırdılar. (Hele son bolümde, ritm de dahil, birçok aksa- malar görülünce. Kogan üçüncü bö- lümü sondaki alkışlara karşılık tekrar- lamayı uygun buldu. Ama bu üçüncü bölüm bir gün önce çalınan Beetho- ven konçertosundaki son bölümdü. Böylece dinleyicilere tatlı bir sürpriz yapılmış oldu. Konserin son parçası olan İberya süiti Lessing'in gayretiyle repertuvara yeni giren bestelerden ol- masına rağmen umulmayacak bir şe- kilde "oturmuştu". Herhalde, alkışta aslan payını kendisine ayırmayı dü- şünen Lessing, haklı olarak bunu kon- serin en sonuna koymuştu!... Ama Sso- nuç tam tersi oldu: değerli sanatçı, haketttği övgü gösterisini dinleyiciler- den göremedi. o Zaten salon Kogan'ı dinledikten sonra hayli boşalmıştı. Bu, herhalde ,Ankara sanat çevreleri için kınanacak bir tutumdur. AKİS, 12 MART 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: