19 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

19 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER rumu bütün nezaketini muhafaza e- diyordu. Papazın aklı Rumların durumundaki bu sertleş- menin tam Güvenlik Konseyinde- ki Kıbrıs görüşmelerinin o başlayacağı günlere rastlaması hiç kimsenin gö- zünden kaçmadı. Acaba rumlar, Kon- sey görüşmelerinin öncesinde boyle hareket etmekle ne okazanmak isti- yorlardı? Ankaradaki siyasi yorumcu- ların hiçbiri bu sorunun kesin cevabı nı veremedi. Türk Dışişleri Bakanlığı da, rumların niyetini öğrenmek için, Ankaradaki yunan elçisini (Pazartesi akşamı davet ederek, olup bitenlerin açıklanmasını istedi. Anlaşılan, Papa- zın niyetine Atinanın da aklı ermiyor olmalı ki, yunan elçisi Salı günü Türk Dışişleri Bakanlığına verdiği cevapta dişe dokunur hiçbir şey söylemedi. Yu nan elçisine göre, Lefke ve dolayların da olanlar öyle büyük meseleler çıka- racak türden şeyler değil, alınmış bazı olağan güvenlik (o tedbirlerinden ibarettir! Yı elçisinin overdiği bu cevap Ankarada hiç kimseyi kandırmadı. Şu sırada kim Kıbrısa saldırmaya kalkış laşılan şudur ki. bu olayların gerisin- de Makariosun, AdadaM Barış Gücü- nün itibarını düşürmek isteği yatmak- tadır. Gerçekten, Adadaki rum basını, bundan daha çok önce. Barış Gücü- nün süresinin uzatılmasına karşı cep- he almıştı. Zira rumlar, bu kuvveti, Adadaki türk mukavemetini kırma ça- balarına karşı dikilmiş en büyük en- gel olarak görüyorlardı. Öteyandan, Adaya yeni bir türk saldırısından söz açmakla, oMakari- osun, Güvenlik Konseyinde ve dünya kamuoyunda yeniden kendi durumu- nu kuvvetlendirmek istediği anlaşıl- maktadır. Fakat Papazın bu oyunları- na artık herkes o kadar alışmıştır ki, onun bu yeni dolabına da kimsenin inanması beklenemez. 'Nihayet, Kıbrıs rumlarının yeni saldırıları o Türk Değiştirme Birliği- nin Adaya gönderileceği günlere rast- lamaktadır. Türkiyenin bu birliğin gönderilmesiyle | ilgili oOolarak aldı- ğı tedbirler, rumlara, sanki bir türk saldırısıyla karşıkarşıya bulunuyor- larmış gibi gürültü koparmak fırsatı- nı vermiştir, öyle anlaşılıyor ki, Ma- karios ve arkadaşları bu fırsattan fay dalanarak Adadaki son türk mukavet yuvalarını kırmak emelindedirler. Ateşle oynanmaz! Kıbrıs rumlarının bütün bu hesap- larla giriştikleri yeni macera, ateş- 18 Hasan Işık konuşuyor Akıl için yol birdir le oynamaktan başka birşey değildir. Adadaki soydaşlarının saldırıya uğra- masına seyirci kalamayacak olan Tür- kiye elbette ki gerekli göreceği bütün tedbirleri alacaktır. Nitekim, askeri plânda, son günler içinde önemli adım lar atılmış, ordu ve donanma alarm durumuna getirilmiştir. Eğer Makarı- os pusulayı şaşırıp biraz ileri giderse, çoktan hakettiği dersi hemen alacak- tır. Bu haftanın ilk günlerinde Türkiye diplomatik plânda da boş durmamış- tır. Türk Dışişleri Bakanı Hasan Işık, Bölgesel Kalkınma Anlaşmasının ba- kanlar seviyesindeki toplantısında bu- lunmak üzere yapacağı Karaçi yolcu- luğundan vazgeçmiş olayları daha yakından izlemek için Ankarada kal- mıştır. — Dışişleri Bakanlığına yakın çevreler, Türkiyenin rum tahriklerine kapılmamak için büyük bir dikkat gös terdğini belirtmektedirler. Anlaşılan, türk dış politikasını yönetenler, Kıb- rıs meselesinin Birleşmiş Milletlerde görüşüldüğü bir sırada durumu daha da karıştıracak herhangi bir davranış tan dikkatle kaçınmak kararındadır- lar. Bu haftanın ilk günlerinde Anka- rada en fazla dikkati çeken olaylardan biri de, Türkiyedeki Sovyet Büyük El- çisi Nikita Rijovun Başbakan Suat Hayri Kl ile Salı öğle üzeri yap tığı görüşmedir. Bu görüşme konusun da taraflar her türlü açıklamadan ka çınmaktadırlar. Fakat anlaşıldığına rın Lefke dolaylarında giriştikleri son hareket sırasında ağır toplar ve tank- lar kullandıkları görülmüştür. o Gelen ajans haberlerinde oObunların sovyet yapısı olduğu söylenmektedir. Sovyet Büyük Elcisi Rijov ısrarla bu haberle- türklerinin güvenliğini tehlikeye düşü reçek hiçbir yardım yapmadığım tek- rarlamıştır. Ancak, gene Rijovun Baş- bakan Ürgüplüye söylediğine ( göre, Sovyetler Birliği başka ülkelere yol- ladığı bazı silâhların Kıbrıs rumları- na devredilip edilmediğini denetleye- cek durumda da değildir. Başbakan Ürgüplü Sovyet Büyük Elçisi Rijovdan sonra Amerikan Bü- yük Elçisi Hare ile de uzun bir görüş- me yapmıştır. Lâf pazarı Bir yandan Doğu Akdenizde bütün dünya barışını ilgilendiren bu o- ak olup biterken, diğer yandan Atlantiğin ötesindeki Birleşmiş Mil- letler gökdeleninde de Kıbrıstaki Ba- rış Gücünün süresinin uzatılmasıyla ilgili görüşmeler başlamıştır. Bu görüş melerin Kıbrıs rumlanyla Kıbrıs türk- leri arasında yeni bir söz düellosuna tanık olması beklenmektedir. e Kıbrıs rumlarının Dışişleri Bakanı Kipriya- nu, Atina ve Londrada yaptığı temas- lardan sonra, şimdi Güvenlik Konse- yi çalışmalarına katılmak üzere New York'a gelmişbulunmaktadır. Öte- yandan Kıbrıs türk topluluğu lideri Rauf Denktaş ile Savunma Bakanı Osman Örek de Konseye Kıbrıs türk- lerinin görüşünü anlatmak için New York'a gitmektedirler. Güvenlik m yapacağı gö- rüşmelerden sonra rış Gücünün Adada kalış süresinin il ay daha u- zatılacağı umulmaktadır. o Çalışmaları nekadar etkisiz olursa olsun. Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin bugün Kıbrıs- taki nâzik dengede başlıca rolü oyna- dığına şüphe yoktur. Eğer Ada türkle- ri bugün hâlâ Türkiyeden gönderilen yardımları alabiliyorlarsa, Kıbrıs türk lerinin aldığı savunma tedbirleri rum lar tarafından hemen giderilmiyorsa, bu, Birleşmiş Milletlerin (o sayesinde- dir. Zaten rumların Barış Gücüne kız- masının başlıca nedeni de budur. Son olaylar, ei anlaşmazlığına en kısa zamanda çözüm yolu bu- lunması gerektiğini “bütün dünyaya bir kere daha hatırlatmıştır. AKİS, 19 MART 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: