30 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

30 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Herekede Kocaeli AKŞAM köy çocukları kampı Bu kampın en büyük faydası köy çocuklarını asri bilgilerle karşı karşıya getirmesidir Kampta her şey var: Kütüphane, sinema Herekede trenden iner inmez karşi- mıza ilk raslıyan ağaçlı tepeye başını- zi kaldıracak olursanız elektrikle ya- zılmış bir cümle görürsünüz «Kocaeli, köy çocukları kampın... Bu, Türkiyede ilk defa açılan ve memlekette henüz bir eşi daha olmıyan köy çocukları kampıdır. Kampın yüksekliğine baktım. Son- Ta elektrikle yazılmış yazıya göz at- tım ve sordum: — Bu kadar yükseğe elektrik çıka- rabildiniz mi?.. Yanımda yürüyen Herekenin genç ve çalışkan Maarif müdürü: — Çıkardık. dedi, hattâ yalnız elektrik değil su da çıkardık. Kocaelinin emektar hocalarının kendi elleri ve hattâ kendi kazmala- rile açtıkları muntazam yoldan tepe- ye çıktığımız zaman dünyanın en ha- Tikulâde, en nefis manzarası ayakları- mizin altına serildi. Her ne hikmetse bizde manzarası güzel bir vilâyeti fi- Jân mmethelmek lüzumgelince «Anado- Tanun İsviçresi» tabirini pek kullanı- Tiz, Fakat köy çocuklarının o kampının bulunduğu yer bu tabitin de fevkinde bir güzelliktedir. Kampı geziyoruz. İşte köy çocukla- rının çadırları ve içlerinde muntazam karyolaları... Dağ başında kurulan bu kampa her türlü medeni ihtiyaç geti- rilmiş. Burası öyle bir kamp ki kütüp- hane çadırı var, okuma balkonları var, sesli sineması var, elektriği var, radyosu var, rasat İstasyonu var, ec öne çadırı var, doktoru var... Bu itibarla köy çocukları kampı "Türkiyede ve belki de bütün Balkan- larda şimdiye kadar kurulan en mü- kemmel talebe kampıdır. Burada aşağı yukarı bütün işleri köy çocukları, talebeler yapıyor... Ev- velâ büyük bir kazanın önünde deh- getli bir meharetle kabak soyan ço- cuklar bizi görünce gayet güzel birer reveransla selâmladılar. İleriledik.. 'Bir köy çocuğu rasat istasyonunu mu- ayene ediyor ve o günkü rasat raporu- nu hazırlıyor. Denize doğru uzanan balkonda köy çocukları geniş iskemle- lere yan gelmişler, ellerine hepsi birer kitap almış okuyorlar... Ara sira içle- rinden biri bitirdiği kitabını kütüp- hane nöbetçisine teslim ediyor ve ye- nisini istetiyor... Kampta sinema Çadırların ortasında bir sinema per- li Kamptan bir kaç enstantane cuklarına güzel bir Mikey filmi gös- terilecekmiş... Burada köy çocuğu âdeta bir rüya hayatı, yeryüzünde bir cennet hayatı sürüyor. Ayrı ayrı bir çok köylerden toplanan bu çocukların çoğu meselâ hayatlarında ilk defa «çatalı denilen şeyi bu kampta görmüşler ve bu kamp- ta kullanmışlar. Hattâ İzmit köylerinden oldukları halde ilk defa denizi bu kampta gö- Trenler bile var... Öğle yemeği çanı çaldı. Köy çocuk- ları masalarına oturdular. Köyünden ilk defa deniz kenarına inen Ali adın- da bir çocuğa yaklaştım. Elindeki ça- talı sanki kırk yıllık âşinası imiş gibi kullanıyordu. Sordum: — Ne zamandanberi çatalla yemek yiyorsun?.. Köylü Ali cevap verdi! — Buraya geldiğimdenberi, 20 - 22 gün var. — Ondan evvel?, — Elimle yerdim, çatalı bilmezdim. Görmemiştim ki... Burada öğrendim çatalı, — Çatalla mı yemek yemek daha iyi elle mi?.. — Elbette çatalla.. ilk gün çatalla zorluk çektim.. ağzıma filân battı ama şimdi alıştım. Çatalı çok seviyorum... Kafamı kesseler artık elle yemek ye mem. Çok pislik elle yemek yemek... — Peki köyüne gittiğin zaman?.. — Öğretmenlerimiz hepimize birer çatal verecek. Biz de çalalları köye götüreceğiz. «İnsan gibi yemek böyle yenir.» diyerek yemeğimizi çatalla yi- yeceğiz. Ali karşımda konuşurken düşün- düm. Kamp çocukları köylerine ceple- rinde birer çatalla dönerken âdeta baba evlerine medeniyet götürecekler... — Peki Ali... Bu kampta başka ne- ler öğrendin?.. Neler gördün?.. — Denizi gördüm, Çatalı gördüm. Radyoyu gördüm. Sinemayı gördüm. Sonra şalvarım vardı, çıkardım. Pan- talon giydim. Şimdi mayom da var, Yüzmek te öğreniyorum. Bütün bu gördükleri, köy çocukları için harikulâde şeyler.. Fakat asıl köy çocuklarını derin bir hayrete dü- şüren bir şeya daha var... Kamp idare- si çocukların buradaki hayatına dair bir filim çevirtmiş, bu filim köy çocuk- larına kampın sinemasında gösteril elektrik, radyo, rasat istasyonu... yürüdüklerini, oturduklarını, kalktık- larını, yüzdüklerini, jimnastik yap- tıklarını görmeleri aralarında dünya- nın en müthiş hayretini uyandırmış... Kampın en büyük faydasi Köy çocuklarının sağlık durumu fevkalâde, Burası âdeta bir «kilo alma yurdun 20 günde 3, 3 buçuk kilo alan çocuklar pek çok... Fakat bence bu kampın sağlık, zevk, spor kadar mü- bim olan en büyük faydası köy çocuk neslini zamane yaşayışı ile, asri bilgi- lerle karşi karşıya getirmesidir. Bir çatalı görmek, öğrenmek insana basit bir şey gibi gelir ama bu ne faydalı bir medeniyet bilgisidir. Kamp bir yandan köy çocuğuna kilo ve sağlık verirken bir yandan da kafasını işle- tiyor. Zaten kamp programında çocukla- rın iki kere denize girmek, jimnastik, uyku $e saire gibi saatleri arasında içtimai mevzulâr etrafında dersler, ta» biat tetkikleri de var. Sonra çocuk kampta hayatla mücâ- deleyi öğreniyor, kendi kendisinin işi- ni görmeğe alışıyor. Yemeğini kendi ayıklıyor, yatağını kendi yapıyor, ye- meğini kendi taksim ediyor. Yemek- ten kalkarken hep bir ağızdan: «— Türküm, doğruyum, yasam kü- çüklerimi, büyüklerimi saymak...» di- ye başlıyan türkçe ve çok güzel bir dua hep bir ağızdan okunuyor. Ve yemekten kalkınca hemen öğle istirahati. Dörde kadar uyku.. Dört- te deniz... Yataklarına doğru giden iki çocuk yanımızdan geçiyor. Biri; — Eğer, diyor, şimdi ayağımızda şalvar olsaydı pişerdik değil mi? Ne iyi bu pantalonlar!,. EF, Şerbetler Terkos süyu ile yapılacak Belediye, - yaz münasebetile fazla mikdarda sarfedilen şurup, şerbet, ayran vesairenin yapılma şartlarını €saslı surette kontrol etmeğe karar vermiştir. Daimi encümenden verilen bu karara göre bu gibi meşrubat Ter- kos suyile yapılacağı gibi bunlara &id kapların da behemehal 'Terkoş suyile: yıkânmasi lâzımdır. 'Terkoğ Suyu kullanmıyanlar hakında der hal ceza verilecek ve bu gibi meşru- bat hemen dökülerek satışlarına mü- saade edilmiyecektir. Izmirde sular azaldı Bir kısım su kaynakları tamamen kurudu mir (Akşam) — Bu yıl, İzmir ve havalisinde kurak yıl sayılıyor. Yağ- mur pek az yağmıştır. Onun için muhtelif tedbirlere rağmen ancak ge- çen seneki rekoltelere erişilebilmiştir. Hattâ İzmirin en mühim ihraç mah- sulü olan üzüm, bu sene, diğer yıl- lardan azdır. Kuraklığın, İzmir şehrine akan ve halkın ihtiyacını temin eden kaynak #uları üzerindeki tesiri büyük olmuş- tur. Yüzlerce senedenberi İzmirin yu- karı mahallelerinin su ihtiyacını kar- şılayan Vezir ve. Osmanağa suları kaynaklarından mühim bir kısmı ta- mamen kurumuştur. Mevcud. (11) kaynakları yalnız ikisi su vermekte- dir, Bu yüzden belediye; bu kaynak- lar civarında sondajlar yaparak yeni kaynaklar araştırmaktadır. Mütehas- Sıslara yaptırılan tedkiklere göre Vezir ve Osmanağa suları kaynaklarının âtisi iyi görülmüyor, bu kaynakların İsmamen kuruyacakları haber verili- yor. Bu takdirde İzmirin mühim bir kısmı, susuz kalacaktır. Yukarı ma- halleler halkı; şimdiden şikâyetlere başlamışlardır. Belediyece yapılan tedkiklerde Bu- ca nahiyesi dahilinde Tahtaköyü da- ğında çok güzel ve suyu mebzul bir kaynak bulunmuştur. Yapılan keşif- lere göre İzmir şehrini suya boğacak | #azlalıkta olan bu kaynak suyunun İzmire getirilmesi için 400,000 liraya Mhtiyaç vardır, Karşıyaka halkının su ihtiyacını te min eden Yamanlar kaynak suları da bu sene çok azalmıştır. Yeni abon- manlara su verilmemesi ve su sarfiya- tanın fazlalaştırılmaması kararlaştırıl- | mıştır. Atide, kuraklık devam ederse Yamanlar kaynak sularının ne vazi- yet alacağı meçhuldür. Fakat Yaman- lar dağında bir çok kaynak suları var- dır. Mevcud tesisata, yeni kaynaklar sularının ilâvesi suretile halkın su ih- tiyacını temin etmek mümkün ola caktır. Belgrad radyosunda İzmir fuarı hakkında konferanslar Belgrad radyosunun dün akşam haber verdiğine göre, Belgrad radyo- sunda 15 ağustosta saat 2030 da beynelmilel İzmir fuarı hakkında Sırpca, ertesi günü Fransızca ve 17 ağustosda da gene ayni saatte Türk- ce birer konferans verilecektir. | KADIN KÖSESİ Keten tiresinden tayör | | Beyaz keten tiresinden elde örül müş tayör.' Bu tayörün içine ince ti- re ile örülmüş irland danteli bluz gi- yilmelidir. 25 lira kazanan küçük İ okuyucumuz «Çocuklar ara sında» anketimi- ze rey verenler arasında 25 lira- hık birinci mükâ- © fatı Ankara Zira- ast bankası me- murin servisinde B. Aziz Egenin oğlu Sedad Eğe kazanmıştı. Talihli okuyu- cumuzun bir fo- tografını neşre- diyoruz. Kümesi temizlerken yangın çıkıyordu Beyazıddn Hasanpaşada oturan Aziz, binanın arka tarafındaki kü- mesi tütsü yapmak suretile temizle- mekte iken kümes ateş almış, alevler esas binaya da sirayet etmekte iken yetişen itiaiye tarafından söndürül- müştür, Kumkapı sahillerindeki çöplerin kaldırıldığını ve bu sahillerin temizlendi. ğini dünkü nüshamızda yazmıştık. Yalnız bu münasebetle çektirdiğimiz resim yerine gazeteye yanlış bir klişe girmiştir. Eskiden çöpten ve pislikten geçilmis yen sahillerin bugünkü hali yukarıdaki iki resimde görünüyor, “ Baam 2 Çe EE muson o— az Nİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: