12 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

12 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S İ Sinemacılar Truffaut Türkiyede Sahneye orta boylu, zeki bakışlı, ka sevimli ve oldukça mahcup birin çıktığını gören seyircilerden çoğu Bi retini gizlemedi. Çünkü dört film çe- viren ve dünya çapında ün kazanan yönetmeni kellifelli biri sanıyorlardı. Oysa koltuğunun altına bir çanta ve- ya kitap sıkıştırsa üniversiteye yeni başlamış birinden ayırdedilemiyecekti. Yerli film oyuncularından Efgan Efekanı hatırlatan Truffaut'yu geçen haftanın sonunda birgün Ankaradaki Fransız Kültür Heyetinin sinema salo- nunda görenlerin ilk izlenimi bu oldu. Ama Truffaut'nun meslek hayatını izle- yenlerin hayreti de daha az değildi. Çün- kü yönetmenlikten önceki uzun sine- ma eleştiriciliğinde o benimsediği atıl- gan, hattâ saldırgan tutum ile bu yu- muşak, çekingen ve mahcup delikan- lıyı bir arada düşünmek pek kolay değildi. Gerçekten de İ yaşında olan oTruffaut yirmi yaşla- rındayken tanınmış sinema eleştiricisi Andre Bazin'in himayesinde eleştiri- ciliğe (başladığı (o vakit bütün gücüyle "putları kımak" işine girişmişti. Bir yandan fransız sinemasının yerleşmiş değerlerine, "kodamanlar" ına veryan- sın ediyor, bir yandan tuttuğu sine- macıları göklere çıkarıyor, bir yandan da sinemaya tutkun gençlerin istedik- leri filmleri istedikleri gibi çevirebile- ceklerini ileri sürüyordu. Fransanın haftalık "Arts", aylık "Cahiers du Cinema" dergisinde kendi gibi dü- şünen genç fransız eleştiricileriyle birlikte bu temaları ısrarla, inatla iş- liyen Truffaut hepsinden gözü pek, kimsenin gözünün yaşına bakmaz tu- tumuyla sempatileri de şimşekleri de üzerine en çok toplayanıydı. Truffaut'- nun savunduğu birinci görüş - putları kırmak-, kendisine birçok düşman ka- zandırmakla birlikte, bazı kimselerin yeniden değerlendirilmesine, bazı ön yargıların değiştirilmesine yardım et- ti. İkinci görüş -tutulan sinemacılar-, birincinin tam tersine, yıkılan putla- rın yerine -tabii (değişik ölçülerde- yeni putların konulmasına yol açtı. Nihayet üçüncü görüş -herkesin film çevirebileceği görüşü- belki de bütün u görüşlerin en inanılmaz, olmakla b birlikte, şaşılacak tesadüflerin yardı- mıyla gerçekleşti: o Truffaut arkadaşıyla ortak olarak, ödünç mal- zeme sağlayarak, Mistons"u çevirdi. 32 birkaç lâboratuvara borç takarak yarım saatlik ilk filmi "Les Arkadaşı Claude NEM A Chabrol, eşine kalan büyük mirastan yararlanarak "Le Beau Serge - Yakı- şıklı Serge'i, bu filmin aldığı primle de "Les Cousins - Yeğenler"'i meyda- na getirdi. Louis Maile ailesinin ma- li desteğiyle "Ascenseur pour L'ehafaud - İdam sehpası'nı gerçekleştirdi. Ar- dından Truffaut ilk uzun filmi "Les 400 coups - 400 darbe"yi çevirdi. Ar- tık bir zamanlar "Jön Türkler" diye anılan eleştiriciler, şimdi "yeni dalga" yönetmenleri olarak anılmağa başlan- mışlardı. "Yeni Dalga" birkaç yıl içinde yüzden fazla genç yönetmeni içine alacak kadar gelişti. Fakat yine brikaç yıl içinde, bu şaşılacak bolluk- taki yönetmenden ancak bir düzine kadar "dişe dokunur" sanatçı kaldı Eleştiride olduğu gibi sinemacılıkta da bunların arasında yine Truffaut yer alıyordu. Dereden tepeden Haftanın Oo başındaki Pazar günü "Jules et Jim - Jules ile Jim'i (1962) sunmak Üzere sahneye çıkan Truffaut, artık "400 darbe" (1959), “Tirez sur le pianiste - Piyaniste ateş edin" (1960), "La peau douce - Yu- muşak ten" (1964) filmleriyle "yer- leşmiş" bir yönetmen niteliği taşıyor- du. Truffaut'nun Ankaraya geldiği gün düzenlediği basın toplantısında gaze- teciler kendisinin çeşitli (konulardaki düşüncelerini öğrenmek fırsatını bul- dular. İlk sorulardan biri oldukça "nâ- zik"ti: Birbuçuk yıl önce "Jules ile Jim"in Tüıkiyede "umumi terbiye ve ahlâka mugayir" olduğu için yasak- lanması konusunda ne düşündüğü s0- ruluyordu. Truffaut bunu, kestirmeden, "haksızlık" diye (niteledi. -Aradaki birbucuk yılda "umumi terbiye ve ah- lak"ımızda büyük bir gelişme olmalı Florürlü diş macunu ipana F | uorid Diş minelerini sertlestirir * Çürümeleri önler (Radar Reklâm : —165) AKİS, 12 MART 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: