12 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

12 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Leonid Koganın Ankaradaki kon- serlerinin durumuna gelince; bunu vaktiyle frenkçede pek yaygın bir de- yimle izah etmek daha doğru olur: "Bonne pour I'orient"! Kogan da her- halde burada karşılaşacağı ( dinleyici kütlesinin müzik anlayışı hakkında et- raflı bir bilgiye sahip bulunmuyordu. Nitekim programlarını -hele Sovyet Elçiliğinde verdiği özel resitalin prog- ramı pek "hafif" ti- ona göre dü- zenlemiş, çalışmalarını "doğuya ye- ter" kertede yapmayı kâfi görmüştü... Yoksa üstadın, sanatçı cephesi ve du- yuşlarındaki incelik bir tarafa bırakıl- sa da, zaman zaman gösterdiği teknik hüner bile onun aslında üstün bir ke- mancı olduğunu ortaya koyuyordu. Şimdi umulan, üstadın gelecek yıl da- ha iyi ve dikkatli bir hazırlıktan son- ra tekrar Türkiyeye gelmesi ve dinle- yicilerine gerçekten zevkli sanat ör- nekleri sunmasıdır. (AKİS: 170) AKİS, 12 MART 1965 17) Konser dinledim Konseri verenler : Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrası Yöneten : Prof. G.E.. Lessing Leonid Kogan (Sovyet kemancısı) Solocu : Konserin yeri : Ankara Konser Salonu Günü : 3 Mart 1965 Çarşamba, Saat 20.30 da Program: Ulusal türk sanat müziğinin temsilcilerinden birinin senfoni- siyle Beethoven'in keman konçertosu ve büyük orkestra ustası R. Strauss'un bir senfonik şiirinden kuruluydu : 1) U. C. Erkin : Birinci senfoni (Yıl: 1945), 2) L. van Beethoven: Keman konçertosu. 3) R. Strauss: "Don Juan" Op; 20. Konserin özellikleri : Ankarada ilk defa dinlediğimiz çok ünlü bir keman virtüözünün solocu olarak katılmasıydı. Leonid Kogan yalnız doğup büyü- düğü ülkenin değil, bütün dünyanın.hayranlıkla gözlediği, erişilmesi güç hü- nere sahip bir keman teknisyenidir. Onun çalış tekniği batıda münakaşa gö- türmez bir standard olarak kabul edilmekte, sanat gücü üzerinde de birçok eleştiriciler sitayişkâr yazılar yazmış bulunmaktadırlar. Ayrıca sanatçı bu- gün birçok ülkelerdeki müzik meraklıları tarafından ısrarla aranan sayısız plâklar doldurmuş ve böylece sanatını ebedi bir şöhrete kavuşturmuştur. İşte bu ön yargılarla karşıladıkları Kogan'ı o Ankaralı yy ziksevirler ilk defa Pazartesi akşamı verdiği resitalinde dinlediler, özellikle . titiz me- raklıların da yer aldığı bu gece, sanatçı kendinden bekleneni veremdi. Onun orkestra eşliğinde solocu olarak çalacağı ikinci konsere daha büyük bir ilgiyle katıldık. Acaba gerçek bir sanatçı karşısında mıydık, yoksa diğer biyografi sahibi "şöhretlerde olduğu gibi propaganda, gözleri boyamak ama- cıyla, alabildiğine yürütülmüş müydü? Sonra haydi, söylenip yazılanların pro- paganda, hattâ yalan olduğuna inanalım, ama o eşsiz teknikle çalınmış plâk lar ne yönde yorumlanabilirdi" Beğendiklerim : OKogan bu konserde, ama yalnız bunda ününe yaraşır. te- mis sayılacak, ifade ve yorum yönünden kulak tırmalamayan, doğru, düzgün bir icra çıkarmayı başardı... (o Yalnızca bu konserini dinleselerdi, Ankaralıla- rın, Kemancının büyük sanatına gerçekten inanacaklarında hiç şüphe yoktu. Zaten sanatta başarının dereceleri arasında kıl kadar fark vardır. Bir sa- natçı iyi bir başarı sağladı mı halk ve eleştiriciler onu göklere çıkarmakta ge- cikmezler! Beethoven'e eşliğinde olduğu kadar diğer eserinde de orkestrayı iyi bul- dum. Lessing'in eşliklerde solocuyu örtmemeye çalışan, ikinci plânda kalmak- la beraber yerinde öne geçmesini de gayet iyi başaran bir yönetimi var. Ulvi Cemâlin senfonisi - ki kısa bir süre önce dinlemiştik - hariç, konserde or- kestra genellikle düzgündü, Özellikle Don Juan iki hafta öncei "Tod und Verk- laerung" ile kıyaslanamayacak kadar olumluydu. Dinamik topluluk olacak tam bir beraberlik halinde, güzel tınlayan bir orkestradan başarılı bir yo- rumla kudretli bir Richard Strauss dinledik. Beğenmediklerim : Erkin senfonisinin ikinci bölümü aslından bir hayli hızlı çalındığı li anlamı ve güzelliği kayboldu Bence bu bölüm eserin en özlü yeri... üm de beraberlik ve çalış bakımından ilkinde olduğu ka- dar etkileyici imi ama, en sondaki korno soloları umulmayacak kadar ter miz çıktı... Sonuç: Beethoven ve Strauss icralarıyla daima hafizalardaki yerini ko- ruyacak bir sanat olayı. Kogan da, tabir caizse, sanat şerefini kurtardı. Daniyal ERİÇ 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: