12 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

12 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 — Seçimlerden önce kurulması gereken bazı partilere Zeytinoğlu Ken- di çevresine mensup insanların sokul- masına çalışmış mıdır? — Nasır Zeytinoğlu, seçimlerden sonra Genel Sekreterlik görevine geç- mesi nn bazı çevrelerden talimat al- maaş U görevin il b a LV Zemin Cumhurbaşkanı Cemi seli dış ülkelere ai ei üzere faaliyetlerde bulunmuş mudur? Neden? İ İnönünün dışında bir kabine kurulması yolundaki çalışmalar bundan kaç ay önce, hangi çevrelerde başlamıştır? M.B.K.'cılar bu sorularını ortaya attıktan sonra bunların cevaplarını da beklediklerini ilâve etmeyi unutma- mışlardır. Başta Sıtkı Ulay çok M.B.K. cı gizli kalmış bazı gerçekleri gün ışı- gına çıkaracaklarını (o saklamamakta- dırlar. Esasen Tabii Senatör Mucip A- taklı bu konu ile ilgili olarak Parla- mentoda "dokümanter bir konuşma" yapmak üzere hazırlanmaktadır. Açı- lacak tartışmada çeşitli o çevrelerden çeşitli kimselerin isimlerinin bahis ko nusu edileceği anlaşılmaktadır. Bu hafta, "perdenin arkasında ip- leri gerçekte elinde tutan adam" olma hevesinin bu İzmirli briç arkadaşının başına getirdiği işlerden ciddi şekilde bizar bir başkası Cumhurbaşkanı Gürseldi. Ama bu kadar "oyun içinde oyun"un başa iş açmamasına elbette ki imkân yoktu. Zeytinoğlunun bu hu- şında yeni ve daha zorlu şimşeklerin çakacağını göstermektedir. Zira - yun içinde oyun"un oynandığı yer Çan kaya olunca bu, çok “iltibas"a vesile vermektedir. Dış Politika İnönünün izinde Amerikalıların Türkiyede, hem ken- di menfaatlerini daha iyi savuna- cak, hem de akıllarındaki "Kıbrıs için hal çaresi"ni kabul edecek bir yeni Baş bakan aradıkları günlerde bu saf dost- lara çok türk şöyle diyordu: — Türkiyenin görebileceği en pro- amerikan hükümet bu hükümettir. Zira bu hükümetin kompleksi yoktur. Tür- kiyede yepyeni bir umumi efkâr, yep- yeni kuvvetler var. Sizin dünyadan ha beriniz yok.." Bu haftanın başında Dışişleri Ba- mİ karşılarındaki ince yapılı, güler yüzlü, ama sağlam bilgili ve sı- AKİS, 22 MART .1965 ki tutumlu olduğu hemen anlaşılan Hasan Işığı dinleyenler yukardaki söz lerin birer hikmet olduğunu sezmekte müşkilât çekmediler. Bakanlık koltuğu na oturmasından bu yanaki davranışla rıyla kendi teşkilâtında hemen, dışar- dakiler üzerinde ise yavaş yavaş -İhti- lâlden beri ilk defa Dışişlerine bir Ba- kan geldi" intibaını uyandıran Hasan Işık şöyle dedi: "-- Hayır, yeni Hükümetin dış poli- tikasının eskisininkinden değişik oldu- ğu söylenemez. Tabii, günün değişen şartlarına göre bu dış politikanın uy- gulanması bakımından bazı değişiklik- ler olabilir fakat politikanın esasında değişiklik diye birşey yoktur. Türkiye- nin ötedenberi izlediği dış politika je- YURTTA OLUP BİTENLER Hasan Işık bir adım daha ileri gi- derek, iki ülke arasındaki ekonomik münasebetler konusunda ortaya yeni bir görüş de koydu. Türkiyenin ikti- sadi kalkınması için gerekli dış fi- nansman kaynakları mutlaka belli bir kaç devletten sağlanır diye hiçbir ka- den de dış yardım. almaktan kaçınma yacaktı. Yeni Dışişleri Bakanı Hasan Işık sında söyledi. vermek gerekirse, konuları ele alışın- daki cesareti, açık sözlülüğü ve güler Hasan Işık Sovyet Büyük Elçisi Nikita Rijofla Eski ağıza yeni taam opolitik durumumuza, tarihsel geliş- meye ve milletlerarası barış düzeninin devamı şartlarına uygun, milli bir dış politikadır ve esasları büyük Atatürk tarafından konulmuştur." Ya türk - sovyet (omünasebetleri? Hasan Işık bu konuda da hiçbir tered- düde yer vermeyecek biçimde konuştu: İşbaşına geldiği günden buyana edin- diği intibaa göre, ne yeni türk hükü- meti, ne de sovyet hükümeti iki ülke arasında son zamanda gelişen iyi kom- şuluk münasebetlerinde bir değişiklik yapmayı (düşünüyorlardı. Geçen yıl Moskovada imzalanan kültür anlaşma sını yürürlüğe koymamak diye birşey söz konusu değildi. yüzlülüğüyle oObasın karşısındaki ilk sınavını başarıyla verdi. Yeni haberler Dışişleri Bakanının basın toplantısı- amı, Anadolu Ajansı ame- mila im ve onların "key-man"lerini üzüntüye sevkedecek başka bir haber verdi. Amerikalılarla aramızdaki ikili anlaşma feshediliyordu. Bu sarhoş a- merikalılara türk çiğnediklerinde "gö revlilik dokunulmazlığı" sağlayan meş hur anlaşmadır. Bunun feshi için İ- nönü Hükümeti zamanında ilk teşeb- büslere geçilmiştir ve Hasan Işık bun- ların neticelendirilmesini odurdurma- mıştır. Zaten bugün görülen manzara bilhassa son yıl içinde rayına girmiş 9

Bu sayıdan diğer sayfalar: