19 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

19 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

takviye edildiği açıklandığı halde, Rad- yo idaresi, "Gelecek Hafta" isimli prog ramın sanat yönünden hazırlanmasın- dan da bu teknik elemanı sorumlu tut muştur. Bu programın derlenişi, açı- ış kullanılarak programa renk verilmeye çalışılması İbrahim (Coşkunun emek- lerinin boşa gitmediğini açıkça göster- mektedir. küçük örnekten de anlaşıl- akt: dır radyolarımızda belli bir PiosranElik anlayışı ve kesin bir prog- ramcı yetiştirme zihniyeti yoktur, her- kullanıp da ortaya birşey- ler çıkarırsa işler düzgün gitmekte, ak si halde sonuç sıfıra inmektedir. Kısa- cası, herşey talihe bırakılmıştır. Talih rüzgârı nereye doğru eserse, rady programları da o tarafa eğilmektedir. u anlayış içinde, Türkiye Radyo- larının programlarında, önümüzdeki ay içinde yapılması beklenen, düzeltmele- re pek fazla ümit bağlamamak gerekir. RADYO Nisan ayında Ankara Radyosunun sa- bahtan gece yarısına Okadar aralıksız yayın yapacağı da açıklanan yenilikler arasındadır. Bu şekilde ilk defa saat 15- 17 arası da programlarla doldurulmuş- tur. Bu süre içinde yayınlanacak olan programlar eğitimle ilgilidir. T.R.T. Kanununun öngördüğü eğitim program larına doğ bu yönelişin ne gibi sonuçlar Kaban ilerde göz ge- çirmek. hesalına muhakkak E verimi bir davranış, ola caktır Olmasın İşte size bir karakter tablosu! Turgut Özakman niçin, karşısında olduğu bir fikri, sanki daha önce o fikre itiraz eden kendisi değilmiş gibi, uygulamaktadır! Çünkü o zaman Mahmut Tali Öngörenin Merkez Program Müdürü yapılması ihtimali -T.Ö.'ce- Kr ve aslında T.Ö. herhangi bir fikre karsı filân delil- . Öngörenin karşısında olduğu husus, sadece, sevme- diği kimselerin tayin edineceklerini sandığı yerlerdir. Ben bugün ri eskiden savunmuş olduğu Merkez Program Müdür lüğü fikrini savunuyorum ve radyoların er-geç bu sisteme döneceklerinden emin olduğumu iddia ediyorum. “Sizi istediğiniz yere getirmedikleri için beni tenkit ediyorsunuz.". diyerek, haklı yermelerin ağırlığını üstlerinin karşısında hafifletmeğe çalışan zihniyete de acı- yorum r de beni, istediğim çe tâyin edilmememin "ger- 1 niyet var. Eğer kamu oyundan saklayacak kadar büyük bir sebep olsaydı, beni, istifa ettiğim T.R.T.'deki son görevim olan Program Müdürlüğüne getirmezler ve ayrılmamam için ısrar da etmezlerdi. Bu gibi iftiralar da bir başka ka- rakter tablosu çizmiyor mu? Tekzibin bir bolümü de bir zamanlar T.Ö.'yü yazıla- rımla övdüğümü ve kendisine herkesin dünde teşekkür ettiğimi hatırlamama ayrılmış. a da kuvvetli bir hafızam var: Yıllarca önce bir tiyatro açık oturumun- da T.Ö.'nün ii bir amerikan piyesinden alınmı olduğu ileri sürülünc bunun Kai tesadüf olabileceğini söyliyerek -hiç de ihtiyacı kken-, kendisinin safında yer aldığımı ve Radyo Müdürlüğü kai teklif edildiği zaman, bir hafta boyunca tereddüt ettiğimi görünce, "siz gelirse- niz, ben de Radyoda kalırım" diyenin yine T.Ö. olduğunu hatırlıyorum. Oysa geçen haftaki tekzibinde "Radyo Mü- dürlüğüne o kadar hevesle gelmiştiniz" diyen de bizzat Tur gut Özakman olduğuna göre, ortada eskisine kıyasla tu- AKİS, 19 MART 1965 Mahmut T. ÖNGÖREN haf bir tekilde değişmiş, bambaşka bir şahıs var demek- tir. Bu sebepten de, eskiden kendisi için yazdıklarımla bu- gün yazdıklarım birbirini tutmuyorsa suçu bende ara- mamak gerekir! .Ö., karşılaştırma yapmak için, "Radyodan aldığımız ücretleri açıklayalım mı?" diyor. Elbette!.. Yalnız, bugüne kadar Radyodan aldığım bütün ücretlerin bana kendisinin ve bir başka arkadaşının onayı ve imzası ile verildiğini de açıklamak şartiyle... Sonra bir de bugün çeşitli dedikodu- lara sebep olan bütün T.R.T. ücretlerinin ve progra masraflarının da bizimkilerle ÖM açıklanmasından kaçınılmayacağını sanıyorum. T. n dediği gibi gerçek- ten de talih beni 1962'den sonra kah Radyo içinde, kah dışında, kah yurt dışında tuttu Bu süre zarfında TO» hep Radyo içindeydi. Ama sadece öğleden sonraları.. yarım günlük mesai içinde bile onu yerinde bulal bilmek bir hayli güç olurdu. Ama benimle mukayese edilirse, doğ rusu. Radyoyu hiç bırakmadı! Şimdi soralım: Radyoda kaldığı süre içinde T.Ö. ne yaptı. Radyoya ne gibi yenilikler getirdi, neler verdi? Ken disi Söz ve Temsil Yayınları Şefiydi. Hiç olmaz ki mi düzeltti? Gerçi tekzibinde. benim kadar " li" ve "iyi" radyocu olmadığını ve "elinden geldiği kadar” ımı yaptığını söylüyor. Ama "elinden geldiği kadar"la hiç ol- mazsa T.R.T. devrinde radyo piyeslerini ahlak dışı kelime ve imi Bn kurtaramaz mıydı? Daha geçen Pazar- geçen Zi radyo piyeslerinde, köy öğretmenleriyle alay edildiği için yakınan bir ilkokul öğretmeninin mektubunu dinledik. Demek ki sonuç şu: Kendi sahasında dahi rad- yolara faydalı olamayandan radyo programcılığında bir- şeyler beklemek boşunadır. Böyle karakter tabloları çizip geçen haftaki tekzibe veya ilerde gönderileceklere cevap yetiştirmeğe çalışarak. hiç de hoş olmayan bir polemik , havasına girmeğe niyetli değilim. Radyoları radyoculuk bakımından eleştirmeğe de- vam edeceğim. Aksini yaparsam. T.R.T.'ye haksızlık olur. 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: