12 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

12 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER nel Başkanı, haftanın başlarında Sah günü kendisiyle görüşen bir AKİS'çi- ye: — Daha henüz bu konuda bir ince lemede bulunmadım. Onun için, şim- diden bir şey söylemek çok güç. Ama kanununu değiştirme yolunda bir çalış- ma yoktur" de Oğuzun bu Ğ menfi SÖZ şu O "-- Söylentiler doğruysa Radyoda ki arkadaşların bir obstrüksiyon du- rumuna girmesi kötü. söylediği tek Çıkmaza varan hesaplar Aslında, başta AP olmak üzere, Koa- lisyonun diğer ortaklarının MP'yi çıkışlarında yalnız bırakmalarının ger- çek nedeni bu kuruluşa duyulan say- gı değil, obir şey oyapılamıyacağının bilincine o varılmış olmasıdır o sa gazetelerde pabuç kadar lerle yer alan "Demirel yeniden ba- rajlara el attı" yolundaki edebiyatın Radyodan, bu 25 milyon dinleyicisi bu- lunan yayın organından bütün Tür- kiyeyi etkilemesi (oOAP'nin özletmediği şey değildir. Ama ne var ki, TRT ku- ruluş kanunu tetkik edildiğinde görül- müştür ki, Radyodan eski devri hatır- latacak şekilde zafer şarkıları çağırt- mak artık imkânsızdır. Ayrıca. Hükü- met programında Siyasi Partiler Kanu nu ve Toprak Reformu ile birlikte 10 kadar tasarının in Li va- adedilmişken, zaten topu topu 32yi ancak bulan oturumlara bir. e TRT kuruluş kanununun sıkıştırılmasının mümkün olmadığı açıktır. Şimdilik AP, YTP ve CKMP'de hakim olan fikir,hiç değilse yöneticilerin üzerine gitmemek ve seçimlere kadar TRT'cilerle müm- kün olduğu kadar jyi geçinmektir. Zi- ra bilinmektedir ki TRT kuruluş kanu- nunun yanısıra, TRT yöneticilerini de değiştirmek hayli çetin o formalitelere bağlanmıştır. Bu bakımdan, akla en yakın yol, önümüzdeki altı ay içinde bu konuya fazlaca eğilmemek olacak- tır. harf- Bundan kısa bir süre öncesine ka- dar bu kampta hakim olan fikir, statü değiştirilemiyeceğine göre, yöneticileri değiştirmek olmuştur. Ama mevzuat tetkik edildiğinde görülmüştür ki, bu- nu yapmak da son derece güçtür. Zira Genel Müdürün görevden uzaklaştırıl- ması ancak Yönetim Kurulunun ken- disine güvensizlik beyan etmesiyle mümkün kılınmış, bazı maddelerle bu kararı alacak olan Yönetim Kurulu ü- yelerine Hükümet tesiri imkânsız hale getirilmiştir. 9 kişilik Yönetim Kuru- lunun 7 üyesi serbest oteşekküllerden ve Üniversiteden gelmiştir. Bunlar 5 yıl garantilidirler. Bunların İktidara kö- rükörüne boyun eğmeleri düşünülemez. Az da olsa, etkilenmesi mümkün olan üyeler Hükümet temsilcileridir. Sayı lan iki olan bu üyeleri değiştirmek her zaman için mümkündür. Ama bu husus sadece kâğıt üzerinde böyledir. Zira meselâ halen Yönetim Kurulu Başkanı olan Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi Behçet Kemal Çağlara do- kunmak pek kolay olmayacaktır. Şimdi lik tasarrufta bulunulabilecek olan tek iye, Ti e Tanıtma Bakanlığı temsilcisi Ziya Eralptir ki, bu tek ü- yenin yerine en partizan bir AP linin geldiği düşünülse dahi, kararlarda bu yeni üyenin tesiri 9'da I'den ileri git- meyecektir. Cumhurbaşkanlığı Kim kimdir? ie: siyasi çevrelerinin son haf- alarda en popüler siması, Nasır Zeytinağluduz. Parlâmento koridorla- rından Grup odalarına ve politikacıla- rın pek hoşlandıkları Bulvar Palas sa- lonlarına kadar hemen her yerde, her cümle "Nasır Zeytinoğlu" kelimeleriyle başlamaktadır. Zeytinoğlunun meşrebi, DP'liler ve AP'lilerle ilişkileri, iş çev- relerine, amerikanların "key-man"le- rine olan yakınlığı, İhtilâl Kabinesin- de ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekre- terliğinde bulunduğu sürece adının ka- Sıtkı Ulay Bu, gök gürlemesi! rıştığı hadiseler bir bir, kulaktan ku- lağa fısıldanmakta ve cümleler çok defa şöyle bitmektedir: "— Pes birader!." Binbir gece romanlarını andıran Zeytinoğlu serüvenleri ile ilgili hikâ- yelerin en ilgincini, haftanın başların- da Salı günü eski MBK'cılardan Tabii Senatör Emanullah Çelebi, bir AKİS mensubuna anlattı. Emanullah Çele- biye göre, Zeytinoğiu aktif bir mason- dur ve İhtilâl Kabinesinde görevli ol- duğu sürece sık sık mason locasından talimat ve hattâ ültimatom almıştır! Bununla ilgili bir mektup hâlen Çele- binin arşivinde bulunmaktadır. Mek- tupta, Zeytinoğl "biraderlerini ihmal ettiği", madığı" belirtilmekte ve masonluğa kabul edilirken etmiş olduğu yemin kendisine hatırlatılmaktadır. Bu mek-. tuba göre Zeytinoğlu, mason locasına "biraderlerine ihanet ettiği Lübnanın karlı bir dağında ölmek üzere" andiçmiştir. İşte, mektupta kendisine bu yemin tekrarlanmakta ve "dâvaya ihanet et- tiği takdirde" kendisini bekliyen akı- betin ne olduğu hatırlatılmaktadır. u sert ültimatomdan sonra Zeytin oğlu, Lübnanın karlı dağlarında ölme- mek için ne mümkünse yapmıştır! Tabii bu mektup ciddi midir, bir düşmanlık neticesi midir, alay mıdır bir şey söylemek imkânı yoktur. Ger- çek masonluğun bu taraklarda bezi bulunduğu iddiası pek muallâkta bir iddiadır ve daha ziyade peşin hüküm- lerin neticesidir. e Belki de mektupla istenilen husus sadece Zeytinoğlunun üyelik icaplarına, riayetinden, yani top- lantılara katılmasından ibarettir. Zira masonluk bir gizli UM değildir ki... Ama böyle bir mektu .K"nin eli- ne geçmiştir ve bu Çelebinin arşivin- dedir. Sorulardan bir demet Ancak Zeytinoğlunun sıkıntısı bu- nunla kalmadı. Bir başka senatör, hem de bir "lider - senatör" Sıtkı U- lay, sabık şeflerinin yeni Genel Sek- reterine sekiz soru doğrulttu, Ulayın soruları şunlardır: — Nasır Zeytinoğlu, İhtilâl Ka- binesine, kendi mensup olduğu bazı çevrelere danışarak mı girmiştir? — Bu danışmanın ifadesi Zeytin- oğlunun Kabine DME aksiyonların- da tezahür etmişmidir? 3 — Zeytinoğlunun, kabineye, kendi çevresine mensup insanları getirmek gayretleri olmuş mudur? 4 ssıada Mahkemelerine nüfuz gayretleri olmuş mudur? AKİS, 12 MART1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: